Ýnsanlýðý tanýmak insanlarý teker teker tanýmaktan kolaydýr. -La Rochefoucauld |
|
||||||||||
|
Olaylar size karýþsa da olaylara karýþma. En büyük nasihatti bize eylülün geliþiyle birlikte söylenilen. Kendimizi etiketli bir ideolojiye yakýn görmediysek de aslýnda hep insanlýðýn, hümanizmanýn yanýndaydý duruþumuz. Ondandýr Ersin’e acýmamýz veya diðerlerine öfkemiz. Kendimizi bir ideolojiye yakýn görememek, sosyal etiketli hiçbir etkinliðe katýlamamak farklý düþünmenin, kendince bir þeyler üretmenin, içinde kaybolunan ve anýlarýn yitip gittiði þehirlerde kendin olmanýn tek yoludur. Baþkasý gibi düþünmenin, baþkalarýnýn sloganlarýný atmanýn, baþkalarýnýn söylediði türküleri söylemenin sonucudur oyun oynadýðýmýz diyarlarý unutmanýn yolu. Ondandýr ki unutmuyoruz kýyýsýnda, içinde, yöresinde çamurdan oyuncaklar yaptýðýmýz, bizi yýllardýr besleyen Keysun Çayý’ný. Belki de bu yüzdendir otogarlarda, tren istasyonlarýnda ne gelirken ne de giderken tanýdýk yüzle karþýlaþmayý beklemediðimiz. Ama seviyoruz seyahatlerin baþlangýç noktalarýný. Bir baþka seyahat noktasýna vardýðýmýzda aslýnda içimizde olan uhrevi yalnýzlýk kokan bir duygu deðil. Yeni bir yitik þehirde tek baþýna bütünün parçalarýný aramanýn, ödünç alýnacak kitaplarýn derin heyecaný. Her eylül ayýný iple çektiysek de hep bütün olmanýn heyecanýný taþýdýðýmýzdan istediðimiz kiþiye istediðimiz kadar âþýk olamadýk. Her ne kadar her yeni seyahat noktasýnda artýk istediðim kadar özgürüm hiç olmadýðým kadar desek de yani Nazým ýn deyiþiyle bütün iþin gücün yaþamak olacak dediysek de bütün olma çabasýnýn aðýrlýðý buna hiç izin vermedi. Ýþte belki de bundandýr Haktan’ýn yüzünün bir görünüp bir kaybolmasý. Keysun Çayý’nýn yöresinde oynadýðýmýz oyunlarýn yanýnda iþlemediðimiz toprak, ayak basmadýðýmýz yer de yoktur. Birileri bizi maraba olarak gördüyse de alýn terimiz, emeðimiz aldýðýmýzýn karþýlýðýnýn kat be kat üstündeydi. Baþkalarý için yetiþtirdiðimiz nohutun, patatesin, kavunun miktarýný hiç hesaplamadýk. Ama emeðimizin karþýlýðýný hiçbir zaman alamadýk. Çoðu zaman da karnýmýzýn tokluðu çalýþtýðýmýzýn karþýlýðý oldu. Belki de o yüzdendir nohutu, þehriyeyi, patates kýzartmasýný sevmemiþliðimiz. Yapmak istediðimizi yapamama kaynaklý geç kalýnmýþlýk hissi ile boþ yere kandýðýmýzý sanarak kendimizi cezalandýrdýðýmýz veya baþkalarýnca kandýrýldýðýmýz da çok olmuþtur. Ama bir düþünsene sunilikler de, ruhumuzu daralttýðýmýz durumlar da birazcýk da hani uçukluk da gerekliydi bütünleþtirmeye çalýþtýðýmýz yönlerimizde. Belki de onlarý yaþamadýðýmýzdandýr yenilerle yaþadýðýmýz kuþak çatýþmalarý. Bazen de ondandýr belki de iç çekiþmelerimiz veya erken aðaran saçlarýmýza sebebiyet. Olgun sansýnlar diye kaçtýk hep uçuk denilen hafife alýnan kanmalarda. Ancak bizim de hakkýmýzdý þýmarýk çocuk misali horoz þekerini yalayarak yemek veya komþunun bahçesinden zevkine de olsa bir þeyler aþýrmak. Belki çok yavan ama anlatýlacak anýmýz olurdu hani olgunlaþmýþ yaþlarýmýzda. Ayýp ve günah gömleði daha ilk nefes alýþýmýzda bize giydirildi. Ondandýr ki bildiðimiz türküyü belki ayýplanýr diye kendimize söyledik. Kimse duymasýn belki ayýplar veya horlarlar diye. Kahkahamýzý da, üzüntümüzü de sevincimizi de gözyaþýmýzý da hep içimize akýttýk. Onun için sevdiðimizi hep simgelerle, sembollerle, rumuzlarla anlatmaya çalýþtýk. Kimse bilmesin, el alem ne der, ayýp olur utanýrýz diye. Gökyüzünden gökkuþaðýný indirsek yine de büyü bozulmayacak ve onun adýný yazmak için dolaylý yollara baþvururduk herhalde. Yazýlarýmýzda en güzel ifadeyi, en belagatli dili, en oturaklý cümleleri onun için yazsak da yani ondan kaynaklý da olsa senin için yazdýk diyemedik. Geçmiþimizi araþtýrmadýðýmýz, kültürümüze ve tarihimize sahip çýkamadýðýmýz ve bundandýr geri kalmýþlýðýmýz derken gerçekten çok haklý ve yerinde bir tespit. Her þeyi ithal ettik ve giydiklerimizden, içtiklerimizden utanýr olduk. Ama anlatmak gerek; içtiðimiz ayranýn, giydiðimiz þalvarýn, dinleyerek coþtuðumuz davul ile zurnanýn ve de aðýt yakmanýn samimiyetini ve insaniliðini. Sevgili Faik, bir anlatý ustasý olarak bütünleþmiþ halin ile bütünün parçalarýný bir aziz emanetçi edasýyla Anadolu’ nun güzel seslerinden olan sesimizi de katarak, anlatacaðýný biliyorum. Ben de okuyucularýn gibi yazarlýk ve anlatý serüvenini merakla takip edeceðim.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Sadýk Kartal, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |