Ýnsanýn en iyi tarafý ürperebilmesidir. -Andre Gide |
|
||||||||||
|
Bir de üniversitede Ýngilizcem pek iyi deðildi. Daha doðrusu tüm dersler ingilizce idi elbette ama diðer dil olarak kurallarý, grameri , yapýsý ile dilin çepeçevre öðretildiði (veya bunun böyle olduðunun iddia edildiði) ingilizce derslerine türban problemleri nedeniyle giremedim doðru dürüst. Bu yüzden hep bir þeyler eksik kaldý bende. Dolayýsýyla arkadaþýmýn söylediði o cümle benim dünyamda hiçbirþey ifade etmemiþti o zaman. Þimdi neden bu çeviri iþine kalkýþtýðýma gelirsek eðer: sanýrým hayatta benim için þiir ilk sýralarda yer almaya baþladý ve dolayýsýyla çeviriye bir þekilde bulaþmak zorunda hissediyorum kendimi. Sanki bu iþi yapmak zorundaymýþým gibi. Hayat öylesine süflileþtirildi ki, bu bayaðýlýktan kendimi korumak için þiirin asil ve sonsuz dinamik revaklarýna sýðýnýyorum. Bundan maada bu kadýnýn ruh dünyasýna girmek, onun iklimini solumak istiyorum. Çünkü þiire bir þekilde sýðýnan bir insaný tanýmak olacak bu. Ondokuzuncu yüzyýlda yaþamýþ bu kadýn nasýl giyinirdi, nasýl konuþurdu, nasýl bakardý? Bu beni ilgilendiriyor. Ýlgilendiriyor çünkü sözün gücüne ve büyüsüne inanmýþ ve onun ruhani mýntýkalarýnda dolaþmýþ biri. 1837-1901 yýllarý arasýndaki dönem Ýngiliz edebiyatýnda Kraliçe Viktorya dönemi olarak kabul ediliyor.Viktorya acaip bir kadýn 18 yaþýnda tahta çýkýyor ve tam 9 çocuk doðuruyor. Ýþçi sýnýfýný önemsemiyor , yeniliklere kapalý ve kadýnlara seçme hakkýný bile vermek istemiyor.Bu dönemde çok ilginç ve dahasý tutkulu anlatýmlarýyla ön plana çýkan önemli kadýnlar var. Elizabeth Barret Browning,Bronte kardeþler-Charlotte Anne ve Emily Bronte-,Christina Rosetti ve Emily Dickinson..Viktoryen dönem, geleneðe baðlý sýký kurallarý olan bir zaman dilimi. Kadýnlarýn sert korselere mahkum olduðu , sanatýn belli ellerce hep kontrol altýna alýndýðý , tutucu, baskýcý bir dönem. Elbette bu kýstýrýlmýþlýk ve bu baský edebiyatý besliyor ve büyütüyor. Hep öyle deðil midir zaten? Bu döneme ait yazarlar arasýnda Charles Dickens, Thomas hardy, George Elliot var. Bu isimler lise dönemimde kitaplarýný zevkle okuduðum isimler. Belki bu yüzden bu isimleri gördüðümde bir yakýnýmý görmüþ gibi olurum. Emily Bronte, Wuthering Heights –Uðultulu Tepeler’in yazarý. Bu önemli romaný ömrünün bitmesine sadece bir yýl kala yayýmlýyor. Bu roman bugün Ýngiliz edebiyatýnýn klasiklerinden sayýlýr ve defalarca filme çekilmiþtir. Birkaç film, radyo ve tv oyunlarý ve hatta müzikale ilham vermiþtir. Emily Bronte ömrünü sonlandýracak olan hastalýða tüberkiloza yakalandýðýnda tedaviyi reddediyor ve o zaman yalnýzca 29 yaþýnda. Bir yýl sonra ölüyor.Tedaviyi reddettiðini okudum bir yerde.Acaba doðru mu bu? Uðultulu Tepeler ilk yayýnlandýðýnda eleþtirmenlerce olumsuz deðerlendiriliyor.Tabi o zamanýn þartlarýnda birdenbire sözlerini göðe kaldýracak deðillerdi. Daha sonra klasikler arasýna girdiyse de Emily bunu göremedi.(Belki de gördü, bunu da biz bilemiyoruz en azýndan buradan bir þey görünmüyor.) Asýl þaþýrtýcý olan, baba evinden doðru dürüst ayrýlmamýþ ve hiç aþk yaþamamýþ bir kadýnýn böylesi bir baþarýya imza atabilmesidir. Ýlgilenenler için þiirin orijinal metnini alýyorum buraya. no coward soul is mine -Emily Bronte (1818 – 1848) No coward soul is mine, No trembler in the world's storm-troubled sphere: I see Heaven's glories shine, And Faith shines equal, arming me from Fear. O God within my breast, Almighty, ever-present Deity! Life, that in me has rest, As I, undying Life, have power in Thee!. Vain are the thousand creeds That move men's hearts: unutterably vain; Worthless as withered weeds, Or idlest froth amid the boundless main, To waken doubt in one Holding so fast by Thy infinity, So surely anchored on The steadfast rock of Immortality. With wide-embracing love Thy Spirit animates eternal years, Pervades and broods above, Changes, sustains, dissolves, creates, and rears. Though earth and moon were gone, And suns and universes ceased to be, And Thou wert left alone, Every existence would exist in Thee. There is not room for Death, Nor atom that his might could render void: Thou -Thou art Being and Breath, And what Thou art may never be destroyed Þiiri ilk kez okuduðumda dil normal olarak çok eski yankýlandý bende ve bunu ilk defa deneyeceðim.Aþama aþama deðerlendirmeyi. Ýlk bölüm ikinci mýsradaki “trembler” aklýmda nedense hep anahtar kontak anahtarý þeklinde kalmýþ. Baþka bir þey gelmiyor aklýma. Sözlüklere bakýyorum.Orada da ayný. Þu an için burayý kurgulayamýyorum tam olarak. Anlamý bir heykeli yontar gibi, elimde keski etrafýnda dönüp durdukça ortaya çýkacak. Henüz tanýþma faslýndayým bu mýsralarla. Bir þiir çevirmek için dil bilmenin yeterli olmadýðý gün gibi ortadadýr. Ýkinci mýsranýn baþýndaki vain: ilk elde, boþ- faydasýz anlamlarýna gelir ama gurur kibir anlamýný da taþýr. Þimdilik o da yüzünü göstermiyor peçesi sýký. Ya da ben akýl edemiyorum. Bu dilin Eski kullanýmýna güzel bir örnek sondan bir önceki kýsýmda “thou wert” ifadesi. Bu sanýyorum artýk kullanýlmýyor. Sözlükte eski ibaresi mevcut, internet sözlüklerinde bunu ben zaten bulamadým. “be” kelimesinin redhousedaki karþýlýðýna bakarsanýz; be: þimdiki zaman ý am ; he, she, it is; we, you, they are ; eski thou art.geçmiþ zaman ý, he, she, it was ; eski thou wast; we, you, they were ;eski thou wert.(sözlüðümün kapaðý yok çok eski heralde redhouse olacaktý sayfa 77.) Þiirden aniden uzaklaþýp, sýyrýlýp tamamen, sonra yeniden davranmalýyým.Yayý gerer gibi.Þiir okunu daha uzaða atmak için. Yapabilecek miyim bilmiyorum. Þimdilik bu sýð sularda demleniyorum. Þiir nazlý bir bebek gibi pek yüz vermiyor. Yeniden okuduðumda ve dönüp durduðumda Korkak bir ruh deðil benimki dünyanýn sýkýntýlý küresini çeviren bir anahtar yok görüyorum cennetin ihtiþamlý rengini Ve parltýda inancýn rengini de beni korkudan koruyan Ey tanrým gönlümdesin Ey her þeye gücü yeten ve hep varolan yüce ilah Hayat , þu içimde onu soluklanan Sonsuz bir hayat, gücünü içimde hissettiðim gibi Boþlukta binlerce inanç var Ki o insanýn kalbini harekete geçiren; tarifsiz bir boþluk Ölgün matem elbiseleri kadar faydasýz Yahut boþ sözler o sýnýrsýzýn ortasýnda Þüphe Bir kere uyanýrsa Senin sonsuzluðun bunu alýkoyar Ve elbette baðlanýr ve konaklar Ölümsüzlüðün o metin kayasýnda Her þeyi saran bir aþk Senin ruhun hayat verir sonsuza dek Ýþler ve dil verir ve dahasý Deðiþtirir,güç verir,eritir, yaratýr ve büyütür Ay ve dünya gitseler de Güneþ ve kainat dursa Yalnýzca sen kalýrsýn Her varlýk seninle var olur Ölüm için bir oda yok Ne de atom için döneceði bir boþluk: Sen varlýðýn ve fýsýltýnýn yüceliði ve senin yarattýðýn asla yok edilemez Burada aniden biryere baþýmý çarpar gibi “main”in bir okyanus olduðu sonucuna vardým.Üçüncü kýta son kelime. O zaman “froth” da bir köpük olacaktý ve oldu. Yine de her þeye raðmen kelimeler gözüme gri görünüyor ve þiirin enerjisi düþük. Sanýrým bu benim enerjimle doðrudan baðlantýlý. Þu çeviri kokusunu silip atamýyorum sayfaya sinen. Çeviride dil mükemmel bilinse de matematiksel uyumu yakalamak gerekiyor ki bu da ancak þiir yeteneði varsa kolaylaþýyor. Þiir yeteneði derken tam olarak kastettiðim; þiir okuma, sevme, ruhunda ona yer açma. Çeviride de normal bir metni kotatýrkenki o kendini ele verme durumlarýný engelleyemiyor insan. Israrla birebir çevirmeye çalýþmak, hiçbir kelimeyi ýskalamadan, bu biraz bana göre þartlý düþünmenin bir sonucu. Hala “trembler”in titreyiþ, ürperme olduðunu akýl edemiyorum bilmem kaçýncý okumada. Ýþte bu þartlanmýþlýktýr. Metni birebir çalýþmaya çevirmek ona sadýk kalmak, böyle bir inat eseri hýrpalýyor. Onu sessizleþtÝriyor yeni dilin içinde. Devinimi azaltýyor. O devingen yapý bu inatla asla korunamaz. Emily Bronte tutkulu bir kalem. Bu þiirden kolayca çýkarýlýr bu. Ben, bu denli dini motifleri olan bir þiir beklemiyordum, bunu daha lirik , romantizmin doruklarýnda salýnan bir þiir sanmýþtým. Bu þiiri türkçeye çevirmek için bu dili bilmek gerekli fakat yeterli deðil. Þiir dilini, o üst dili okuyabilmek ve onu yapýsöküme uðratarak yeni bir dilde yeniden þiirle kurgulamak zorunluluk arzediyor. Bu noktada serazad gezip duruyorum. Nokta atýþlarý yapýp. Kuþ bakýþý bakýyorum mýsralara. Pike yapýyorum dikkatini çekmek için.Sanýrým biraz yumuþadý bana karþý.Yavaþ yavaþ konuþmaya baþladý.Kendimi þu anda Nazan Bekiroðlu’nun Cam ýrmaðý taþ gemi kitabýndaydý sanýrým, ölü þehri konuþturmaya çalýþan o kül rengi küçük kuþ gibi hissediyorum ama elbette bu þiir son derece canlý. Þiirin son haline geçmeden önce sondan ikinci bölümde yer alan “suns and universes-güneþler ve evrenler “ ifadesine takýldýðýmý belitmeliyim. Fizik o zamanlar elbette bu kadar ileri deðildi ve bu ifade dinsel bir tecrübe sonucunda ortaya çýkmýþ olabilir. Güneþler , yani birden fazla güneþ olduðunu ima ediyor. Bu öylesine uçsuz bucaksýz bir konu ki, düþünün bilim adamlarý evrende güneþ sistemi gibi iki milyara varan rakamlar telaffuz ediyorlar, bazýlarý da sonsuzdur deyip aklýný zorluyor insanýn. Ýnsanlýk tarihini baþtan baþa düþünürseniz hýzla bu rakam artýyor. Düþünsenize bir zamanlar dünyanýn öküzün boynuzlarýnda olduðuna inanýlýrdý. Þimdiyse gelinen yere bakýn.Ben eðer bu kadýn gerçekten dini bir okula devam ettiyse-kaynaklarda buna dair bilgiler mevcuttur- burada bilgi nevinden bir þeyler öðrenmiþtir ve bunu içselleþtirmiþ olabilir. Bana kalýrsa katý dini hayat , içi boþaltýlmýþ þekilde verilirse insaný baskýlamaktan uzaða gidemez. Fakat sufizmin yaþattýðý þekilde öðreterek, sevdirerek yaþanýrsa gerçekten olaðanüstü deneyimler sunabilir insana. Buna hepimiz zamanla þahit olmuþuzdur. Ben özellikle þiirde sözün dua yerine geçtiðine inanýrým.Burada dualarda ratlanabilecek duyarlýkta bir baðlýlýk, bir yakarma hali, bir sena ortaya çýkýyor.Yaratýcýnýn kudretini, biricikliðini, eþsizliðini övme ve bundan ivmelenen bir cesaret. En sonunda yavaþ yavaþ kabuðunu kýrdým ve ortaya þu çýktý: Korkak bir ruh deðil benimki Ürpermez dünyanýn kederli fýrtýnalarýndan Görür cennetin ihtiþamlý rengini Ve o inancýn görkemini beni korkudan koruyan Ey tanrým gönlümdesin Sen her þeye gücü yeten ve hep varolan yüce Hayat ki, þu içimde seni soluyan Ve ölümsüz olan senden aldýðým güçle Gururda ne çok inanç gizlidir Ki o insanýn kalbini kýþkýrtan; tarifsiz bir boþluk Solmuþ matem elbiseleri gibi hakirdir Ya da sonsuz bir okyanusun ortasýnda aylak bir köpük Bir kuþku dirildiðinde ansýzýn kudretini bulur karþýsýnda Ve elbette dayanýr ve baðlanýr Ölümsüzlüðün o azim kayalarýna Her þeyi kuþatan bir tutku bu heryeri Sonsuzluk can bulmada ruhunda Yayýlýp çoðalmada büyütmede ve dahasý Deðiþtirip kotarmada yeniden yaratmada Ay ve dünya yokolsa Ve dursa bile güneþler ve kainat Yalnýzca sen kalýrsýn birtek sen Her varlýk her oluþ senin adýnla hakikat Ölüm için bir yer yok Ne de atom için geri döneceði bir boþluk Ve der; sensin varlýðýn ve fýsýltýnýn anlamý Bir de yok edilemez senin yarattýðýn o sonsuzluk Þiirdeki uyaðý bozmak istemedim, bunun için o müzikal sesini diri tutmaya gayret gösterdim. Kafiyeleri muhafaza etmek beraberinde elbette soðuk bir çeviri tadýný býrakmýþ olabilir. Burada sadece bir paylaþýmda bulunuyorum, olaðanüstü bir þey deðil bu yaptýðým, çeviriye teþvik etmek amaçlý da düþünülebilir. Þiirin kendi içinde o derin müziði bazen engin bir gök , bazen de þahlanan bir doru at. Ben yine de birþeyleri yanlýþ aktarmýþ, ifadeyi tam verememiþ olabilirim biryerlerde...Ýnsan böyle bir þeyi okurken zamanda dolaþýyor adýmlarý ve insanýn ölümlülüðünde duraksýyor ve yazýnýn ölümsüzlüðüne dönüyor yine. Hayat bir aktarým ve her an hiç durmadan deðiþiyor bir þeyler.Þiirin alt metninde mahrem bulunabilecek deneyimler sezinliyorum. Hani sufilerin sekr halinde söyledikleri türden ama bunun üstünü öyle güzel örtmüþ ki bu ses sadece alt metinde duruyor üste çýkamýyor. Bir müzikte arkadan belirsizce yürüyen belki sadece bilinçaltý ile duyulabilecek ve bilinç tarafýndan algýlanamayacak türden birþey bu…Orjinal metindeki uyaklara bakýlacak olursa – bu dili hiç bilmeyen biri bile bu melodiyi duyacaktýr- güçlü bir uslup bana kalýrsa hem biçim hem biçem olarak benim seveceðim bir tür, tutkulu ve dirençli. Bu metin hiçbiryerde yayýnlanmadý.Sadece tek bir seferde biraz çalakalem yazýldý.Tashihe gidilmedi.Fakat þiirin çevirisi Aþkar dergisinde yayýmlandý.Yazý kalitesiyle insanda hayret uyandýran bir dergi.internet adresi : askardergisi.com. Ben aboneyim , size de öneririm.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © leyla karaca, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |