"Çok söz hamal yüküdür." -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Benimse; hayat diye bizim ile ilgili geleceğe dair planlar yaparken, yalnızca sana ait hayatı yaşarken yaşadıklarım.. Gittin! Yalnızca sana ait hayatını alıpta gittin.. Çünkü hayatına bir tanık istemiyordun. Çünkü hayatın paylaşılmazdı, paylaşmak seni savunmasız yapıyordu sana göre. Güçlü olmalıydın ve hayatını istediğin an çekip alabilmeliydin. Gelecek için ne kadar güzel planlar yapılsa da hayatına dair, sen istediğin an güçlü olmak adına onu hiç hesapsız çekip alabilmeliydin.. Senin hayatında var olabilmenin tek koşuluydu bu.. Bir mülteci gibi yaşamayı öğrenmekten geçiyordu her şey. Sığınma hakkını elde ettikten sonra verilenle mutlu olmayı bilmek, kendine ait olmayan bir yerde yaşamaya çalışmaktı. Senin hayatında var olabilmek ‘Mülteci bir aşk yaşamaktı’. Sen gittikten sonra günlerce seninle kavga ettim. Ve, her kavganın ardından defalarca özür diledim. Utancımdan aynada gözlerimi kendimden kaçırırken, gidişini haklı çıkarmak için her aşağılık bahaneyi ürettim. Senin hayatında var olabilmek için sadece mülteci olmayı bile diledim.. Kendimle yüzleşmek ne kadar zor bir bilsen, kendime yapacağım her akıl oyununu önceden bilmek, sadece biraz uyuyabilmek için günlerce kendimi kandırabileceğim yalanlar üretmek. Aslında bir hayatım olmadığı, senin hayatında aşk adına mülteci bir hayat yaşadığımı bana anlatmak ne kadar zor bir bilsen. Bir bilsen ama bilmiyorsun işte, bilmiyorsun. Yaşamdan her umudu kestiğimde, oda beni seviyor ve özlüyor bir gün mutlaka geri dönecek, varlığımın anlamını yokluğumda anladığını bana uzun uzun anlatacak yalanını uydurdum kendime. Şimdi bu yalanla yaşıyorum. Ve her gün aynada gözlerimi gözlerimden kaçırarak, en sevecen en samimi halimle merak etme bir gün dönecek diyorum.. Her insanın kimseye söyleyemediği, yalnızca kendinde saklı gerçekleri vardır. Benim gerçeğim sensin ve ben kendime bile söyleyemiyorum.. Sen güçlü olmak adına hesapsızca hayatını çekip aldığın günden beri, ben her gün aynada yüzüme tükürüp hala aynı yalanı söylüyorum sevgili.. --/--
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Murat Ekinak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |