Ramazan ayý hatýrýma geldi. Ne alaka diyorsunuzdur içinizden. Açýklayayým. Aslen hatýrýma gelen Ramazan ayýna mahsus olan davulcular. Davulcularda Þeyh Þirazlý Sadi’nin þu sözünden çaðrýþým yaptý: ‘’Cahil insan davul gibidir. Sesi çok çýkar ama içi boþtur.’’ Ýþin betimlemesi bir yana ne kadar da doðru deðil mi bu söz.

Cahil insanlarýmýz o kadar da çoðaldý ki. Özellikle þu yüz senedir. Osmanlý’nýn son zamanlarýndan baþlayan kötü eðitim sistemi günümüzde de etkilerini gösteriyor. Osmanlý’nýn son zamanlarýndan baþlýyor dememin sebebi þudur: 1890 yýlýnda henüz on yaþýnda olan bir çocuðu anlatacaðým.

Yer Selanik. Küçük Mustafa sekiz yaþýnda okuldan ayrýlmak zorunda kalmýþtý. On yaþýnda içindeki okuma ateþi dinmeyince ailesi onu tekrar okula yazdýrdý ve burada yüzü kanlar içinde kalacak þekilde, yeni okulundaki öðretmeninden dayak yedi. Ailesi onu yeniden okuldan aldý. Sinirden ve korkudan üç gün evinden çýkamadý

Sorarým size bu hangi eðitim sistemine girer, hangi pedagoji kitabýna girer?

Tarihlerimiz 1930 yýllarýný gösteriyor. Gencecik Türkiye Cumhuriyeti artýk devrimlerini yavaþ yavaþ sonlandýrmaya baþlamýþ. Ve ilginçtir o zamanlarda görülen eðitim sistemi þimdikinden daha iyi. Okuma oranlarý hýzla artýyor. Türkiye Cumhuriyeti artýk eðitim düzeyi ile de istatistikleri yanýltýyor. Ta ki 1950 – 60 lara kadar. Artýk atamýz yoktu baþýmýzda. Bazý kiþilerin tekelindeydi yönetim ve halkta sesini çýkaramýyordu. Malum çýkaranlarýn sonucu ortadaydý. Ýþte þimdiki bu iðrenç eðitim sistemimizin temeli bu zamanlarda atýlmaya baþladý. Sistem öyle bir hal aldý ki atamýz ile bilgiler bile ezbere ve cehalete dayandý.

Niçin cehalete diyorum. Çünkü: Misal, herkes Atatürk’ ün 1881 de doðduðunu biliyor veya öðle öðretiliyor. Halbuki yanlýþ Atatürk 1881 de deðil 1880 de doðmuþtur. Atatürk’ ün annesi Zübeyde Haným’ ýn Þapolya’ ya söylediðine göre Atatürk, erbainde, yani kýþýn ilk kýrk gününde( 23 Aralýk – 31 Ocak) doðmuþtur. Hatta klasik tarih kitaplarýmýzda gördüðümüz Ali Rýza Efendi fotoðrafýn da yalanmýþ. Bunu da Atatürk, Falih Rýfký Atay’ ýn eserinde alaycý bir dille : ‘’Bu bizim peder deðildir.’’ dediði yazýlýdýr. Görüyorsunuz daha ulu önderimiz ile bilgileri bile doðru düzgün öðretemeyen eðitim sistemimiz var. Eðitim sistemimizin temelinde sorun olduðuna göre üst katlara çýkmaya gerek duymuyorum. Yalnýz Bernard Shaw’ýn þu sözüne de deðinmeden geçemeyeceðim: ‘’ Hareket halindeki cehaletten daha korkunç bir güç yoktur.’’ Avrupa’ nýn en kalabalýk ülkelerinden bir olmamýz ne kötü deðil mi?

Tolga Kayasu
tolga.kayasu@gmail.com