Yaşam başlangıcı olmayan bir yolculuktur. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Temayüllere bırakılan vicdanlar kirli zihinlerin elinde birer kukla misali yönlendirilir durur . Yönlendiriliyoruz at gözlüklerimiz yedekte , kırbacımız belimizde , bol tuzla hareretlenmiş bir halde . Suyu görüyoruz tam karşımızda fakat halatlarla bağlanmışız ama hiç inadımızı kırmadan tekrar tekrar koşturuluyoruz her kamçıyı yediğimizde . Herşeyin kocaman bir yalan olduğunu bildiğimiz halde nedir bu kötünün iyisine talim etme şuursuzluğu ? Fikir savaşlarının yerini çıkar ve rant savaşlarına bıraktığı bu vakitlerde aklımızı rafa kaldırmak perişanlığıda ne oluyor ? Genç nüfusun sayısal çoğunluğu gösteren yüzdelik dilimlerde en üst seviyede olduğu uzun ülkemizde,neden biz kısa vadeli ;aman bu da böyle olsunculuk peyda oldu ? Siyasi çarklar tıkanmış , politik söylemler yüzeyselselleşmiş ,partiler birer rant kapısı halini almışsa , çözüm kötünün iyisine razı olmak değil tam aksine temiz insani vasıflarla donatılmış yenilikçi , reformist ve ilerici bir fikir , yaşam ve mücadele yolunun temellerini atmaktır . Biliyorum ki benim gibi kaygılar duyan ve düşünen insanların sayısı kabullenici aman sendecilerden çok daha fazladır . Dünyada bazı şeyler oturmuş,yerinden kımıldamaz , gitmesi değişmesi imkansız görünebilir . Zaten tam olarak da bu görüntü bizi harekete geçirmeye muktedir gelmelidir . Gerçeğin,doğrunun ve ne istediğinin farkında olan tüm insani kaygıların karşısında , hiçbir köhne zihniyet ayakta duramaz . Kara çalınmış , kapital sermaye olma arzusu bizi bir hiçliğe sürüklemekten başka bir sonuç veremez . Tanzimatla beraber başlayarak kendi iç benliğinden uzaklaşıp avrupai bezeşmenin , taklidin,özenti kültürlerden gebe kalmış yaşamsal araçlarımız bizi sonu hüsran olan kendine yabacılaşmaya götürmektedir . Protestan etiğinin fikir babası Weber’in dış hatlarını ortaya koyduğu Amerikan ekonomik ve kültür deviniminin taklitsel uydusu olan ülkemiz için artık genç zihinlerin ; kendi maneviyat ve kendi özgün kültürlerinden bir medeniyet kapısı açma zamanı gelmiştir . Zira Weber ‘de bir yol çizerken kapitalizme bu araçlardan istifade etmiştir . Protestan çoğunluğun pazara hakimiyeti realitesinden yine protestan inancın dogmalarını yani kültürel erklerini baz alarak bir medeniyet yaratma politiği gütmüştür . Bugün o vakit güdülen politik söylem dünyaya hakim . Dünyayı fethedelim , yeni bir amerika olalım sığlığından ziyade kastım ; kendimizden başlayarak hayallerini kurduğumuz insalcıl , köklü ,kendi öz kaynaklarından haberli ve ondan beslenen , kendisine saygı duyan bir ülke yaratmadır . İkincil olarak da dünyayı yaşanabilir bir hale getirme , gerçek manada barışın arzuluyacısı olma idealini gerçekleştirmektir . Yüzlerce sistem nasıl olmalı fikir kalabığıyla beraber onlarca denenmiş ideolijik sistem insanlara ve dünyaya hep acı getirmiştir . Monarşisinden,şahlığına,komünizmden,faşizmine , kapitalizmine kadar ; insanlara değişmeyen insancıl kaygıları ve ortak paydaları hiç unutturamamıştır . Kendini özgürce ifade edebilme özgürlüğü , inanç özgürlüğü,başka kültürlere yaşam hakkı tanıma insanlığı , kendi dilini konuşabilme yaşatabilme özgürlüğü , çalışma özgürlüğü , sınıfsal ayrımcılığa karşı çıkma özgürlüğü , ekonomik özgürlük , kendi kaynaklarını kullanma iradesi , serbest dolaşım seyahat hakkı , düşünme , üretme , sevme……özgürlüğü . Bunların hangisini ideolojiler yanlışlayabilmiştir bizim beyinlerimizde ? Hangisini zihinlerimizden silebilmişlerdir ? Hiçbirini elbette ! Zira bunlar öğretilmiş değil insanın doğasında olan insan taraflarımız , genel geçer beşeri kaidelerdir . Şu halde mevcud doğamıza yöenelmeliyiz,ideolojilerin ya da basit düşün aritmetiğinden çıkan yapay doğamıza ters fikir kabuklarını kırmalıyız . Arınmış yüreklerle fikir platformları oluşturup bunları realiteye dökmeliyiz . Aslında hep aynı fikir dünyalarının atığı olan kişilerin bizi yönetmesine , bizi boş hayallare kamçılamasına daha ne kadar müsamaha gösterecez ? Kendimize ,insanlığımıza olan saygımızı sonsuza dek kaybedene dek mi ? (Bu yazı sonsuza dek kendisine olan saygısını kaybetmekten korkan tüm düşünen insanlara atfen kaleme alınmıştır . Kendimiz için ,kültürümüz için,ülkemiz ve dünyamız için kaygı güden tüm dostlara seslenen bir çağrının başlangıcıdır. İdeolojiklerden uzak , partiler üstü ,kişilerin tekelinde olmayan bir düşünme ve fikir üretme çağrısıdır . Ufuk ATAMAN
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ufuk ,ataman, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |