Umutlar, tersine çevrilmiþ anýlardýr. -Anonim |
|
||||||||||
|
Vatandaþ, bir ülkeye vatandaþlýk baðý ile baðlý olan bireyleri anlatmaya çalýþan bir kavramdýr. Vatandaþlýk ise, anayasadaki hak ve yükümlülükleri yerine getirme noktasýnda somutlaþan, bir ülkede politik kurumlarýn bir parçasý olmak eylemidir. Cumhuriyetin kurulduðu yýllardan itibaren yapýlmaya çalýþýlan þey de, bu kavramýn oturtulmaya çalýþýlmasý olmuþtur. Fakat bunun içeriðinde dönem dönem çeþitli farklýlýklar olduðunu görüyoruz. Vatandaþlýðýn yerleþtirilmesi çalýþmasý II. Meþrutiyet’ten baþlamýþ, günümüze deðin sürmüþtür. Eðitimin ve benliðin geliþiminin gerçekleþtiði ilk ve en önemli yer olan ilkokullar da bu süreçte temel taþ olmuþlardýr. Yazar, Türkiye’de vatandaþlýðýn yerleþtirilmesi sürecinde, örnek olarak Fransa’nýn alýndýðýný iddia eder ve onlarda da asýl hedefin öncelikle yurtseverlerin telkin edilmesi olduðunu söyler. Yapýlmaya çalýþýlan þey, medeni bir vatansever yaratmaktýr. Bunun için de tarihe, liderlere, kriz zamanlarýnda yaþananlara ve düþmanlara bolca atýfta bulunulmuþtur. Yurttaþlýðýn bir yaþam biçimi haline getirilmesine çalýþýlmýþtýr. Türk Dili Dergisi yazarlarýndan Yýlmaz Karaçalý da, yurttaþlýk bilincinin saðlanmasýnda atýlacak ilk adýmýn dil ve tarih öðretimi olduðunu savunur. Birliktelik yaratabilmek için çaðdaþ eðitim verilmesi gerektiðini iddia eder. Füsun Üstel yurttaþlýðý açýklarken yazýsýnda, üç önemli ayrýma dikkat çeker: makbul yurttaþlýk, sivil yurttaþlýk ve militan yurttaþlýk. Ona göre siteye baðlýlýðýný gösteren, düþman bilincine sahip, görevlerini bilen bir vatansever, militan bir yurttaþtýr ve o makbul olan olmaya yaklaþmýþtýr. Cumhuriyetin ilk yýllarýnda yapýlmaya çalýþýlan temel þey de, yaratýlan yurttaþýn bir þeyler istemekten çok, yerine getirmesi gereken ödevleri olduðunu bilmesidir. 1940lý yýllara kadar vazifelerle donanmýþ bu yurttaþlýk süregelmiþtir. Tehdit temasý ise yurttaþlýk bilgisi içinde enteresan bir noktadadýr. Cumhuriyetin ilk yýllarýnda düþman olarak gösteren tek devlet Yunanistan olmuþ, iç tehditlerin ise adýndan bile bahsedilmemiþtir. Buna karþýlýk, 80 sonrasý dönemde birçok noktada deðiþiklik gösteren sistemin düþman tanýmýnda da geniþlikler göze batmýþtýr. 1930lara kadar ise yurttaþýn kim olduðu bile açýklanmamýþtýr. Milletle yurttaþ, diðer dillerde tek bir sözcükle ifade edilen bir terim iken; Türkçe’de farklý anlamlarla yüklü, zaman zaman da farklý siyasi kutuplardaki insanlarýn baþvurduklarý bir aidiyet kelimesi olarak karþýmýza çýkmýþtýr. Buna karþýlýk, devletin asli unsurlarýndan biri olan “vatan” kelimesinin kullanýmýnda da temel ayrýmlar olmuþtur. Bu noktada da; fikri vatan ve maddi vatan gibi farklý tanýmlarýn kullanýldýðý görülmüþtür. 1950lere kadar devam ettirilen bu yurttaþlýk eðitiminde, tekrar vurgulamak gerekirse, temel amaç; milli bir yurttaþ bilinci geliþtirmek, Türk tarihini zaman zaman abartýlarla ve aþýrýlýklarla süsleyerek, çarpýcý hale getirerek hayranlýk uyandýrmak, orduyu sevdirmek ve askerliðe yüklenen önemi kavrattýrmak olmuþtur. Bugün de hâlâ teredilmeyen, ýþýltýlarla süslenmiþ bir zaferler dizisi olarak gösterilen Türk tarihi, öðrencilerde þüphe yaratabileceði için yapýlmasý gereken þey, sistemin olumlu ve olumsuz tüm özelliklerinin adil bir þekilde anlatýlmasý olmalýdýr. 50lerden sonra politika yavaþ yavaþ deðiþemeye baþlamýþ, sýnýrlar içideki yurttaþlýk vurgulanmýþtýr. Makbul yurttaþlýk militanlýkla çevrelenmemeye çalýþýlmýþtýr. Kamusal alan ile özel alan arasýna mesafe konmuþtur. Atatürk’ün baþlattýðý aydýnlanmacý yurttaþlýk hareketinin ileriki yýllarda kesintiye uðradýðý ve eðitim politikalarýna, hedefi þaþmýþ ve güvensiz bir þekilde yansýdýðý söylenmiþtir. Ýþte, 80lerden sonra, darbeci yönetimin çok eleþtirilen dini öne çýkarma eylemleri yurttaþlýk üzerinde de etkisini göstermiþ; yurttaþlýk tanýmýnýn içine artýk din de eklenmiþtir. Irka ve dine büyük bir önem veren yeni tanýma göre insanlar her zaman için kendi ýrklarýnýn iyiliðini isterler ve dini birlikte olduklarý bireylere daha çok yardým ederler. Ayrýca bir baþka deðiþim de yukarýda da bahsettiðimiz düþman anlayýþýndaki geliþme olmuþtur. Ýç tehdidin de ilk olarak adý geçmiþtir. Sonuç olarak Füsun Üstel’in bu makalede üstüne basa basa vurguladýðý þey; cumhuriyetin ilk yýllarýnda bir yurttaþlýk bilincinin yaratýlmasýna, 80lerde ve sonrasýnda ise bunun yerleþtirilmesine çalýþýldýðýdýr.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © nazlý usta, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |