Uygarlýk, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayýda artmasýdýr -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Toros Kolaylý SELANÝK Teyzemden dinlediðim bir öykü var; her zaman için beni düþündürmüþ ve ister istemez bir tür ilahi adalete iþaret etmiþ bir öykü bu. Teyzemin birkaç yýl öncesine dek devam ettiði bir sanat kursunda tanýþtýðý iki dostunun, Hakim Bey ve eþinin, öyküsü iki aþamadan oluþuyor: Suç ve Ceza aþamalarý. Hakim Bey, (toplum içerisindeki konumu ve saygýnlýðýný göz önünde bulundurarak adlarýndan bahsetmeyiþimi anlayýþla karþýlamanýzý rica ediyorum) ve eþi Gülay Haným bahsi geçen sanat kursunun en renkli kiþileri arasýndaydýlar; ilerlemiþ yaþlarýna raðmen her ikisi de eðlenmeyi seven, bunu saðlamak için gerekeni yapmaktan sakýnmayan kimselerdi. Kursa gelme amaçlarýnýn öðrenmekten çok eðlenmek olduðu da yanlarýnda getirdikleri þiþeler, bardaklar, tabaklar ve içi dolu kaplardan anlaþýlýrdý. Paylaþmaya inandýklarý ve kurstaki kimselerle aralarýna mesafe koymadýklarý için sevilen çift kurs akþamýnýn yýldýzlarýydý; özellikle kurs saatlerinden sonra baþlayan eðlenceli dakikalarýn. Her Çarþamba, saat dokuz sularýnda, Hakim Bey katýlým gösterecek arkadaþlarýný eski model Citröen’ine doluþturur ve yýllardýr bir türlü vazgeçemediði aracýný önceden belirlenen yöne doðru sürerdi. Kah bir piknik alaný kah bir deniz kenarý, önemli olan yer deðil birlikte geçirilecek zamandý. Bir Çarþamba akþamý Hakim Bey özel bir iþi olduðundan dolayý kurs binasýna gelememiþ ve direksiyonu Gülay Haným’a býrakmýþtý. O soðukkanlý hanýmefendi, tam da arkadaþlarýný araca doldurmuþ binadan ayrýlmak üzereydi ki kendisini, örneði görülmemiþ bir biçimde telaþlandýran bir telefon aldý: Çalýþtýðý dairenin servis þoförlüðünü yapan Mehmet Efendi, akþam saatlerinde devlete ait minibüsle evine dönmekteyken bir yayaya çarpmýþ, acile kaldýrýlan yaralý adamýn tüm uðraþlara karþýn kurtarýlamamasýnýn ardýndan hastaneye dek kendisine eþlik eden polislerce tutuklanmýþtý. Vefat eden genç adama tam da yaya geçidinde çarpmýþ olmasý, üstelik hýzýnýn izin verilenin üstünde olmasý ve daha da kötüsü olayýn birçok þahidinin bulunmasý Mehmet Efendi’nin durumunu içinden çýkýlmaz hale getirmiþti. Gözyaþlarýný tutamayan ve elleri sinirden titreyen Gülay Haným arkadaþlarýnýn sakinleþtirici sözleriyle biraz durulmuþ, bunun ardýndan hemen az önce býraktýðý yerden telefonunu almýþtý. Hakim Bey telefonda Gülay Haným’ýn tersine oldukça sakindi. (Sonradan eþinin anlatacaðý gibi) Yaþlý hanýmefendiye korkmamasýný, adamýn en geç 2 saat içerisinde serbest kalacaðýný söylemiþti. Teyzem ayný gece olayý anlatýrken, bunu pek de olasý görmediðini, sonuçta Mehmet Efendi’nin açýkça suçlu olduðunu ancak 45 dakika sonra gelen telefonla adamýn serbest býrakýldýðýný öðrenip çok þaþýrdýðýný belirtmiþti. Mehmet Efendi, hakkýnda hiçbir dava açýlmadan, en azýndan 6 ay daha minibüsüyle ayný daireye hizmet vermeyi sürdürdü. Sonrasýndan pek emin deðiliz, Teyzem bahsi geçen kursun kapanmasýnýn ardýndan buradaki arkadaþlarýyla eskisi kadar sýk görüþemez oldu. Ne var ki bundan sonra da adamýn herhangi bir ceza aldýðýný duymadýk. Öykünün can alýcý kýsmý, yani ikinci yarýsý da kursun kapandýðý sýralar kulaðýmýza çalýndý. Teyzemle oturmuþ sohbet ediyorduk, yanýlmýyorsam bir Pazar günüydü ve hava oldukça sýcaktý. Ýkimizin de yüreðini aðzýna getiren telefon Gülay Haným’dan geliyordu. Yaþlý Hanýmefendi, hýçkýrýklara boðulmuþ bir þekilde eþinin ölümünü bildiriyordu. Hakim Bey, sýcak havayý ve boþ vakti fýrsat bilmiþ ve sessiz sakin bahçesine çýkýp arabasýný yýkamaya koyulmuþtu. Evi diðer yapýlardan ve yoldan ayýran bahçe duvarýnýn hemen önüne park ettiði aracýný durulamak için tam da eþine baðýrarak suyu açmasýný söylemiþti ki sesini kontrolsüz bir aracýn motor sesi bastýrdý. Olayýn tek tanýðýnýn ifadesine göre son model spor araba saatte 150 kilometrenin üzerinde bir hýzla seyretmekteyken yoldan fýrlamýþ, hýzýný kontrol altýna alamayýp yoldan 20 metre kadar içerideki villaya doðru ilerlemiþ ve taþ duvarla birlikte aracýný yýkamakta olan Hakim Bey’i de altýna aldýktan sonra ancak durabilmiþti. Ýki arabanýn arasýnda (ve taþ duvarýn altýnda) ezilen 75 yaþýndaki adam hemen oracýkta acý bir þekilde can vermiþti. Motor kapaðý ezilen aracýn genç þoförünün ise, kapýyý açýp aþaðýya atladýktan sonra, þok geçiren yaþlý kadýna ilk sözü bir, “Pardon!” olmuþtu. Gülay Haným bu olayla ilgili olarak ne yaptý? Genç sürücü þu anda nerededir? Bunlarý bilemiyorum; bildiðim tek þey bu acý olayda hala kaderin tuhaf oyunculuðunun izlerini gördüðümdür. Bu basit bir Suç ve Ceza öyküsü deðil; ne olduðunu tam olarak tarif edemiyorsam da ironinin korkunç izlerini gördüðümü söylemeliyim.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Anýl Gökpek, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |