..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Egoistlerin en güzel yanı başkaları hakkında konuşmuyor olmaları. -Lucille S. Harper
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk > Ahmet Öztürk




7 Kasım 2008
Sevgilime Mektuplar 16. Mektup  
Ahmet Öztürk
yaşanmış günlerim


:AGHI:
16. Mektup

Kederlerin harap ettiği kararttığı hayatımı aydınlamak, karanlığımı dağıtmak için beynim bedenimden daha çok emek sarf ediyor. İçime kapalı kalan bu sırrı kimlere versem de rahatlasam ki. Halimi dilsiz eşyalara anlatsam belki dile gelip bir şeyler fısıldarlardı bana. Ama ben dilsiz eşyalara dahi halimi anlatamıyor acılar içindeyim diyemiyorum. Uğuruna canımdan geçtiğim sevdiğim, yaşlı bir insan gibi belimin büküldüğü günden beri hiçbir aleme girmiyor, kendi acı alemimde öylesine yaşıyorum. Ben senden habersiz sen benden habersiz yaşıyoruz işte öylesine. Gözden kopmuşuz bir kere. Dildeki muhabbetten kopmuş ayrı diyarlarda nefes alıp veriyoruz artık. Bir kopmayan benim gönül bağım kalmış. Bazen aklımı bozmaya ramak, ramaklar kalıyor.
Coşkun umutlarla yaşadığım günlerin güzellikleri bazen göz önümden gelip geçer. Sanki el gibi, sanki başkalarına ait güzel bir film gibi. O çok mesut olduğum ama şimdi binlerce kilometre uzak olduğum o güzel günlerin cansız görüntüleri göz önümde. Bu insan ben miyim ki? Ben miyim cansız hayallerin içinde hüzünlenen…
İsterdim ki elime aldığım her kalemle yine sana ardı arkası kesilmeyen mutlu ve sevgi dolu kelimelerle sesleneyim. İsterdim ki hep seni anlatıp hep senin büyüklüğünden bahsedeyim. Kelimeler gül olup sana sunulsaydı. Yeni yeni ümitler hevesler, mutluluklar dünyasından bahsetseydim. Oysa şimdi yepyeni bir dünyada yaşıyorum. Aklımda büyümeyen ümitler anlatamadığım mutluluk ve mutsuzluklar var. Mutluluk dahi paylaşılmayınca mutluluk olmuyor ey sevdiğim. Şimdi halim bambaşka, tıpkı mutluluğum gibi acılarımda aklıma gönlüme sığmıyor.
Zaman neleri getirmiyor ki. Kimilerine altın bir tepsi ile mutluluğu getiriyor, kimine ise altın bir tepsi ile berbat bir huzursuzluğu. Neler değişmiyor ki şu hayatta. Zamana eğilmeyen kaç varlık var ki şu dünyada. Baharları da kışları da zaman getiriyor işte. Şimdi ben sonbaharlar gibiyim. Çekilmez hüzünlü ayrılıkların bol olduğu bir ekim kasım ayı gibiyim. Ufuklarım soğuğa yakın kara günlerin bol olduğu, bahçelerin bağların bozulup güzelliğini yitirdiği bir yerdeyim. Oysa bu zavallı bakışlarım dışında her şeyim eskidi. Bir tek senin hayalin gittikçe büyüdükçe büyüdü. Umutlarım dünlerim bugünüm ve yaşanmayan yarınlarım dahi şimdiden eskidi. Gönül yıkmak gönül kazanmaktan daha zormuş meğer. Aslında yıkılan sadece karşıdakinin gönlü değil aynı zamanda kendi elleriyle kendi gönlünü yıkıyormuş bilmeden insan. Acılarımın bitmesini istesem de bitmez bu acılarım. Oysa insanın hayatta unuttuğu o kadar çok şey var ki. Keşke acıları da unutmayı öğrense bir insan. Unutsa da bitse bu acılar. Hiçbir yere varamayan bu düşüncelerden kurtulsam felaha ersem, köküne kurt düşen ağaçlar misali ayakta çürüyüp ölmesem.
Mutsuz ve buruşuk gecelerde öyle anlar geliyor ki sanki dokunsalar doya doya ağlayacağım. İnsanı kimi zaman dertler kimi zaman ise zamanın bozucu etkisi solduruyor. Senin derdinle zamanın avuçları içinde eriyorum. Artık karanlıklarıma ışık doğsun. Işıklarla karanlığın eceli gelsin. Bitsin bu karanlık dünyam bitsin yıkılsın artık.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sevgi ve aşk kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sevgilime Mektuplar - 1. Mektup
Sevgilime Mektuplar 23. Mektup
Sevgilime Mektuplar 19. Mektup
Sevgilime Mektuplar 18. Mektup
Mutluluk
Sevgilime Mektuplar 20. Mektup
Sevgilime Mektuplar 21. Mektup
Sevgilime Mektuplar 22. Mektup
Sevgilime Mektuplar 9. Mektup
Sevgilime Mektuplar 10. Mektup

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Çanakkale Destanı Ne Demekti?
Haramın Hayalini Kurmadan Yaşamak

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Ağlama Çocuk [Şiir]
Kara Bulutlar [Şiir]
Bir Boğaz Destanı [Şiir]
Ne Güzel Şey Seni Sevmek [Şiir]
Sensiz Ankara [Şiir]
İstemezdim [Şiir]
Olmadığın Yerde [Şiir]
Gitti [Şiir]
Gurbet [Şiir]
Miras [Şiir]


Ahmet Öztürk kimdir?

hayat güzel. Yeter ki niyetin mutlu olmak olsun. Hele hele edebiyatla hayat bambaşka güzel. Yeter ki, güzelliği ararken, düşünürken, emek harcarken, yorulduğunda tatlı bir tebessüm olsun dudaklarında. . .

Etkilendiği Yazarlar:
şimdilik yok


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ahmet Öztürk, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.