..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sanat doğaya eklenmiş insandır. -Bacon
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > Yunus Emre Coşan




30 Kasım 2007
95'ten Kalan Yaprak  
Yunus Emre Coşan
Dağses gazetesi yazıları


:ADDB:
Eski bir kitabın sayfaları arasında 1995 yılından kalma bir takvim yaprağı kalmış. Takvim yaprağını elime almak istemiyorum, pul pul dökülecek gibi duruyor. 28 Ekim tarihli ve sararmış iyice. Anımsıyorum da o günlerde anne tarafından dedem daha hayatta. Radyoda dinliyor haberleri. Ben daha ilkokuldayım. 28 rakamının yanında “1923 yılında Mustafa Kemal Paşa ‘Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz’ dedi” diye bir not düşmüş. Bundan 84 yıl öncesinin bir sözü. Ve 1927 Türkiye ‘deki ilk nüfus sayımının yapıldığı tarih. Sayım sonucunda 13 milyon 648 bin 270 kişi olduğu açıklanmış. Yine tam 84 yıl önce. Bir not daha iliştirilmiş: 1886 tarihli. Bundan tam 121 yıl öncesi; Fransızlar Özgürlük Anıtı’nı ABD’ye hediye ederek, New York’un göbeğine diktirmişler. Anlaşılan o ki biz henüz yerimizi yurdumuzu hazırlamamışken milletlerin birilerinde özgürlükler konuşulmaya başlanmış. Ve ne zaman “yeni yurdumuzda kaç kişi yaşamaya başladık” dediğimizde ise aramızda 41 yıllık fark oluşmuş, ne kadar da özgürmüşler diye amiyane bir görüşe kapılıyorsunuz. Oysa 2 yılda yapılan bu heykelin bedeli Osmanlı Padişahı Abdülaziz tarafından ödenmiş ve Amerika’ya hediye edilmiştir. Belki de o yıllarda Osmanlı sınırlarına dikilebilecek bir heykel yerel huzursuzluklar çıkacağı kaygısı ile istenmemiştir. 46 metrelik dev heykel yerel kaygılar nedeniyle daha da yüceltilmek üzere ABD’ye gönderilmiştir. Gözümüz heykelde değil ama heykel dostluklarına takılmış durumda şimdilerde… Yıllar öncesinde kalan pazarlıklarda! Dönelim biz 1995 tarihli yaprağımıza. Atatürk’ün Cumhuriyet ilan etmek için 28 Ekim günü dediklerini duyar gibiyim.
Her şeye yeniden başlamışlığın heyecanı ve sancılı bir memleketin ışıltısını yansıtan sözleri… Tek başına milli bir devlet… Özgürlük heykellerinin bize fark atmasını düşündürür mü hiç! İşte o yılların ertesi gününü yani 29 Ekimlerin belki de bayram adına en çok yakışanını bu 29 Ekim’de terör nedeniyle sımsıkı geçirdik. “Bayramlar birlik ve beraberliğimizdir” diyordu dedem. Bense et yediğimiz bayramlardan gayrisini düşünmezdim, bulduğum takvim yaprağının üzerinde yazan tarihlerde. Sofrada bir arada oluşumuz gelirdi aklıma. Birlik ve beraberlik bu olsa gerek diye söylenirdim içimden. Belki de Fransa-ABD birliğini yansıtan özgürlük heykelleri çokça meşgul etmezdi aklımızı ama o yıllarda İnönü gibi iyi niyetli siyasilerin olduğunu bilir, televizyonda hindi bakışlarıyla çıksa da konuşsa diye beklerdik. Sinirli değildi güldüğümüzde televizyondan kızmaz derdik. Ve 95’ten sonra İnönü’yü de göremedik. Yerel kaygıları akraba çıkarlarına değişmeyen politikacıların varlığını severdik. Yerelin ulusalın bir ayağı olduğunu düşünürdük.

Şimdilerde, 12 yıl sonra da, hâlâ 95 yılından çocuk düşlerimin olmasını arzuluyorum. İnanmak istiyorum samimiyeti güçlü insanların olduğuna. Heykel birlikteliklerinin sonunun geldiğini ve milletin çıkarlarına yönelik politikaların üretileceğine inanıyorum. Milli beraberliğimizin zorunlu olarak arttığı günlerde boyun eğmeyecek dik duruşlu yöneticileri özlüyoruz belki de. Erdal İnönü aramızdan ayrılsa bile bir yerlerde iyi birilerinin olduğuna inanmak istiyoruz. Siyaseti pek beceremeseler de… İhtiyacımız var güzelliklere…





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum kümesinde bulunan diğer yazıları...
Çabalayan Adam Niyazi Çapa
Arabası Dört Teker
Termik Santrale Nereden Bakmalı?
Mustafa Şahin ile Yeniden
Kampus Kent Keles
İrfan Başkan'ın Eğitim Işığı
3 Başkanla Baş Başa
Rafting Hep Aklımızdaydı
Dağdan İnene İş Var!
Demirel'den Selam Var

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Jandarma Ne İşe Yarar?
ve Kozalak...
Bursa'yı Sevmek Bursa'yı Bilmek Midir?
Sadağ Kanyonu
Kanas - Der'den Anlamlı Kutlama
Rektör Umut Verdi
Kepler Düş'erken
Şenlikler, Hayırlar, Bizler
Kpss Gençliği
Dağ'ın Asfaltsız Yolları

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dedeme [Şiir]
Beşinci Yalnızlık [Şiir]
Şişe Kıran Kız [Şiir]
Geleceğe Mektup Yazmak [Eleştiri]
İnsanı Yücelt ki Devlet Yücelsin [Eleştiri]
Kocayayla Sahipsiz mi? [Eleştiri]
Suya Sabuna Dokunmamak [Eleştiri]
Peynir Yiyen Polis [Eleştiri]
İşgüzar Öğretmen [Eleştiri]


Yunus Emre Coşan kimdir?

Hayatın öğrenciliği, öğremciliğin bir hayat olması asıl hayata karşı bir bakış. . hayatın biteceği yerden hayata başlamak. . Keles'ten Bursa'ya Bursa'dan İzmir'e kıvrılarak ettiğim yolculukların tadı yok 3-5 şeritli yollarda. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Nazım Hikmet, Can Yücel, Cemal Süreya, Sunay Akın


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Yunus Emre Coşan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.