..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Olgunluğa erişmemiş şairler ödünç alır, olgunluğa erişenler çalar. -George Eliot
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İlişkiler > Mehmet Sinan Gür




14 Ağustos 2001
Müzik– Cats  
Mehmet Sinan Gür
Her kedi bir insandır. Bu benzetme kedilerin değişken ve özellikle bencil karakterinden ötürü yapılır. Aslında her insan bir kedidir. CATS, müziğe büyülenenlere ve kedi sevenlere.


:DJHI:
Her kedi bir insandır. Bu benzetme kedilerin değişken ve özellikle bencil karakterinden ötürü yapılır. Bir kedi kuyruğunu nasıl dik tutar? Kuyruğu dik tutmak... Bu söz ve durum direkt olarak insanlar için kullanılır. Başkalarına karşı, zor durumda olduğunuzu ve zayıflığınızı belli etmemek anlamına gelir. Aslında her insan bir kedidir.

Bülent Ortaçgil’in ‘Kediler’ isimli bir müzik parçası vardı; ‘Benimle Oynar mısın’ albümünde. Belki Cats (Kediler) müzikalinden esinlenmiştir belki de esinlenmemiştir, bilemiyorum. İnsanlara benzettiği büyük kedileri, küçük kedileri bir masal kurgusu içinde ve her parçasında görünen ağırbaşlılığı ile bize tanıtmıştı. Orhan Veli Kanık’ın da kedilerle ilgili şiirleri vardır. Sokak kedisi ve ciğercinin kedisi iki ayrı sınıftan iki insan karakterini yansıtır. Kedili sanatın en büyüğü ise onlar için yapılmış koca bir müzikal.

Lise yıllarındaydı. 1973 yılı olabilir. O zamanlar daha çok 33 devirli LP ler satılır ve kullanılırdı. Beşiktaş’ta her zaman olduğu gibi antenleri açmış geziniyordum. Merak güdüsü işbaşında idi. Benim ve herkesin büyük tutkusu İngiliz Rock grupları idi. O zamanlar müzik satan yerler plakçı olarak anılırdı. Kulağıma çarşı içinde bir plakçı dükkanından bir düdük sesi geldi. Plakçı aslan gibi hoparlörlerini dışarı vermiş sesini de sonuna kadar açmış, gelene geçene bir düdük sesi dinletiyordu. Yalnız bu sesi dikkatle dinleyince hiç de öylesine bir ses olmadığını fark ettim. Düdük sesi filan ama seste bir ahenk vardı. Plakçı birdenbire fareli köyün kavalcısı oluverdi. İnişler ve çıkışlarla süren büyülü müzik beni kendisine çekti. Düdük sesi dediğim şey yanılmıyorsam o yıllarda yeni kullanılmaya başlayan Synthisizer’dan çıkıyordu. Henüz lisedeydim ve plağı satın alacak param yoktu. Müzik bitene kadar plakçının vitrininden ayrılamadım.

Cats (Kediler) müzikali bir sahne gösterisi idi. İngiltere’de yıllarca oynadı. Dünyadan ve Türkiye’den insanlar sırf bu müzikali görmek için İngiltere’ye gittiler. Yıllara oyuncuların sabrı ve gençlikleri yetmediği için kadrosu birkaç kez değişti. Farklı zamanlarda farklı müzisyenler ve sanatçılar tarafından yorumlanmak zorunda kaldı. Zaman içinde yeni besteler eklendi, eskileri değişti. Bana göre ilk yapılan yani plakçının önünde dinlediğim versiyonu en güzeli idi.

Cats bir konu çerçevesinde bize kedi karakterleri tanıtır. Değişik karakterde kediler gerçekte insan karakterlerine karşılık gelirler. İnsanlar gibi meraklı, insanlar gibi bencil, duygusal, iyi, kötü, baştan çıkarıcı, sevecen, serseri, uslu, yaşlı, genç, ağır, hantal ve çeviktirler. Onların da Japonları, Çinlileri (Siyam kedileri) Zencileri vardır. Bu benzerlikleri daha çok uzatmak olasıdır. Ancak yalnızca bununla kalmaz. Kedilerin daha birçok yeteneği vardır.

Kör mü doğarsınız? Karanlıkta görür müsünüz? Baş aşağı düşerken havada dönüp ayaklarınızın üzerine düşebilir misiniz? Havadaki kopacak fırtınayı önceden his edebilir misiniz? İncecik bir duvarın üzerinden koşa koşa geçebilir misiniz? Boyunuzun beş katı yükseklikteki duvara iki harekette tırmanabilir misiniz? Yerçekimi kurallarına karşı gelebilir misiniz? Aynı anda iki ayrı tonda şarkı söyleyebilir misiniz? Bir kedi bunları yapamıyorsa zaten ona kedi denmez.

Bir kedi üç isimle isimlendirilir. Biri günlük kullanılan isim. Bu isim yaptığı işle ve karakteri ile uyumlu olmalıdır. İkincisi yalnız kendine ait olmalı ve başka hiçbir kedi tarafından kullanılmamalıdır. Üçüncü ismi ise hiç kimse bilmez. Bir insanoğlu bunu anlayamaz. Hiçbir araştırma da bulamaz. Bir kediyi oturmuş meditasyon yaparken görürseniz bilin ki üçüncü adının ona düşündürdüklerini düşünmektedir. Bazen kediler kıpırdamadan otururlar, otururlar, otururlar. İşte sebebi budur.

-     O meraklı ve ters bir kedidir. Ona ne teklif ederseniz tam tersini ister. Fare verirseniz balık ister. Balık verirseniz fare ister. Kötü olduğundan değil, diğerini merak ettiğinden.
-     O çevik bir kedidir. Onu görmek kolay değildir. Bir yerde bir suç işlenmişse, bir süt şişesi kaybolmuşsa bilin ki bu onun işidir.
-     O şişman bir kedidir. O publarda gezinmez. Onun birkaç kulübü, restoranı vardır. Oralarda avlanır.
-     O ikisi birbiriyle çok iyi anlaşırlar. İp üstünde akrobatlık yaparlar. Damdan dama atlar, kimseye çaktırmadan yemek çalarlar.
-     Yaşlı kedi yıllardır yaşıyor. Mezara tam dokuz tane eş gönderdi. Bütün köy onu tanır ve gurur duyar. Yaşlı kedi sokakta yaşar. Bütün köylü ona bakar. “Gözlerim avımı iyi göremiyor. Yavaş yürümeliyim. Dikkatli olmalıyım. Artık ayaklarım beni taşımıyor.“ Yaşlı kedi çok yaşlı. Yolun sonuna yaklaşıyor.
-     O tiyatro kapısının kedisidir. Anlayacağınız çok entelektüeldir. Gençliğinde kedilerin en akıllısı idi. Der ki, onun zamanında iken yetmiş tiradı ezbere bilirmiş. Şimdi gene söyleyebilirmiş. Bir keresinde sahneyi telgraf teli üstünde geçmiş. Yanan bir evden bir çocuğu kurtarmış. Şimdi gene yapabilirmiş. Hatta bir gün tarih yazmış!
-     O bir haydut kedidir. Neden olduğunu sormayın, bir kulağı yoktur. :)
-     O demiryolu kedisidir. Bütün işlerini trenlerin gelişi gidişi gibi tarifeli saatlere göre yapar. Yani çok disiplinlidir.
-     O bilge bir kedidir. En büyük sihirbazların ondan öğrenecekleri vardır. Sakin ve küçük, tepeden tırnağa kapkaradır. En dar çatlaktan sıyrılır, en ince yolda yürür.

Kediler yılda bir gece, Ay ondördünde iken bir araya gelirler. Şafak sökmeden önce eski başkan bir kez görünür. Sonra yeni başkan seçilir.

Müzikalin en tanınmış parçası ‘Memory’ (Anı) ayrı zamanlarda birkaç kez duyulur. Bu müzik parçası da Barbara Streisand gibi birçok sanatçı tarafından söylenmiştir. Bu parçayı söyleyen yaşlanmış dişi bir kedidir.


Sessizlik
Kaldırımdan tek ses gelmiyor
Ay anısını yitirdi
Yalnız başına gülümsüyor
Lambanın ışığında
Ayaklarımın altında toplanmış kurumuş yapraklar
Ve rüzgar inlemeye başlar

Anı
Ay ışığında yalnız
Eski günlere gülümseyebilirim
O zamanlar güzeldim
Hatırlarım
Mutluluğun ne olduğunu bildiğim bir zamanı
Bırakın yaşasın yeniden anı

Her sokak lambası
Ölümcül bir uyarıda bulunur gibi
Işıkları gidip geliyor
Yakında sabah olacak

Gün ışığı
Güneşin yükselmesini beklemeliyim
Yeni bir yaşamı düşlemeliyim
Vazgeçmemeliyim
Şafak söktüğünde bu gece de bir anı olacak
Ve yeni bir gün başlayacak

Dumanlı günlerin yanmış uçları
Sabahın yıpranmış soğuk kokusu
Sokak lambaları ölür
Bir gece daha geçer
Başka bir gün başlar

Dokun bana
Beni bırakmak çok kolay
Güneşte geçirdiğim anılarla
Yalnız başıma

Anlarsın bana dokunursan
Mutluluğun ne demek olduğunu
Bak
Yeni bir gün başladı

Hiçbir zaman hiçbir şeyde umudunuzu yitirmeyin. Büyülendiğim mısra,
“When the dawn comes tonight will be a memory too.”
Müzikalin son parçasında kedilerin ve insanların bir özeti yapılır.

Kedilerin birkaç çeşidini dinlediniz
Kanımca karakterimizi anlamak için
Yok artık bir tercümana gereksinmeniz
Aynı sizin gibidir kediler
Bakış açısı için yeteri kadar öğrendiniz

Fakat hala bilmiyorsunuz
Nasıl tavlanır bir kedi
Öncelikle söylemeliyim ki
Köpek değildir kedi
Güvenmek ister kediler

Bir kedi ağzının tadını bilir
Ona güzel yemekler verin
Saygı ister kediler
Kedilere adlarıyla seslenin

Bir kedi ummak hakkına sahiptir
Bir kedi için gereklidir bu saygı delilleri
Siz isteseniz de istemeseniz de
Budur tavlamanın yolu kedileri

Bu tüylü hayvanlara bundan sonra daha farklı bir gözle bakacağınızı umuyorum. Burada kedi kelimesini silip yerine insan yazın. Değişen bir şey olmadığını göreceksiniz.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: bu yazıyı nasıl gözden kaçırmışım.
Gönderen: kemal pismisoglu / Kayseri/Türkiye
28 Ocak 2007
çok farklı bir yazı. gerçekten enfes. ve uzun olmasına rağmen fazla bir tek kelime yok. ben genelllikle öven eleştirilerde bulunmam ama gerçekten etkilendim. hatta birazda kıskandım. bravvo




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın İlişkiler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Baraj Sorusu: Beni Seviyor Musun?
Müzik Film - Hair
Film Müzik– Batı Yakasının Hikayesi
Otobüsler, Minibüsler vs.
Müzik– Chess

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Canlı Balık
Lenin'in Mozelesini Ziyaret
Sahalin'de Altı Ay
Ölüm Anında Görülen Tünel ve Işık
Cadde'de Eğlence
Önyargı
Çanakkale Gezisi - 2
İki Günlük Çanakkale Gezisi - 1
Müzik - Tevekkül
01 06 Diyarbakır"dan Sevgilerle

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Nazım Hikmet'ten Çanakkale Şiiri [Şiir]
Ateş ve Ölüm (Bütün Şiirler 16. 07. 2009) [Şiir]
Seni Seviyorum Bunalımı [Şiir]
İncir Ağacı [Şiir]
Bir Dosta E - Mektup [Şiir]
10 Ağustos 1915 Anafarta Ovası [Şiir]
Sevgisizlik [Şiir]
Mor Çiçekler [Şiir]
Eskiden [Şiir]
Bir Ruh Çağırma Operasyonu [Öykü]


Mehmet Sinan Gür kimdir?

Yazmayı seviyorum. Bir tümce, bir satır, bir sözcük yazıp altına tarihi atınca onu zaman içine hapsetmiş gibi oluyorum. Ya da akıp giden zamanı durdurmuş gibi. . . Bir fotoğraf, dondurulmuş bir film karesi gibi. Her okuduğunuzda orada oluyorlar ve neredeyse her zaman aynı tadı veriyorlar. Siz de yazın, zamanı durdurun, göreceksiniz, başaracaksınız. . . . Savaş cinayettir. Savaş olursa pozitif edebiyat olmaz. Yurdumuz insanları ölenlerin ardından ağıt yakmayı edebiyat olarak kabullenmiş. Yazgımız bu olmasın. Biz demiştik demeyelim. Yaşam, her geçen gün, bir daha elde edemeyeceğimiz, dolarla, altınla ölçülemeyecek bir değer. (Ancak başkaları için değeri olmayabilir. ) Nazım Hikmet’in 25 Cent şiiri gerçek olmasın. Yaşamı ıskalamayın ve onun hakkını verin. Başkalarının da sizin yaşamınızı harcamasına izin vermeyin. Çünkü o bir tanedir. Sevgisizlik öldürür. Karşımıza bazen bir kedi yavrusunun ölümüne aldırmamak, bazen savaşa –yani ölüme- asker göndermek biçiminde çıkar. Nasıl oluyor da çoğunlukla siyasi yazılar yazarken bakıyorsunuz bir kedi yavrusu için şiir yazabiliyorum. Kimileri bu davranışımı yadırgıyor. Leonardo da Vinci’nin ‘Connessione’ prensibine göre her şey birbiriyle ilintilidir. Buna göre Çin’de kanatlarını çırpan bir kelebek İtalya’da bir fırtınaya neden olur. Ya da tam tersi. İtalya’daki bir fırtınanın nedeni Çin’de kantlarını çırpan bir kelebek olabilir. Bu düşünceden hareketle biliyorum ki sevgisizlik bir gün döner, dolaşır, kaynağına geri gelir. "Düşünüyorum, peki neden yazmıyorum?" dedim, işte böyle oldu. .

Etkilendiği Yazarlar:
Herşeyden ve herkesten etkilenirim. Ama isim gerekliyse, Ömer Seyfettin, Orhan Veli Kanık, Tolstoy ilk aklıma gelenler.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.