Kadınlarımız,adımız sizinle anılmakta beşikten mezara. Siz kendinizle anılıyor musunuz? Nasılsınız? İyi misiniz? İyi olmanızı cenab-ı Allah'tan dilerim (hükümetten fırsat bulursam)

Sizi anımsıyorum;podyumda ürün tanıtılırken, çok güzel şarkı söylerken, çocuklarına ekmek parası kazanmak için günde on iki saat asgari ücretle çalışırken, seçimlerde oy sağlarken, kendi sıkıntılarınız için "oy" çekmeden yaşarken, dünya kadınlar gününde kendinize bir günlük pay çıkarırken sizi anımsıyoruz sevgili kadınlarımız.

Siz çıplak manolyalar, size baksak yaralı yanlarımızı göreceğiz, ama bakmıyoruz. Çünkü siz kendinize uzun metrajlı magazinler seçip beğendiniz. Siz az Lerzan'ı Mutlu ediniz, Serap Ezgüyle sosyal masallara ağlayınız, İnci Ertuğrul'la Anadolu geziniz çoluk çocuk elele... Siz yardım sevenler derneği kurunuz Seda Sayan'la, sizi gidi yardıma muhtaçlar sizi, sizi seviyoruz, sizin kendinizi sevmediğiniz kadar.

Sizi tanıyoruz, baş örtüsüyle gündem tuttukça varlığınız/ varlığımız hükümetimize armağan olsun. Üç beş çocuk doğurulsun. Genç nüfusumuz artış kaydetsin, ileride çocuk vergisi konsun, evlilik vergisi konsun. Çocuklarımız aldıkları lise diplomalarıyla ne güzel lağım temizlerler, hırsızlık yaparlar, çaresizlik içinde yaşamaktan balliye/uyuşturucuya vururlar kendilerini. Ülkede uyuşturucu ve balli satılır, birileri para kazanır ne güzel, hatta avrupa ülkeleriyle belki pazarlığa girilerek onların yapmak istemedikleri pis işleri yaparlar. Hem çok çocuk çok oy demek, ekmek arası umut dağıtılan bu ülkede. Sanırım sayın Başbakan, Maliye Bakanı Unakıtan'ın pastörize yumurtalarını toplayacak elemanlara ihtiyaç duyulacağını, ileri görüşüyle, fark ederek çok çocuk doğurma önerisini yapıyor siz kadınlara. Siz kadınlar bu güzel teklife sıcak bakın, yoksa küresel donma yaşanabilir hükümet ve devlet birimlerinde. Sizin birimleriniz patlasa da hiç önemli değil. Siz ülke çıkarları için varesınız, ülke çıkarları da hükümet için var, hükümet çıkarları da Birleşmiş Milletler (Amerika) ve Avrupa Topluluğu için var.

Sevgili kadınlar, bahşiş yapıştırılmayı umutla bekleyerek gözlerini kapatıp eteklerini savurarak dönen bir çengi değil, çalıştığı kurumdan hakkını almak için uğraş veren emekçiler olun ki, adımız musallada sizlerle anıldığında Hakk'ın karşısında utanç duymayalım.

Varlığımı içinizden birine borçluyum. Borcum yanınızda yer almakla ödenir ancak. Hepinizi, yanınızda yer almamı sağlayacak onurlu hayat mücadelesinde görmek istiyorum - ki çoğunuzu görüyorum - minnet ve şükranlarımı sunuyorum.