..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Herkesin derdi baþka. -Orhan Veli
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Günlük Olaylar > Hardal Biber




4 Nisan 2007
Aziz Nesin Vakfina Yapýlan Saldýrýlar Ýlk Deðil  
Aziz Nesin Vakfina yapýlan saldýrýlar ilk deðil yýllardýr sürdürülüyor.

Hardal Biber


Koc Vakfi vergi muafiyetinden de yararlanýp Devlete ait orman arazisinin üstüne ‘bol paralý üniversite’ kurdugunda, eðitim binalarýnýn üç katý alana Migros, Divan Pastanesi, magazalar, muhteþem deniz manzaralý lojmanlar kondururken ' Eðitim Gönüllüsü' olsun; ömrünü mahkeme kapýlarýnda asýlsýz iddialarla çürüten bir yazar kendi çocuklarýndan esirgediði mirasiyla eðitim vakfý kurdu mu arkasýnda art niyet arayýn. Pes dogrusu.'


:BFFH:

Aziz Nesin Vakfina yapýlan saldýrýlar ilk deðil yýllardýr sürdürülüyor.
Bir zamanlar komünist yuvasý olmakla suçlanýyordu, komünizm tehlikesi fos çýkýnca, dinsiz yuvasý olmakla suçlandý. Beyni fuhuþ kurbaný olmuþ aklý evveller simdi de N.V’ný fuhuþ yuvasý olmakla suçluyorlar. Saldýrýlar "'gönlü geniþlerin'' gönüllülük esasýna dayalý kurduklarý bir vakýf icin yapýlýyor..

Vakfýn faturalarýndaki biralar bile söz konusu edildi. Robert Kolejin masraf faturalarýný incelemek bu fesat akýllýlarýn hiç mi aklýna düþmez. Hangi Amerikalý hocaya ‘Robert Vakfi’nýn kesesinden kaç lira viski parasý odenmiþ araþtýrsýnlar.

Koç Vakfý vergi muafiyetinden de yararlanýp Devlete ait orman arazisinin üstüne ‘bol paralý üniversite’ kurup, eðitim binalarýnýn üç katý alana Migros, Divan Pastanesi, magazalar, muhteþem deniz manzaralý lojmanlar kondururken ' Eðitim Gönüllüsü' olsun; ömrünü mahkeme kapýlarýnda asýlsýz iddialarla çürüten bir yazar kendi çocuklarýndan esirgediði mirasiyla eðitim vakfý kurdu mu arkasýnda art niyet arayýn. Pes dogrusu.' Eðitime katkýda bulunmak' bu memleketin eðitimsiz kalmasýnýn baþ sorumlusu olan tekelci sermayenin mi tekelinde olmalý .
Onlara göre elbette öðle olmalý.

Aþaðýda yazýmýn ekinde aktardýðým Ali Nesin’in Vakýf’ta eðitim gören gençlerin iþkence altýnda ifadeleri alýndý yönünde açýklamalarýný abartýlý bulanlar olacaktýr.
Devletin sözde güvenlik kuvvetlerinin bu konuda ne kadar üstün yeteneklerle donanmýþ olduðunu 12 Eylül döneminde onbinlerce kiþi yaþadýklarý olaylarla þahit oldular. Aradan bunca yýl geçti. Artýk Avrupa Birliði kapýsýna yüz sürten bir ülkeyiz diye düþüne bilirsiniz. Unutmayýn. Devletimiz geleneklerine son derece baðlýdýr. Üst kademelerde görev yapan birinci sýnýf bir Emniyet Müdürünün protestocu gençlere saldýran kiþilere: “ Vatandaþ bozguncu gençlere haddini bildirdi.” , diye arka çýkmasýnýn üstünden çok zaman geçmedi ve bu Emniyet Müdürü halen görevinin baþýnda.

Yazýmýn ekinde Ali Nesin’in konuyla ilgili açýklamasýna yer veriyorum ve tüm yazýn dostlarýný Nesin Vakfýyla dayanýþmaya girmeye çaðýrýyorum.

Sayýn Ali Nesin, “elleriniz aðrýmasýn.”

Ali Nesin ( www.nesinvakfi.org

Sevgili Dostlar,

Dehþetengiz bir karalama kampanyasýyla karþý karþýyayýz. Bunun sonunu hiç hayýrlý görmüyorum. Sadece Nesin Vakfý açýsýndan deðil, Türkiye ve insanlýk açýsýndan da.

Eðer bunca özveriyle kurulan ve yaþatýlmaya çalýþan bir çocuk kurumuna böylesine alçakça ve acýmasýzca çamur atýlabiliyorsa, gerisi benim hayal gücümü aþiyor.

Sonuçta çocuk bakýyoruz... Yemiyoruz yediriyoruz, ýsýnmýyoruz ýsýtýyoruz.

Nesin Vakfý 'a ve kimsesiz çocuklara bakan diðer kurumlara hayasýzca saldýranlar, sokak çocuklarýndan, tinercilerden, kapkaççýlardan, sokakta yaþanan vahþetten yakýnma haklarýný kaybettiklerini biliyorlar mi acaba?

Çocuk kurumlarýnda çalýþanlar büyük bir özveriyle yokluk ve zorluklarla boðuþurlar. Uç kuruþ maaþa... Kimi zaman da gönüllü... Tek mutluluklarý yüzleri gülen çocuklardýr. Onlar bu toplumun isimsiz kahramanlarýndandýr, bu toplumu toplum yapan deðerleri yaþatan kiþilerdir.

Nesin Vakfý'nda bir "anne" dört çocuða bakar. Gecenlerde TV kanalýnda izlediðiniz devlet kurumunda çocuklarý döven "anne" kaç çocuða bakýyordu? Saydýnýz mý? 30 muydu? Herhalde. Siz hiç 30 çocuða baktýnýz mý? 30 çocuða bakmanýn ne demek olduðunu bilir misiniz? Ustelik hangi çocuklara, hangi ortamda, hangi koþullarda...

O "anne"nin kendisi de dayakla büyümüþtür büyük olasýlýkla; kendi çocuklarýný da dayakla büyütmüþtür. Þimdi de 30 kimsesiz çocuðun sorumluluðu verilmiþ... Bunun ne demek oldugunu tahmin etmeye çalýþýn. Dövmesin de ne yapsýn anne? O maaþa ancak böyle bir anne bulunur. O eðitimde ve o düzeyde biri o koþullarda ancak öyle davranabilir.

Düþmaný iyi belirlemek gerekir. Düþman ne o kurum, ne de o annedir. Düþman, içinde yaþadýðýmýz koþullardýr.

Bir senaryo kurayým: Nesin Vakfý'nda bir anne dört çocuða bakar dedim biraz önce. Peki, çok kötü koþulda dört çocuk daha görsek ne yapacaðýz? Örneðin kömürlükte yaþayan, yada iþkence gören, yada sokaklarda dilendirilen, aç sefil, ölüm tehlikesinde... Almamalýk olur mu? Görmemeye çalýþýyoruz ama görürsek alacaðýz mecburen. Gözle görünce dayanýlmýyor. Peki bu yeni çocuklara bakacak annemiz yoksa? O zaman var olan annelerin her biri dört yerine beþ çocuða bakacak... Peki baðýþlar azalýr da çalýþan sayýsýný azaltmak zorunda kalýrsak ne olacak? O zaman da ya bir anneyi iþten çýkaracaðýz yada annelerden biri "maaþým ödenmiyor" diye isini býrakacak, ama bu sefer de her anne beþ yerine altý çocuða bakacak. Kolay mý o kadar çocuða bakmak? Eðer koþullar deðiþmezse bir annenin sorumlu olduðu çocuk sayýsý yediye, sekize çýkacak. Belki de daha az maaþa çalýþacak bir anne bulacaðýz. Annenin sinirleri yýpranacak, yorgun düþecek. Haliyle... Ýnsan bünyesi bu, bir yere kadar dayanýr. Bir ara uykusuna yenilecek. O sýrada çocuk pencereden sarkacak, elektrik prizine civi sokacak, odadan çýkacak... Allah korusun... Allah korusun ama, ne olur ne olmaz, biz gene de onlemimizi alalým...

Çocuk bakan kurumlara saldýrmak mýdýr çözüm?

Nesin Vakfý aleyhine sürdürülen kampanyayý sýcacýk evlerinde rahat koltuklarýna gömülmüþ cýkcýklayarak izleyenler, o sýrada bizim ne yaptýðýmýzý düþündüler mi acaba? Ben soyleyeyim ne yaptýðýmýzý: Tuvalet temizlemekten gelecek ayý nasýl çýkaracaðýmýzý hesaplamaya kadar olaðan tüm iþleri yaptýðýmýz gibi, bir yandan da bakirelik kontrolunden geçen kýzlarýmýzý teselli ediyorduk, yuvalarýndan alýnacaklarýný düþünen çocuklarýmýzý yatýþtýrýyorduk, olan biteni anlayacaklarý ve üzülmeyecekleri bir dilde anlatmaya çabalýyorduk, gülümsemeye, güven vermeye çalýþýyorduk. En çaresiz kaldýðýmýz zaman da hýçkýrýklarýmýzý hapsedip onlara sarýlýp susuyorduk.

ýSöylemeden geçemeyeceðim. Küçücük kýzlarýmýzdan birine adli tip doktoru olacak kiþi, "namaz kýlar gibi yap" demiþ. Kýzýmýz bilememiþ doktorun ne demek istedigini. Bu yüzden de doktordan bir güzel azar iþitmiþ. (Acaba toplumun hangi kesimi cikciklayacak bu satýrlarý okuduðunda?)

Sevgili dostlar, sizlere bize yaþatýlan her þeyi anlatamýyorum. Çünkü bu mektuplar maalesef cinsel evrimlerinin evcilik oyunu aþamasýnda takýlýp kalmýþlarýn da eline geçiyor.

Gazetelerde çarþaf çarþaf yayýmlandýlar, televizyonlarda bangýr bangýr baðýrdýlar: Nesin Vakfý'nda tecavuz! Anuste yýrtýk var! Üç kýza daha tecavüz edilmiþ! Vakýf' ta bakire kalmamýþ!

Oysa hiçbir þey yok! Adli Tip raporlarý tertemiz. Ama gene de haber yapýldý ve hakkýmýzda dava açýldý!

Pes! Diyecek laf bulamýyorum.

Her þey doðru olsa bile, boylesine trajik bir olay boyle mi haber edilir? Toplumsal sorumluluktan vazgectim, hiç mi utanma arlanma yok?

Tutuklanan gençlerimiz cezaevinde iþkenceden geçtiler, aþaðýlandýlar, korkutuldular, ölüm ve tecavüz tehditleri aldýlar. Biri tabanlarýna basamaz ve cenesi kenetlendiginden konuþamaz bir halde ve beþ kuruþ parasýz gecenin bir yarýsýnda sefil bir durumda Bayrampaþa sokaklarýnýn karanlýðýna terkedildi. 17 yaþýnda bir çocuktan bahsediyoruz! Bu çocuk bir hafta boyuncu katý yemek yiyemedi ve tuvalete gidemedi. Ýki gün kaldýðý cezaevinden çýkýp 36 saat sonra Vakf'a döndüðünde (önce annesine gitmiþ) donuk gözlerle bakýyor ve iki kelimeyi zor yanyana getiriyordu.

Ýnanýyorum demesine karþýn, "seni Allahsýz!" diye dövmüþler. Önce jandarmalar, sonra gardiyanlar, daha sonra da mahkûmlar. Aslýnda dövmek istedikleri Aziz Nesin ve düþünceleri elbet.

Çocuk yurdunda çocuklarý döven anneye olduðu gibi, düþmanýný karýþtýrýp çocuklarýmý döven bu cahillere de aciyorum.

Cahiller neyse de, okumuþ yazmýþlarýn düþmanýný karýþtýrmaya hakký yoktur. (Öyle deðil mi piyasa gazetelerinin ve TV kanallarýnýn sayýn haber müdürleri?)

Çocuklarýmýz iki günlük cezaevi ziyareti boyunca yaþadýklarýný kaleme alýyorlar. Ýnanýn bana, pek kolay olmuyor yazmalarý. Bitirdiklerinde kamuoyuna sunacaðým.

Ýþkenceyi þikayet etmek amacýyla aldýðýmýz adli tip raporlarý, "o kadar da önemli bir þey yok" gibilerinden bir þey söylüyor. Oysa taban, avuç ve sýrtlarýndaki dayak izlerini ben gözlerimle gördüm. Birinin dosyasý takipsizlik aldý, itiraz ettik, sonucu bekliyoruz. Diðerinin þikayeti halen soruþturuluyor.

Bilen söylesin: Türkiye'de tecavüz suçlamasýyla tutuklanan kaç kiþi iki gün sonra salýverilmiþtir? En küçük bir emare ya da delil olsaydý, sonuç böyle mi olurdu?

Biri iþkence diðeri tecavüz iki rapor var. Ýkisi de ayný þeyi söylüyor: Ýþkence/tecavüz olmamýþtýr. Birine dava açýlmýyor, diðerine açýlýyor. Bu da Aziz Nesinlik deðilse ne Aziz Nesinliktir?

Suçsuz çocuklarýmý iþkenceci devlete ihbar etmedim suçlamasýyla mahkemeye verildim. Býrakýn çocuklarýmý, karþýmda canavar olsa bu iþkenceci devlete ihbar etmem! Bu böyle biline. Hiçbir suçun cezasý iþkence olamaz diye düþünenlerdenim.

1,5 yýl hapsim isteniyormuþ. Sanki umurumdaydý! Temsil ettiðim ruha dokunamazlar ki...

Üstelik çocuk baktým diye hapse atacaklarsa, 1,5 yýl ne ki! 150 yýl atsalar ýslah olmam!

Sözlerim öncelikle bize düþman olmamasý gereken ama beni çok þaþýrtan basýna ve medyaya (onlar bilirler kim olduklarýný): Çocuk bakan kurumlara saldýrmayýn, onlara sahip çýkýn ve destekleyin.

Dostlar: Toplumun Nesin Vakfý'na ihtiyacý olduðu sürece dimdik ayaktayýz ve bu vakfý yaþatacaðýz, ama insanlýk ölürse bize yer kalmaz ki! Ýlla ki insanlýðý kurtarmak gerekiyor!

Ali Nesin ( www.nesinvakfi.org)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn günlük olaylar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
80'ler Okan Bayülgen Hakký Devrim ve Ötekiler
Güncelliði Güncellenmiþ Bir Yazý

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Güldemdekiler 1
28 Yýl Önce 28 Yýl Sonra
28 Yýl Önce 28 Yýl Sonra
28 Yýl Önce 28 Yýl Sonra
C. C'nin Vatandaþa Hitabesi

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Karþýlýksýz Aþk [Öykü]
Þehir, Dað ve Çocuk… [Öykü]
Bankamý Boynuzladýlar [Öykü]
Bu Þehir [Öykü]
Obur Öküzler [Öykü]
Güldemdekiler 2 [Öykü]
Türk Nikahlý Kuvvetleri Yönetime Elkoydu. [Öykü]
Sevme Organý [Deneme]
Savaþýn Gerçek Tadý [Deneme]
Köþeli Karpuz [Deneme]


Hardal Biber kimdir?

Ferrari'si Olmadan Bilge Olmaya Soyunan Taksi Þöförü.

Etkilendiði Yazarlar:
Voltaire, V.Hugo, K.Marks, Netekim Kenan


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Hardal Biber, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.