..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kötü bir barış, iyi bir savaştan daha iyidir. -Puşkin
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Gülgün Karaoğlu




1 Haziran 2007
Aylardan Sonra Yine Yazmaya Cesaret Ediyorum.  
Gülgün Karaoğlu
Aylardan sonra yine yazmaya cesaret ediyorum. Bir cesaret bu gerçekten,öyle birikmişlikler var ki,bir anda ne ben onlarla yüzleşebilecek kadar güçlüyüm, ne de taşmalarını kontrol edebilecek kadar dingin... Sağar gibi yavaş yavaş olmalı,sağaltma dedikleri de aslında bu olmalı ama, nasıl yapmalı? O yüzdendir ki,yani kontrol ne mümkün,yazacaklarımda asla edebi bir unsur aranmamalı! Yalnızca bir insanın,evrende insanlığı deneyimleyen bir varlığın duygu boşalımı...


:AFBI:
Nov,19/05



Aylardan sonra yine yazmaya cesaret ediyorum. Bir cesaret bu gerçekten,öyle birikmişlikler var ki,bir anda ne ben onlarla yüzleşebilecek kadar güçlüyüm, ne de taşmalarını kontrol edebilecek kadar dingin...
Sağar gibi yavaş yavaş olmalı,sağaltma dedikleri de aslında bu olmalı ama, nasıl yapmalı?
O yüzdendir ki,yani kontrol ne mümkün,yazacaklarımda asla edebi bir unsur aranmamalı!
Yalnızca bir insanın,evrende insanlığı deneyimleyen bir varlığın duygu boşalımı...

Görmeden tanımak
Yaşamadan anlamak ne mümkün;
Hatta herkesin yaşadığından
Payı kendine
Ve kendi payıyla deneyimler herkes
Ve kendi tartımıyladır değerler hep!

Aşk aşktır hep,ama
Herkesin aşkı hep ama hep farklı.

Yaşam zor,
Herkesin zoru ayrı....

Ölüm hep aynı,
Ama herkesin ölümü bir ayrı...


........


Benim babam,
Güzel babam,
Yakışıklı,
Zeki babam;
Zekasını kaybetti
Yalnızca birkaç ay önce
Kaybetmeden yakışıklılığını...

Öyle dik bir dağın
Öyle eğilişiydi,
Ki,yakışmazdı ona
Ölümden gayrı,bu hayatta,
Böyle eğik kalmak!

O da zaten öyle yaptı!

.........


Hiç gördünüz mü babanızın
Ölüş çizgisinin yükselişini;
Tanık oldunuz mu an be an yitme seyrine
Ve umut nasıl bir armağandır ki insana,
O yitişi yaşarken
Hala beklediniz mi
Yaşayacak diye;
Ve sonrasında,
“Zaten belliydi herşey başından...”

Babamı,
Hep,zekasıyla övündüğü babamı,
Ki haksız da değildi hani,
Beyin iltihabından
Uğurladım
Geçen aylarda.

İflasına tanık oldum bir beynin,
Ki,benim için ne değerliydi
Ait olduğu kişi.

Öyle dağ gibi,
Öyle zeki ve nedense
Hep kontrollü
Babamı,
Öyle çocuksu,
Öyle bilinçsiz,
Ki, elbet burada yanılıyorum,
Ölüm anında mutlak vardı bilinci,
Ama,hep dimdik olan babamı
Öyle,yani ne bileyim,
Öyle yatarken yoğun bakımda
Ve hiçbirşeyciği yokken, bize göre,
Öyle uğurlayıverdik,
Onbeş gün içinde..

........

Ben sevgiyle gönderdim,o nasıl gitti bilemem,ama yaşamadan anlaşılması zor ve biliyorum ki herkes ancak yaşadığı kadar anlar.

Biliyorum ki herkesin deneyimi,herkesin ölçüsü kendine ve işte bu yüzden ki, birilerini yargılamak niye?


Nedense,ki bu lafın gelişi,yoksa ben biliyorum neden olduğunu,yargıladığımız herkesin durumunda bir şekilde bulunuyoruz...

Ben bunu öğrendim,elbet benden önce de öğrenmişlerdi ve elbette ben de buna dair öğrenilenleri okumuştum ve de elbette göründüğü gibi okuduğum değil,yaşadığım anda anladım.

Ama,bir olasılık, bir başka okuyan pay çıkarırsa diye,ama elbette ki, kendi deneyimlerini paylaşmak adına;belki de egodur, yazıyorsun,benim gibi..


Yargı,durumu deneyimlemeyi gerektirir ve eğer deneyimlemediğin bir konuda yargılıyorsan,benim artık öğrendiğim,o durumda bulunman gerekir; deneyimlediğin
bir konuysa da zaten bir başkasını yargılamaman gerektiğidir

Kime ne yararı olur bilmem,soba sıcak dendi diye kim el değdirmemiş,üstelik ben,özellikle,değdirmeden anlayamazken,bunları yazmam saçma ama dedim ya ama belki birileri ya da ego dürtüsü,illa da yazmak istiyorsun,belki de vicdandır,ne bileyim,yoruldum derinine inmekten!

Kaybolup gitmek var
Tüketirken yaşamı
Gördüğün gerçeklerde
Ve yeşermek belki çok kolayken
Anlamlarda,
Anlamlar sınırlanır
Bazen formlarda....

Ve kaos başlamıştır;
Sorun sınırlarda....

.................

Ağlarken güzel olur insan bazen,
Hiç seyrettiniz mi
Aynada kendinizi
Ağlarken?

...................

Gecenin bir rengi var ve gece
Gebe herşeye...
Her renk gebedir zaten herşeye;
Ve her şey elbet bir renge...

Gece,düştür,gece erkek,
Gece kadın,
Gece örtüdür dokunur
Her şeye...

Gece kördür ve o yüzden en çok
Sevişilir gecelerde....
.........
Yaşam dar geliyor bazen
Ve sıkıyor bedeni
Ve ruh çığlık çığlık,
Bunaldım,dar geliyor bedenim...

Lütfen,beni biraz boşaltın!

Ayrılın biraz etrafımdan,
Nefes alayım
Riyalar...

Yargılar,
Kesmeyin,nolur yolumu
Ve çıkarlar,
Lütfen biraz yok olun!

Kime ne zararım dokundu,
Lütfen sizde dokunmayın,
Bırakın yüreğim     
Biraz bakir kalsın...

.........



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
İlk Gece Hapı!..
Hayalleriniz Gerçekmiş Gibi Davranın...
Bizim Evin Halleri - 8
Dayanışma Dediğin Böyle Olur, Vallaha!..
Bizim Evin Halleri…4
Acaip Fikirlerim Vardır Benim…
Bizim Evin Halleri – 10
Yok Sayılan Dürtülerimiz...
Herkese Kendi Olmak Yakışıyor...
Kutlamıyorum "Babalar Gününü" Baba!..

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sayın Mustafa Kemal Atatürk,
Birer Kırmızı Karanfil…
Bizim Evin Halleri…
Bizim Evin Halleri... 3
Haydi Bakalım…
Hiç Tereddüttüm Olmadı Ki!
Bizim Evin Halleri… 1
Bizim Evin Halleri… 2
Maia ve Sokak Sakinleri

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Görmeden Tanımak [Şiir]
Başlığa Ne Hacet! [Şiir]
Meltem Kaçtı Gözlerime... [Şiir]
Yüreği Avuçlarındaydı Adam [Şiir]
İsyanların Ayyukasında! [Şiir]
Eşek Gibi Bir Aşktı Bu! [Şiir]
Heybe Dedi Anne [Şiir]
Nasıl Özledim, [Şiir]
Utanıyorum, [Şiir]
Issız Bir Yoldu Seninki [Şiir]


Gülgün Karaoğlu kimdir?

1963 İzmir doğumluyum. Şiir yazmak gibi bir kaygım olmadı hiç. . . Bir şeyler yazarken form değişiverdi aniden, farkına bile varmadan ben. . .


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Gülgün Karaoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.