Hata! Klavye bağlı değil. Devam etmek için F11'e basın... |
|
||||||||||
|
Mırra tadından bir yazı Bu güm size “Mırra tadından bir yazı” yazmak istiyorum. Şimdi “mırra nedir” diye bazı okuyucularımın fısıltı şeklinde soru sorduklarını duyar gibiyim. “Arap kentlerinden geldiği söylenen mırra, özellikle Urfa ve çevresinde içilen geleneksel bir kahvedir. Genellikle, misafirlere ikram etmek, ya da düğün yemeklerinden sonra servis edilmek üzere hazırlanır. Hazırlama süresi oldukça uzun olan Mırra, özel fincanlarla sunulur. Güneydoğu Anadolu’da sunumu bir gelenek haline gelen mırranın, içimi sırasında, fincanının kesinlikle yere konulmaması gerekmektedir. Fincanın yere koymak mırrayı hazırlayana hakaret anlamına gelmektedir. Oldukça acı bir kahve olan mırra özellikle ağır yemeklerin üzerine içilmektedir.” Siz de takdir edersiniz ki, bir yazarı için en büyük mutluluk okunuyor olduğunu hissettirmektir. Bir öğretmen için derste parmak kaldırmak, bir ses sanatçısı için alkış ne kadar önem arz ediyorsa bir köşe yazarı için de “tık” almak/okunmak o kadar önemlidir. Evet, “mırra tadından” bir yazı yazacaktım.. Herkes yazı/yazılar yazar ama bazı yazarlar farklı yazılar yazar. Mesela şairler, Hikâyeciler, Romancılar, Hâsılı edebiyatla uğraşan yazarlar farklı yazılar yazmalı çünkü onlar farklı insanlardır. Onlar hayatı farklı görür, farklı yorumlarlar. Kimi yazarlar teferruatları görmemezlikten gelirken edebiyatçılar –nedense- teferruatlara takılıp kalırlar. Mesela; bir hareket, bir gülüş, bir yaşama sebebi, bir his, bir çığlık ve bir yokluk var ederek var olmayı düşünürler yazarlar… Örneğin yazarak âmâ olan bir insanın gören gözü olabilirler. Koşma yeteneği hâlâ varken koşabilirler olmayan sevgiliye kavuşmak/dokunabilmek için… Ve yazarlar anne olabilirler merhamet memesinden insanları emzirmek için… Yani demek istiyorum ki… Yazarlar ağlayabilirler. Ağlatabilirler… Yazarak anlatabilirler… Veya susabilirler. Ya da kâğıt üstünde küfredebilirler… Şaşaalı bir kahkaha patlatabilirler tüm olumsuzluklara rağmen… Tüm olumsuzluklara rağmen ayakta dik durmayı becerebilirler. Hâsılı kendilerine verilen ya da kendilerine verildiği zannettikleri tüm haklarını yazının şaşırtıcı büyüsünde kullanabilirler. Yani mırra tadından yazılar yazabilirler Ve mırra tadından nice güzel yazılara…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Şevket Başıbüyük, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |