Paul'un Peter hakkında söyledikleri, Peter'den çok Paul'u tanımamızı sağlar -Spinoza |
|
||||||||||
|
Nasılmı? Şiir öyle olmalıdır ki bir örnekle izah edeyim.Mesela gündelik hayatımızda çok sık karşılaştığımız çay'ın tiryakisiyle ,şiirin okuyucusunu daha rahat anlamanız için çayın sunum şekliyle örnek verelim.Tabi bu örneklememizde şairlere renk vererek anlaşılır olalım; Mavi şairler; Çayı(Şiir ) kaynatırlar,demlerler,şekerini atar ve tiryakiye sunarlar,bunlar zayıf şairlerdir. Kırmızı Şairler; Şekeri atmadan verirler ama yanına şekeri koyarlar,dileyen dilediği gibi şeker atar ve çayını yudumlar. Turuncu Şairler; Çaydanlığı tiyakinin yanına koyar belki açık içiyordur yahut demli.Bunu tiryakiye bırakırlar bu da bir tarzdır. Siyah Şairler; Sıcak suyu hazırlar,yanına çay paketini koyar,oralet koyar ve hatta kahve koyar ve bir çok çeşit de ekleyebilirler,tiryakinin önüne koyarlar.Bu çok başarılı şairlerin işidir.Hele bir de ustalar vardır; Beyaz Şairler; Tiryakinin yanına hem soğuk su hem sıcak su hemde normal saf su,ısıtmak için tüp,çay,ve daha bir çok soguk içeçek ve yemek yapabilmesi için gerekli malzemeleride koyarki tiryaki karnını doyursun sonrasında çay veya başka bir şey içebilsin.İşte bu! Büyük ustatların işidir. Belki tiryaki tek şekerli içer veya benim gibi şekersiz içiyordur. Umarım şiir okuyucusuna yani tiryakiye son anlattıgım malzemeleri(şiiri) sunabiliriz. Umarım çaya şeker atıp uzatmayız.Zira şiirde esas olan hayal gücünün zenginliğidir."dağdan kestim kereste gel bize bize" Şiir değildir.Olamazda.Mani olur!Yada başka birşeydir adı.Şiirde anlatım gücü ne kadar derin ve genişse o kadar güzel ve o kadar çalımlıdır.Öyleki yukardaki bahsettiğim örnekte beyaz şairinin şiirni okuyan kişi ;şiirin mısralarında hayatını bulmalı,yani herkes kendine ait birşey bulmalı.Allah'a aşık kişi Allah aşkını bulurken,sevgilisine aşık olan kişide sevgilsini düşünmeli ve aynı şiirde başka biri annesini hatılamalı.Hitab ettiği kitle büyüyeceği için şiir baki kalacaktır.Yüzyıl sonraki insanlar şiir yeni yazılmış gibi keyif olarak okumalıdır. Şair şiirinde elle tutulur,gözle görülür kelimeler kurmaktan elinden geldiğince sakınmalıdır.Bunu başaramıyorsa deneme yazabilir,ama geceyi karnalık olarak tarif ettiğinde eksik kalacaktır.Önemli olan geceye kimsenin şu ana kadar tanımlayamadığı bir renk bulup o rengi saç'a verip o saçları şiirindeki msıralarda taramalıdır.Hatta daha da ileri giderek gerekiyorsa gecenin saçlarını okşamlıdır. Şair şiirlerinde döngüler yaşıyorsa ;yani ilk yazdığı şiirne dönüyorsa ve yazdığı şiirler birbirine benziyorsa bunu hisseder hisetmez kalemi bırakıp okumaya koyulmalıdır.Israr şirini bitirebilir. Ve şiir yarışmaları; Elbette bir şair için bir yarışmadan birinci çıkmak gurur duyulacak bir şeydir.Ödülü her ne olursa olsun!Önemli olan manevi hediyesidir.Ama bir yarışmadan birinci ayrılmanında çeşitli püf noktaları vardır. Bunlardan biri; Mesela İstanbul konulu bir şiir yarışması var.Ve şair,şiir yarışmasına şiiriyle dahil oalcak.Mevcut şiirini beğenmiyor.Şiir yazacak! İşte bir püf nokta; Mutlaka alanında en iyi olan üzerinde hilaf bulunmayan 20 şairin istanbul konulu yüz şiirini sabırla okuyarak kendini geliştirmeli.Yüz şiir okuduktan sonra tabi gerekli ortamı yakaladığında şiire yoğunlaşarak beyaz şairlere mahsus bir eser ortaya çıakrtabilir. Konumuz uzadıkça uzayacak ama bu kadar sanırım kafi şiirden bahsetmişken şimdi birileri; -Sen nasıl oluyorda şiir hakkında bu kadar söz söylüyorsun diyebilir.Bu yüzden yüzlerce şiirimden biri olan aşağıdaki şiirimi sizinle paylaşıyorum... Zor Ben! ızdırabların kıskandığı ızdırab! Zaman öyle hain,öyle zalim ki; Bakmak; Fitnenin içinden sana dogru Öylesine ölesiye zorki! Tebessüm sana sen dedim Demedinki ben gözyaşıyım. Her şeyi sildim seni silemedim Anladım ki alnındaki yazıyım. Sarhoş tiryaki bir kalemin Ve buruş buruş olmuş kağıtların, Nerden bilirdim kaderim olacağını Ve harf,harf senle dolacağını... Şairlikmi? Bunalım kadar zor. Bir o kadar manalı... Şiir mi? Yaşamak kadar kolay Bir o kadar zor zor... Seni ve seni anlayabilmeyi Anlamanın ne kadar zor olduğunu, Bak sigaranın son halinede, Anla şairlerin nasıl şair oldugunu...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Adem KORKMAZ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |