"Ýþimden büyük tat aldýðýmý söylemeliyim." -John Steinbeck |
|
||||||||||
|
Dine hakaret özgürlüðünün halen sanatsal faaliyet ve düþünce özgürlüðü olarak kabul ediliyor olmasýný da anlamak mümkün deðil. Gerçi BM, “dine hakareti insan haklarý ihlali” (www.timeturk.com/bm-dine-hakaret-suc-62033-haberi.html) olarak kabul etti ama Müslümanlarý insan olarak bile görmeyenler için bu yasak bir anlam ifade etmiyor. Onlara göre hakký ihlal edilecek bir insan yoktur ki ortada. Hatta her Kurban Bayramýnda hayvan haklarý savunucusu kesilenler, deðerleri hor görülen Müslümanlarýn haklarýný savunmayý akýllarýndan dahi geçirmiyorlar. Kendi dinsiz felsefeleriyle bir sorun teþkil etmeyen “Aborjinlere” ya da “Budistlere” veyahut da zararsýz gördükleri diðer inanýþlara saygý da kusur etmeyen bu batýlýlar, konu Ýslamiyet olduðunda kendilerini güçsüz, çaresiz hissediveriyorlar. Çünkü Kur’an-ý Kerim ta 1400 yýl öncesinden Materyalizm felsefesini yerle bir etmeyi baþarmýþtýr. Allah’ýn varlýðýný ve birliðini, öldükten sonra dirilmeyi iki kere iki dört eder derecesinde ispat etmiþtir Kur’an-ý Kerim. Üstelik Hz. Muhammed de çok kýsa bir sürede Ýslam dinini dünyanýn baþýna geçirmiþtir. Hz. Muhammed’in nihayetsiz yalnýzlýðý ve güçsüzlüðüyle birlikte “maddecilik ve inançsýzlýk” karþýsýnda kazandýðý bu baþarý, Allah’ýn varlýðýný ve inayetini gösteren canlý bir örnek olarak zihinlere kazýnmýþtýr. Elbette böyle bir þahsiyet, Allah’ý kabul etmeyen bazý zihinlerin þuuraltýnda en büyük düþman olarak kabul edilecektir. Elbette inançsýz, materyalist ya da dinsiz olup da Hz. Muhammed’i ve diðer dini kavramlarý saygýyla telaffuz edenler de vardýr ki, bu eleþtirimiz asla onlara deðildir. Biz de o insanlara, inançlarý ne olursa olsun sevgi ve saygýlarýmýzý sunarýz tabii ki. Çizilen karikatürlerle, Müslümanlarýn tasavvurundaki Hz. Muhammed arasýnda hiçbir benzerlik bulunmadýðýndan bahsetmiþtim daha önce. Bunu daha iyi anlamak için Hz. Ali’den rivayet edilen Hz. Muhammed tasvirini alýntýlamak istiyorum: “Peygamber Efendimiz sallallâhu aleyhi ve selem ne uzun, ne kýsaydý. Uzuna yakýn orta boyluydu. Saçlarý ne kývýrcýk ne de düz idi. Kývýrcýkla düz arasý dalgalý bir saça sahipti. Nuranî yüzleri ne tam yuvarlak ve þiþkin, ne de uzun ve zayýftý. Bilakis deðirmiydi. Latîf tenleri kýrmýzýya çalan pembemsi, nurânî bir beyazdý. Gözleri siyah, kirpikleri uzuncaydý. Kemikleri iri, omuzlarý geniþçeydi. Nârin bedenlerinde bulunan tüyler, göðüslerinden aþaðýya inen kýsýmda daha belirginceydi. Mübarek el ve ayaklarý, kararýnda bir dolgunluktaydý. Yürürken, âdeta yokuþtan aþaðý iner gibi mehâbetle yürür ve ayaðýný yere saðlam basardý. Birisiyle konuþacaklarý veya bir þeye bakacaklarý zaman, bütün bedeniyle o tarafa yönelirlerdi. Ýki omuzu arasýnda peygamberlik mührü vardý ki zaten O, nübüvvet manzûmesinin mührü son peygamberdir. Ýnsanlar içinde sadr-ý sinesi en geniþ olaný O’ydu. Ýnsanlarýn en doðru sözlüsü, en yumuþak huylusu, en geçimlisi, en mürüvvetlisi, en âlicenabý, en zarifi, en kibarý, en latîfi yine O’ydu. O’nu ilk defa gören birisi, ister istemez onun karþýsýnda bir mehâbet hissine kapýlýr; O’nun atmosferine girip O’nu yakýndan tanýma þerefine erince de artýk O’na âþýk olur, O’na tutulur, O’na vurulur ve O’na meftun olurdu. O’nu vasfetmek isteyen biri, aczini itirafla “Ne O’ndan önce ne de O’ndan sonra, O’nun gibisini gördüm, göreceðime de ihtimal vermiyorum!” derdi. Salât u selâm, tahiyyât u ikram, her türlü ihtiram O’na, O’nun âl ve ashâbýna olsun yâ Rab!” Görüldüðü gibi Müslüman gönüllerin biricik sevgilisi Hz. Muhammed’in (SAV) gerçek siret ve suretinin o “iðrenç karikatürlerle” hiçbir alakasý yok. Bunu öðrenen bir insanýn halen bu karikatürleri “Hz. Muhammed Karikatürleri” adýyla anmasý, o muhterem Nebi’yi ve O’nu canýndan çok sevenleri incitecektir muhakkak. Aslýnda ortada bir hakaret tasviri varsa, bu tasvir, edileni deðil de hakaret edeni resmeder. Zira “güneþ balçýkla sývanmaz” ve “gözünü kapayan yalnýz kendisine gece yapar” Bu nedenle ilgili “Ýðrenç Karikatürlere” fazla da takýlýp kalmadan, Hz. Muhammed’in büyüklüðünü, güzelliðini her fýrsatta her mekanda duyurmamýz gerekiyor. Yine bildiðimiz gibi “Þeytana bin lanet okumaktansa, Peygambere bir salavat getirmek daha evladýr.” Yürekleri kararmýþ bazý insanlarýn hiçbir manevi deðer tanýmýyor ve hatta bazý deðerlerle bilinçli olarak dalga geçiyor olmalarý bizim þevkimizi asla tüketmemeli. Hz. Muhammed’in (SAV) nurlu yoluna muhtaç milyonlarca insan bizlerden yardým beklerken, o Son Peygamberle hiçbir alakasý olmayan bir iki iðrenç karikatürün moralimizi bozmasýna izin vermemeliyiz. Hz. Muhammed’e hakaret edebildiklerini sananlara karþý verebileceðimiz en anlamlý cevap, o Kutlu Peygamber’in güzel ahlakýný yaþantýmýza sokmak olacaktýr. Onlar saldýrdýkça, bizler dinimize, inancýmýza daha bir sarýlacak, akýl ve sevgi yolundan ayrýlmadan, þiddete tevessül etmeden Hz. Muhammedleþeceðiz. Hakaretlere verilecek en güzel cevap iþte bu olacaktýr. Dünya insanlarý bizlerde yaþayan Hz. Muhammed’i gördüklerinde, gerçek Hz. Muhammed’in o “iðrenç karikatürlerle” hiçbir alakasý olmadýðýný anlayacaklardýr. Zira güneþ ýþýklarý karanlýklarý daðýttýkça, kendilerini aydýn/lýk sanan ateþ böceklerinin hiçbir hükmü kalmayacak, gerçekler gün gibi ortaya çýkacaktýr. Öncelikle Hz. Muhammed’le kendi hayatýmýzý barýþtýrmalýyýz. Hz. Muhammed’i ve onun güzel ahlakýný hayatýmýza yeniden sokmanýn yollarýný acilen aramalýyýz. Çünkü O’ndan uzak kaldýðýmýzda, bunalýmlarýn, sahtekarlýklarýn ve her türlü iðrençliðin içinde buluyoruz kendimizi. Yaklaþan Kutlu Doðum Haftasý’ný da vesile kýlarak bu gerçeðin farkýna varmalýyýz artýk. Batýlýlar tarafýndan her bir Müslüman’ýn Hz. Muhammed’in canlý bir timsali olarak kabul edildiðini unutmamalý, o Büyük ve Temiz Peygambere laf söyletmemek için, kötü ahlakýmýzdan sýyrýlýp kurtulmalýyýz. Bir týrtýlýn hantal vücudundan kurtularak kelebekleþip göklerde süzülmesi gibi, bizler de Müslümanlar olarak düþtüðümüz esfel-i safilin gayyasýndan kurtulup, Hz. Muhammedleþerek güzel ahlak semalarýna doðru kanatlanmalýyýz. Gelin, Kutlu Doðum Haftasý münasebetiyle bir baþlangýç yapalým. O haksýz gururumuzu ayaklar altýna alarak, öyle ya da böyle kalplerini kýrdýðýmýz eþlerimizin, çocuklarýmýzýn ya da arkadaþlarýmýzýn gönüllerini alalým. Ya da hemen dýþarý çýkalým evimizin önünü ve hatta sokaðýmýzý süpürmeye baþlayalým. Veyahut da cüzamlý bir hastaymýþ gibi kendisinden kaçtýðýmýz yetim bir sokak çocuðunun is kokan saçlarýný okþayarak, güzel bir lokantada onun karnýný doyuralým. Ona güzel elbiseler alalým. Ona insan olduðunu hissettirelim. Yetimler yetimi Son Peygamber’in bize miras býraktýðý Kur’an Ahlakýný hayatýmýza sokmadan, O’nu çok sevdiðimizi söylemenin hiçbir anlamý olmayacaktýr. “Ýðrenç Karikatürler” gibi hakaret içeren eylemlere karþý vereceðimiz en güzel cevap, Hz. Muhammed’in güzel ahlakýný yaþantýmýzla resmetmektir. Ýnanýyorum ki kâinatýn en güzel, en sevimli resmi de hayatýmýzla çizdiðimiz bu resim olacaktýr.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Oðuz Düzgün, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |