Geçmiş ölmedi. Henüz geçmedi bile. -William Faulkner |
|
||||||||||
|
İnsan.… kendi siretini... Muallakta seyrederken… Biteviye bir infialdeydi... Salah bulamayan... Ve biz küskünler obası.… İştahla geçiyorduk zamanın Küstah yutağından…. Müsvedde savaşlar artığı bir sığınakta İki var algısı…… Bir sığınak dedim... Ateş altında.. -ateş hattında- her yaşam... Sensiz hangi çağa abansam.. Noksan yurduna bir vargı… Ve …. Seninle her buluşmamız… Dua renginde bir kargı…… Uzatılmış semaya.. ………Yahut… bir tarih sargısı yaralarıma..… … Bu münzevi sağanakta … ………umutlar altından..... Ve sen...sesiyle.zümrüt dağlar kaydıran… …/….. Aşırmadayım tek bir hecenle binbir ummandan binbir imkan… Ukdelerimi devşirmedeyim zafere.. Apansız fezalar sürmedeyim ekmeğime.. Behey sesine yakutlar saran.. Sen….. Doyurmadayım hüznümü sonsuzunla.. ……./… Savurmadayım gölgedeki yokluğu bile ...ait olduğu yere....… serinine…… Sen...hey sesiyle elmaslar satan… Sesin…. Beni sana bağlayan yağlı bir urgan …. Üstüne karanlığın doğmadığı oymakta... Ateş ateş üstü bir zehirle,, Bir körebe beldeyim..…. ……/…. Dumanıyla bir kıygının…. Kızıl kıyamet ….… Dil gibi sihr-i helal bir kıstakta.. …./……. Ummanların seviştiği bozlakla.. Yokun var’a ateşkesi ……sen’deyim.. Ellerinde.… Çıplak bakır oyması bir gravürüm..… Savaşın kan emzirdiği çocuklar çiz yüzüme… Gözleri dehşeti artık seçemez olmuş… Durma orda işle.. Nazın ve işvenle aydın bir sığınak gibiyim..…… Sözünün buğusuyla geçir aslım haddeden...... Yalnız bir habben içre bin yıllık seferde.......… Var’ın yok’a bulandığı o serde.. Yok’un var’la atıştığı………bende’yim.. …/….. İsmin.... Bir tarih yağması. Sensiz hangi çağa el versem bir yitik insan çalgısı... Tenimde bir korkusuz yama senden… Yamaçlarım yalpa yalpa sevda koması…. …/…. Şimdi bu metruk sağanakta ……İkimiz kaldık … Ve sen…… sesiyle zümrüt dağlar kaydıran… Ateşe vereceğim işveyle ateşe.. Tüm sığınakları… Cilveyle tüm savaşları erdireceğim güneşe… Tüm minik elleri değdireceğim sesine… Savaşları eğdireceğim a’makına.. Binler çocuk derunumda... Ver elini… Sen hey sesine yakutlar saran… Bu köhne sığınakta…. Ben…seninle Bir körebe beldeyim..…. ……/…. Dumanıyla bir kıygının…. Kızıl kıyamet ….… Dil gibi sihr-i helal bir kıstakta.. …./……. Ummanların seviştiği bozlakla.. Var’ın yok’a karıştığı kucakta… Yokun var’a ateşkesi ……Sen’deyim
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © leyla karaca, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |