"...Ve hepimiz az ya da çok rüyacı değil miyiz!" -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
kurumunun kantininde tanışmıştık, maç izlerken...öyle aniden, öylesine çabuk ve sıradan bir tanışmaydı bu.. onunla uzun geceleri sabahlara kavuştururduk. Uyumaz beklerdik karanlıklar aydınlığa kavuşuncaya değin. Benim eskiden örgütte yaptıklarımdan tutunda leblebi çekirdek gibi tükettiğim kadınlardan ve onun hayat üzerine kurduğu ilginç varsayımlardan ve çocukluğumuzdan bahsederdik...harbi duygusaldı bizimkisi ve şu koskoca şehirde yapayalnız... biz bunlardan söz ederken zaten günde doğardı biz de biraz olsun uyumak için yatağımıza uzanırdık... yukarıda da dediğim gibi o zamanlar yurtta kalıyoruz.. aynı blokta. O birinci kattaydı ben üçüncü..genelde birinci katın koridoruna iki sandalye atar sabahı beklemeye koyulurduk..sahi biz her gece her gece ne konuşurduk böyle sabahlara değin...sıkılmadan... tavladan pek anlamazdı...her oyunda yeneceğim derdi...bende "ustalar her zaman kazanır" derdim...çoğunlukla ben haklı çıkardım öğünmek gibi olmasın... ah ah, ama birde onun dediği çıkarsa işte o zaman usta rezil rüsvan olurdu...ne de olsa orta da iki mars bir düz yenilgi vardı ... birbirimize hiç kırılmadık...hiç ama hiç kavgamız olmadı...birde hiç sevemedik gerçek anlamda ta ki o, kızla tanışıncaya dek... uzun bir yaz tatili geçirdi sivas`ta... gitmeden önce bir kızdan söz ederdi hep ben pek umursamazdım...sonra gittiğinde epey uzak kaldık, döndüğünde de anladım ki kız epey hırpalamış çocuğu...işlerde yolunda gitmemiş pek... kız şimdi KTÜ`de okuyor sanırım ne aradığı var ne sorduğu...bizim ki de unuttum sanıyor gariban...laf aramızda ama kız derinden işlemiş belli.... bir o vardı, eskiden..yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi...iş olsun diye içmez, içtik mi yalaktan içerdik... onunla konuşmak rahatlatırdı beni...bütün sorunlarımı anlatırdım ve sanki ona yıkardım derdimi...gerisini o düşünür benden fazla üzülürdü bana...garip değil mi? Ben pek yorgundum hayat denen oyunda...bir türlü kurallara uyamıyordum..hep oyun bozanlık ediyordum...bu da epey pahalıya patlıyordu tabi...sonuçta cezamızı çektik, işkencemizi gördük, çekildik bir köşeye oturduk... yalnız şu lanet burnumuzu her boka sokmaya alışmıştık bir kere...nitekim böyle günlerin bir kaçında bazı vatansever arkadaşlar kurşunlayıp yola getirmek istedi beni...vakayı ucuz atlattık lakin onu beter üzdü bu durum...yıkıldı koca adam... "harcayacaksın kendi buralarda boşu boşuna, çek git buralardan" dedi...çok kızmıştı, üzgündü, ağlıyordu... ben gitmedim, gidemezdim, kaçamazdım işte... oda bunu biliyordu zaten... Kızlarla başımı derde sokardım hep... x`in yaşı küçüktü, y hamileydi, t ile ufak yollu yakınlaşmaya başlamıştık...bu kadar kız bir arada olunca idare etmesi zor oluyordu elbet... Üçüncü kez kurşunlardan sıyırmıştım...artık benimde kafam bozulmuş isyan etmeye başlamıştım...çanakkale ye gitmeye karar vermiştim...onun okulu vardı olmasa da gel diyemezdim, her şeyi bırakıp benimle gelmesini isteyemezdim... yalnızda kalamazdım...x ve y ye teklif götürdüm... her şeyi feda edip benimle gelir misin? X "evet" dedi, y "koşa koşa"... Son anda gitmekten vazcaydım...hatta biletlerim bile yandı.. neyse lafı uzatmayalım çok büyük bir bunalımdaydım...hiç param yoktu, okula da gitmiyordum...bu koca şehirde çok zor durumdaydım..birde y nin hamile olduğunu öğrenince iyice sıkıldım... kafaya koymuştum artık daha fazla yaşamayacaktım... zaten bu oyunu kuralına göre oynayamıyordum son bir kural dışı hamle yapıp kafama bir kurşun sıkacak ve perde diyecektim... Bu arada zorda olsa y yi kürtaja ikna etmiş ve 170 milyon bulup ona vermiştim kürtaj için...böylece ikinci çocuğumda doğmadan ölmüş oluyordu... ondan para almadım ama çektiği sıkıntılar yerine para verse daha iyi olurdu herhalde onun açısından... Bütün bu sıkıntılı günlerin ardından artık oda dayanamadı ve sivas a çekti gitti... 3 ayda dönmedi geri... o zamanlarda ben dünyamı değiştirmeye uğraşıyordum olmadı yapamadım...y nin kürtaj olduğu gün ben t ile beraberdim... y ye hamile kaldığı için kızıyordum belli ki... sonra x ve y ile yollarımı ayırdım artık sadece t vardı..üstelik o da yoktu..yalnız sayılırdım..her şeyi t ye yüklüyor ondan çok şey bekliyordum ve doğal olarak t bunun altından kalkamadı...ilişkimiz sıradanlaştı..ne onu ne de beni doyurabiliyordu bu ilişki... benim gözümde bitmişti artık t ile olan birlikteliğim... Sonra da bana o pis illet bulaştı...hep kötü şeyler gelip beni bulmuştu zaten hayatta... sonra yurttan da ayrıldım ve üç ay onunla görüşmedik...aramadım sormadım...onu, rahat bıraktım güya... ama o her şeyi biliyordu ve hiçte rahat değildi... Neyse ki bir süre sonra tesadüfen karşılaştık ve bir gece oturup içtik...ama ben eski ben değildim artık; ne öyle yalaktan içebiliyordum ne de uyumadan günün doğmasını bekleyebiliyordum... Sabah kalkıp işe gittim..o da bütün gece uyumamış, biraz olsun uyumak için benim yatağıma uzanmıştı...ve o gün bugündür görüşemiyoruz.... ben o kurtuluş gününü bekliyorum oda okulunu bitirip bu pis kentten çekip gitmeyi...eğer değişmediyse görmeyeli fikirleri... Ne diyelim şans... Belki bir sabah yine acılarımızı bölüşmek sevinçlerimizi katlamak için o pek az insanın yaşamak zorunda kaldığı küçük ve kalabalık yerlerden birinde yeniden karşılarız ...ölmeden önce son bir kez daha!....
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ali SEVİNÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |