..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Konuş ki seni göreyim. -Aristoteles
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Bireysel > SELMA BİRCAN




10 Ocak 2009
Tv Krizi  
GAZETEVAN KÖŞE YAZARI VE EDİTÖRÜ

SELMA BİRCAN



:AFGI:
TV KRİZİ

Bir süredir TV programları, diziler tekrarlarla krizi atlatmaya çalışıyor. Vatandaşın ücretsiz keyif aldığı TV artık tadını kaçırdı. Sebebini krize bağladılar tekrarların. Şimdi de izleyiciden destek bekliyorlar. “Biz size istediğinizi verdik sıra sizde “ diyerek. Ben öyle düşünmüyorum. Yani bize istediklerimizi vermedi.

Özel günlerde sosyete eğlencelerini seyrettik. Dizilerde saçma sapan konular ele alınıp gençlerimizi özentiye yönlendirdi. İnsanlık adına suçlu olması gerekenleri “kahraman” olarak çocuklarımıza aşıladılar. Okul dizilerinde dersten çok aşk, entrika, sapıklık, şiddet ön planda oldu. Bütün dünya kriz var diye bangır bangır bağırırken bizim medya dudak uçuklatan paralarla dizi çevirdi. Sanki halkımız çok mutluymuş her şeyi güllük gülistanlıkmış gibi umursamadı ve sanki çok zengin ülkeymişiz gibi villalarda yaşattı sahte karakterlerini.

Haberlerde kim, neyi düşünüyorsa öyle yansıttılar insanlara. Çoğu kez taraf tuttular. Açık olmadılar. Eğitici, öğretici programlar yerine kavga gürültü, gözyaşı verdiler. Hiçbir eğitimi olmayan insanlara milyarlarca para verip program yaptırdılar. Reyting uğruna sahte konuklar sahte kavgalar yaratarak bizi malzeme olarak kullandılar.

Dizi karakterlerine milyarlar harcanırken, geri planda olan emeğin en çok hak ettiği teknik elemanlara üç kuruş para verdiler. Adam olmayanı adam yerine, bayan olmaktan acizleri de hanımefendi olarak tanıttılar.

Kaynana programları, magazin mahkemesi, şu program bu program ve aklıma adı gelmeyen bir düzine program. Her programda kendini o konunun profesörü sanan insanlar. Benim istediğim halkımız bu salak saçma kavga gürültü yalan hakaret içerikli programlara reyting vermesin artık.

Televizyon, ünü ve her yerde bulunabilirliğiyle, dünyanın en popüler boşa zaman geçirme makinesi olarak karşımıza çıktı hep. En fakirimizin evinde bile olmazsa olmaz alet halinde şu anda.Her zaman şikayet ederiz.Şikayetlerimiz bittikten sonra koltuklarımıza kurulup, uzaktan kumandaya sarılırız..

Daha önce bir yazımda da belirtmiştim. Çocuklarımızın tv esiri olduğu kaygısını taşıyoruz. Aslında bu kaygı bizim çok fazla televizyon seyretmemizden kaynaklanmıyor mu? Dost sohbetlerinde, aile toplantılarında, söyleyeceğimiz şeyler tükendiğinde... Çoğumuz onunla olabilmek için bir kitap okumadan, ailemizle, arkadaşlarımızla konuşmadan, bir yakınımızın sesini duymadan, çocuğumuzla bir oyun oynamadan, gönlümüzce bir gezintiye çıkmadan, geçiriyoruz günlerimizi.

İnsanlar televizyon seyretmekten hoşlanıyor ve onu seyretmek için bilinçli bir karar alıyorlar. Akşam ki planlar bile TV deki programa göre ayarlanıyor. Eğer her şey bundan ibaretse, o halde neden bu kadar çok insan, fazla televizyon seyrettiği endişesine kapılıyor? Neden 5 yetişkinden 2'si, 10 gençten 7'si televizyon karşısında çok fazla zaman geçirdiğini düşünüyor? Neden yetişkinlerin yaklaşık % 10'u kendini TV bağımlısı olarak tanımlıyor?.
UNESCO tarafından yapılan araştırmaya göre Türkiye ABD’den sonra en çok televizyon izlenen ikinci ülke.
95 kişiye bir kahvehane, 65 bin kişiye bir kütüphane düşen Türkiye’de insanlar televizyon okuyor, kitap seyrediyor!

Size bir tavsiye. Akşamları kitap saati yapın. Çok güzel oluyor. Bunu aile büyükleri öncülük ederse daha faydalı olur.Denemeye değer bence….





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın bireysel kümesinde bulunan diğer yazıları...
Büyümek Çok Kötü Birşey Anne
Hayatımızın –e Halleri
Sorumluluk Sızıntısı
Ayrılık Kavuşmanın Başlangıcı...
Yeni Yıl Açılımı

Yazarın şiir ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yiyin Galiii!
Ne Halin Varsa Gör
Ne İ - Çin
Vicdan Eksikliği
Kızsız Adam
Yaz - Boz
Lütfen Bağırmayın!
Kurmanci (Trt 6
Keyfim Bugünlerde İzinli
Kirli Savaş


SELMA BİRCAN kimdir?

HAYAT BAKIŞ AÇIMI İNSANLARLA PAYLAŞMAK


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © SELMA BİRCAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.