Düşünce dilden, dil düşünceden doğar. -Platon |
|
||||||||||
|
Aklımda çınlayıp duruyor bu soru. Hep o aynı sesle birlikte…‘Neden sevgi yeterli değil?’ Evet neden yeterli değil acaba? Neden sadece sevgiyle yetinemiyor insan? Hep yanında başka şeyler isteniyor. Beni arasın, beni sorsun, her gün buluşalım, hep yanımda olsun, aradığında şunu desin, şunu yapsın, bunu yapsın, cesur olsun, sözümü dinlesin, onunla görüşmesin, mavi tshirtünü giymesin, şöyle olsun, böyle olsun, bana şunu yapsın, şunu söylesin…bir ton şey….Ne kadar da gereksiz oysa hepsi. Bunu nasıl göremiyorlar! Sadece sevilmek neden yetmiyor? İnsan neden hep daha fazlasını istiyor veya başka şeyler arıyor? Neden illa bir karşılık bekleniyor? Neden bazen yanlış olduğunu bile bile aynı yolda yürüyor insan? Kendinden taviz veriyor ve gün geliyor kendini tamamen değişmiş olarak bambaşka bir yerde, olmaması gereken bir yerde buluyor? Olası geçmişlerimi düşünmeden edemiyorum bazen. Küçücük saniyeler ve anlık kararlar o kadar büyük ölçüde etkiliyor ki hayatımızı…İnanılmayacak derecede… - Bir elde bilmem kaçıncı bardak viski, diğer elde bilmem kaçıncı sigara, ayakta topuklu ayakkabılar, üstte xx large beden(veya üstte öyle duran) siyah, saçma bir manowar tshirtü, aralık ayında iç çamaşırıyla evinde oturan bir kadın. Perdeler sabahtan beri hiç açılmamış. Sabah demişken nasıl bir şeydi o? Güneş falan doğuyordu sanırım. Lanet olası güneş, kim ister ki onu? Led Zeppelin ‘babe i’m gonna leave you’ diye ağlamakta evinin içinde. ‘i can hear it callin me back homeee’ Hasta. Vücudunu ele geçirmiş birden fazla mikrop ve onların uzantıları var. Doktor? Gidemeyecek kadar bitkin….Sarhoş ya da değil hiçbir zaman hiçbir ilaç, hiçbir viski, hiçbir şey…hiçbir şey yeterli değil. Zaten her şeyin sorumlusu da bu değil mi? Bunlar değil mi? - Yıllardır hayal ettiği hayata ve düzene giden yolun ilk adımlarında, hayallerine adım adım yaklaşmakta, kendisine her zaman yardımcı olan ve onu seven biriyle beraber yaşayan, kendi ayakları üstünde dimdik durabilen bir kadın. Evin içinde neyin sesi mi duyulmakta? Muhtemelen Poison 'Don't need nothin' but a good time' demekte.... Örneğin yukarıda iki değişik hikaye var. Üç dakikalık bir karar anı sonucu, tek bir ‘hayır’ veya ‘tamam’ lafıyla bir insan bu ikisinden birini yaşayabiliyor. Birbirinden farklı iki yol…İlginç…tuhaf..korkunç…İşte hayat böyle saçma bir şey. Saçma olduğu kadar da güzel. İyi, kötü devam etmek lazım her zaman. En dibe düşüldüğü anda bile üstteki bütün yükleri tek tek etrafa saçarak yeniden yükselmeli. Devam etmeli her zaman...devam etmeli.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Esin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |