Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim. -Cervantes |
|
||||||||||
|
Bu gün 17 Ağustos 2007. Bir deprem yıl dönümü. Hayır, bir deprem ağıtı veya gelecekte ki muhtemel büyük İstanbul depremi değil bahsedeceğim. Evet, çok büyük bir depremdi. Çok büyük sıkıntılar yaşandı. Binlerce insan öldü. Ama ne yapayım dostlarım bu gün benim hayatımda ki önemli dönüm günlerinden en önemlisi bu gün evet, bu gün 17 Ağustos bizim evlilik yıldönümümüz! Tam 16. yıl oldu. Allah’ın bana hayatımda lütfettiği en önemli şanslarımın temeli olan eşim Zeynep’le evlenmem. Çünkü benim en iyi şansım onun gibi muhteşem bir eşe ve birbirinden İyi iki dünya tatlısı çocuklara sahip olmaktır. Onlara gerektiği gibi bir eş veya baba olmayı Beceremezsem de onların bana olan inanılmaz büyüklükteki düşkünlükleri, sevgileri hiç eksilmedi. Tabii ki yinede benim onlara olan sevgime de yaklaşamazlar. Ben insanlarla çok kolay iletişim kurabilen bir insan değilim onlara çok çabuk ısınamıyorum. Hayatımdan daha önce doğal olarak çok hanım arkadaşım geçti. Ama ne böylesine sevdiğim oldu. Nede ümit verdiğim. Çünkü ben evet çok klasik bir sözde olduğu gibi ‘’ çok zor severim ama sevdim mi tam severim, ölesiye, bitmemesine. İşte öyle sevdim. Tam sevdim. Ve de öyle seviliyorum. Bunu tereddütsüz hissedebiliyorum. Bundan daha güzel bir duygu olabilir mi? Hiç sanmıyorum. Hele birde böylesine büyük bir sevginin, böylesine büyük bir aşkın harika iki meyvesi. Bu şans değil de nedir? Birbirinden sağlıklı, zeki, güzel, çalışkan vb. binlerce olumlu hep olumlu özellikleri olan iki çocuk. Sana şükürler olsun, Tanrım! Binlerce şükür! Bana bu kadar iyi hatta süper bir aile verdiğin için. Ve sana da teşekkürler aşkım. Bu geçen 16 yılda biliyorum seni istemeden, elimde olmadan Defalarca kırdım. Ama sen bütün bunlara karşın, çektiğin maddi tüm sıkıntılara karşın bana her defasında bir melek gibi davrandın. Kanatsız bir melek. Ve beni tüm sıkıntılarımıza ve Bu sıkıntılarımızın temel nedeni benim hatalarımdan kaynaklanmasına rağmen bunları ne hiç yüzüme geldin, ne de beni terk ettin. Sen hayatımda ki en iyi, en doğru tek kararımsın. Sıkıntılarımız hala bitmedi. Belki daha da uzun bir dönem bitmeyecek. Ama ne olursa olsun. Biz çok iyi bir aileyiz. Ve sonunda iyi güzel günler de gelecek. Buna eminim. Çünkü, bu kadar iyi ve birbirine bu kadar bağlı bir aile olarak bu büyük sınavı öyle veya böyle kazanacağız. Yarın belki de ertesi gün. Ama kesinlikle bir gün kazanacağız. Ve hep birlikte birbirinden güzel günlere kavuşacağız. Çünkü biz bu gelecek güzel günleri hak ediyoruz. Ve de nice güzel 16, 26, 36 ıncı evlilik yıl dönümleri kutlayacağız. Hep birlikte!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mehmet SALİH, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |