Günlerdir Ergenekon haberlerini okumaktan, dinlemekten; içim dışım Ergenekon oldu. Her an bir şok haber, bir şok gelişme. İkide bir şoka girmekten, hiçbir şok haber ve gelişme artık bende şok etkisi yaratmayacak diye korkuyorum. Ayrıca her an telefonum çalıyor ; arkadaşlarım arıyor, ablam arıyor, kardeşim arıyor.
” Ay ! Dinledin mi haberleri ? Falancayı göz altına aldılar, falancanın evin aradılar. ”…..Haydi aç televizyonu, dudaklarını kemire kemire izle şok haberleri.

Evde bir iş yapacağım, yapamıyorum. Televizyonun karşısından kalkamıyorum. Ev toz içinde, ütülenecek çamaşırlar yığıldı.Yemeğimi bile tv karşısında yiyorum. Kapım çalındığında, “ Tüh ! Haberleri kaçıracağım. ” diye üzülüyorum. Bizim çocuklar yemeğe çağırıyorlar, gitmiyorum. “ Gelemem, haber dinleyeceğim. ” diyorum. Sabahleyin yataktan kalkar kalkmaz internete giriyorum, Ergenekon haberlerini okuyorum….Vaziyet bu.

Derken rüyalarıma girmeye başladı Ergenekon. Dün gece bir rüya gördüm Ergenekon’ la ilgili:

Evdeyim, yemek yapıyorum türkü söyleye söyleye. Kapı çalınıyor. Kapıda, elinde kâğıt kalem olan bir adam görüyorum. Diyor ki bana:
Hanımefendi, hemen şu testi yanıtlayın. Mudurnu’ daki Ergenekoncuları tespit edeceğiz.

Şu saçmalığa bir bakın hele. Rüya işte, gerçeklik payı aranır mı hiç. Korkuyorum aslında da renk vermemeye çalışıyorum. Ay yoksa ben de mi Ergenekoncu oldum diyorum. Hani oldum da, haberim mi yok.

Test kâğıdını alıyorum elime. Bir çırpıda yanıtlıyorum.

Cumhuriyet mitinglerine katıldınız mı ?
a- Hiç birini kaçırmadım.
b- Katılmak istedim ama çeşitli sebeplerden dolayı katılamadım.
c- Asla ! O da ne demek oluyor ki !

Türkiye’ye ılımlı İslâm modeli bir elbise giydirilmek istendiğine inanıyor musunuz ?
a- Kesinlikle inanıyorum.
b- Sanki, öyle bir istek var gibi.
c- Yok öyle bir şey, rica ederim saçmalamayın.

Sabih Kanadoğlu’nun evinin arandığını duyunca ne hissettiniz ?
a- Şok oldum, şok.
b- Eee birazcık şaşırdım.
c- Çok sevindim. Cumhurbaşkanı seçiminde yaptığını düşündüm de.

Mahalle baskısı var mı sizce ?
a- Var tabi, hem de çok.
b- Sanki biraz var gibi.
c- Yok öyle bir şey.

Yalçın Küçük’ ü okur musunuz ?
a- Çok sevdiğim bir yazardır. Okurum da, dinlerim de.
b- Severim ama okumam.
c- Asla.

Evinizin duvarında, tarihi bir kılıç var mı ?
a- Evet, var.
b- Yok, olsaydı asardım ama.
c- Asla böyle bir şey olamaz. Benim kesici bir âletle ne işim olabilir ki?

Mutfağınızda kaç tane bıçak var ?
a - Bir sürü. Çeşit çeşit, boy boy.
b- Meyve bıçaklarını saymazsam, dört – beş tane.
c- Bir tane.

Laik misiniz ?
a- Evet.
b- İnsanlar laik olmaz, devlet laik olur.
c- Bir insan hem laik, hem Müslüman olamaz.

Ben, bütün sorularda a şıkkını işaretledim, adama verdim. O da bana , testin değerlendirme bilgilerinin yazılı olduğu kâğıdı uzattı. Kâğıtta şunlar yazılıydı:

Yanıtlarınızda;
A seçeneği çoğunluktaysa, siz Ergenekoncusunuz.
B seçeneği çoğunluktaysa, ileride Ergenekoncu olabilirsiniz.
C seçeneği çoğunluktaysa, Ergenekon’ un E’ si bile değilsiniz. Sizden kimseye zarar gelmez.

Adam bana döndü: Siz, bütün soruların a şıkkını işaretlemişsiniz. Yani siz, su katılmamış bir Ergenekoncusunuz . İşte tam bu sırada beni bir titreme aldı. Rüya bu ya, dişlerim takır takır birbirine vurmaya başladı. Başım döndü, gözlerim karardı. Pat diye yere düştüm, bayılmış olmalıyım korkudan.

Bir silkelenmeyle uyandım. Bir baktım, sıcak yatağımdayım. “ Allah, fakir kulunu sevindirmek isterse; eşeğini kaybeder, üç gün sonra buldururmuş.” Bana da öyle yaptı. Gülümsedim kendi kendime. Saçma bir rüya işte dedim. Böyle saçma sapan bir testle, bir insanın Ergenekoncu olup olmadığı anlaşılır mı hiç dedim.

Ardından, şöyle okkalı bir kahve yaptım kendime. Kahvemi yudumlarken, yaşadıklarım bir rüya olduğu için Allah’ a şükrettim.