"Hayranlığı o dereceye vardı ki; yere düştü ve kendinden geçti." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun) |
|
||||||||||
|
I - Savaş duvarlarda içimizdeki savaştan kalma bir leke ve altına imzasını atacak kadar cesur bir kadın - nora levi; günahsız orospu. fırında pişen göğüslerimizi, dengesi bozuk bir kedi yedi her sabah avuçladığım geometrik yüzün artık yok tensiz, etsiz ve bacaksız ruh gibi sokul burun deliklerimin gölgesine. bu yalnızlığı ancak seninle yenebilirim nora. çünkü sen benim yerleşim bölgemde saklanacak delik arayan bir orospu ben senin özgeçmişinde bir fiil! yani ikimiz de ikimize yapış yapış ikimiz de ikimize sarhoş bir film arası… bunun şakası yok nora. bir gün saçlarını yedi atmışbeşlik mermiyle dağıtıverirler. ve ben gözlerinde koşarken ölürüm yapma! II- İtiraf seni öldürmek istememiştim nora beraber bir delikanlının yüreğinden yırtılıp kaçacaktık ana rahmine doğru. o sınırı da geçtik mi nora o sınırı da geçtik mi bize tanrı bile dokunamayacaktı. çünkü bu yeryüzü bu cehennem, hayallerimize sığmayacak kadardı! hayal et nora! düşün! memelerin ve geometrik yüzün yok, paslı organların kimin umurunda! biz olacaktık bir rahmin köşesinde özgür. bir gece gibi çabuk, gece gibi ince ve sessiz nora sahibine yalanan it gibi itaatkar varlık bilmecesinde yokluğun hiç zaferi gibi düşün nora düşün! bu ölüm, sinir krizleri geçiren şiir kadar buruk sen bu hikayeden başka bir hikayeye nakledilen kan, acildeki yatalak bekleyişlerim gibisin. öldürmek istememiştim nora. beraber bir delikanlının yüreğinden yırtılıp kaçacaktık ana rahmine doğru. o sınırı da geçtik mi nora o sınırı da geçtik mi bize tanrı bile dokunamayacaktı. çünkü bu yeryüzü bu cehennem, yasak bir döl yatağı hayal et nora! Düşün! Seni öldürüp, bu savaşın namusunu temizledim. Artık Tanrı’na dönebilirsin… III – Hiç nora levi: günahsız orospu en çok böyle zamanlarda çıkarsın koynumdan. git nora! git nora! git yoksa yine sevişeceğiz. IV – Cesaret sana yemin ederim yemin ederim yüzyıllarca istediğin gibi yaptım: bir iki beden büyük gelen bu dünya’dan yüzdüm derini. iltihaplandım sana nora. artık mezarda hiçbir toprak kayması hiçbir melek, hiçbir mevsim uyandırmaz seni. bu ölüm, tıpkı senin gibi ağır, tek başına! V – Kıyamet sabahın geceye boşaldığı vakit kulağımda şizofren bir melodi! ağzında taşıdığı karanfil, mağrur uğultu, pavarotti yavrusu! tanrı’nın başucuna konuveren ölü insan kuşları! ve nora levi: cesur orospu… sırat köprüsünde buluşacaktık: bir iki durak önce indin. bavulumda sana ayırdığım günahlarım bavulumda sümküren hastalıklı şiirler! hadi nora! hadi nora! hadi geç kalacağız: bu savaş bizim sonumuz olacak. Kaan Özer - 21 Ocak
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kaan Özer, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |