..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Seviyorum, öyleyse varým. -Unamuno
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Toplumcu > þenol durmuþ




13 Ekim 2009
Genelev  
þenol durmuþ
Ýki adam, Balat'ýn eski sokaklarýnda hýzlý adýmlarla yürürken, telaþ içerisinde. Bir sokaktan, baþka bir sokaða yangýndan kaçarcasýna koþar adým gidiyorlar. Zayýf, uzun boylu olaný, kýsa boylu, kýrmýzý suratlý, þiþman adama bir þeyleri söylerken, onu devamlý ikaz ediyor. Þiþman olan ise, koca kafasýný sallarken, düþünüyor korku içerisinde. Üstlerindeki kýyafetlerden köylü, iþçi, alt sýnýf ya da polislerin deyimiyle iki tane þüpheli þahýs.


:BICD:
Akþam karanlýðý...

Ýki adam, Balat'ýn eski sokaklarýnda hýzlý adýmlarla yürürken, telaþ içerisinde. Bir sokaktan, baþka bir sokaða yangýndan kaçarcasýna koþar adým gidiyorlar. Zayýf, uzun boylu olaný, kýsa boylu, kýrmýzý suratlý, þiþman adama bir þeyleri söylerken, onu devamlý ikaz ediyor. Þiþman olan ise, koca kafasýný sallarken, düþünüyor korku içerisinde. Üstlerindeki kýyafetlerden köylü, iþçi, alt sýnýf ya da polislerin deyimiyle iki tane þüpheli þahýs. Unkapaný istikametine geldiklerinde uzun boylu olaný bir sokak çeþmesinin baþýnda duruyor. Gülümseyerek arkadaþýnýn yüz ifadesini incelerken çok mutlu. Cebinden çýkarttýðý sigara paketini arkadaþýna uzatýyor.

"Lan oðlum Mahmut, biraz dinlenek, birer de cigara yakalým" diyor.

Arkadaþý nefes nefese kalmýþtý. Adeta bir can simidine sarýlýr gibi, çeþmenin musluðuna yapýþýyor. Boðulurcasýna su içen Mahmutu uyarýyor:

"Oðlum Mahmut fazla içme þiþersin, sonra iþi nasýl bitiricen lan?"

Arkadaþýnýn ikazý ile aðzýný musluktan telaþla çekerken öksürüyor.
"Hasan aða tamam, fazla içmem, buyur sen iç." derken mutlu bir yüz ifadesi ile Hasana bakýyor.

Hasan kaytan býyýklarýný çekerken suratý birden asýlýyor. Sigarasýný yakar yakmaz bir sigara da arkadaþýna uzatýyor. Düþünüyor Hasan. Mahmut acaba bu iþi becerebilecek miydi?..Onu tekrar uyarýyordu:

"Bak oðlum, bu iþ þiþ karýnla olmaz. Valla sonra zorlanýrsýn benden demesi.Tamam mý oðlum?.."

Mahmut kafasýný salladý. Çeþmenin kenarýna oturan Hasan çok mutlu. Yeniden bir köylüsüne, can hemþehrisine yol göstermiþ, yardýmcý olmuþtu. Daha önce de Mahmut'un abisine, muhtar'ýn oðlu Bekir'e, Bekir'in arkadaþý Necati'ye yardýmcý olup yol göstermiþti. Þimdiden köylü erkekler arasýnda nam salmýþ, isim yapmýþtý Hasan. Mahmut'a bakarken bir taraftan sigarasýný tüttürüyor, düþünüyordu:

"Yahu bu Mahmut'un boyu da amma kýsa ha... Abisi Ali'nin boyu beni geçti gitti be.Hayret bir þey yahu."

Mahmut ise hiç konuþmadan Hasan'ýn sigara tüttürmesine hayranlýkla bakýyordu. O da düþünüyordu.

"Hasan aðama helal olsun be. On senedir koca Ýstanbul'da çalýþýyor, þu iþe bak helal olsun."

Hasan robot gibi boþ gözlerle Mahmut'a bakarken düþünceleri de artýk birbirine karýþmýþtý. Hasan hala þüphe içerisinde bakýyordu.

"Lan, yoksa bu Mahmut da muhtardan olmasýn, vallahi çok benziyor, kesin ondandýr.Kancýk karý zaten köyde vermediði adam kalmadý, sonra kapaðý topal Remzi'ye attý. Ali belki Remzi'dendir ama bu Mahmut KESÝN muhtardandýr. Neyse bana ne... Nereden aklýma geldi anasýný satayým."

Düþüncelerinden sýyrýlan Hasan aniden ayaða kalktý. Mahmut'un boyu Hasan'ýn yarýsý kadardý. Hasan bu yüzden belki de biraz gururlandý. Otoriter bir ses tonu ile konuþuyordu..

"Dinlendiðimiz yeter Mahmut, hadi gidelim yolumuz daha çok."

Caddeye çýktýklarýnda Unkapaný köprüsü tüm heybetiyle sahnedeydi.

"Hasan aða bu köprü de bizim otobüste üstünden geçtiðimiz köprü kadar neredeyse. Ýstanbul'da amma köprü varmýþ". diye sorduðunda Hasan mutlulukla gülümsedi.

"Oðlum Mahmut, daha ne köprüler var bu þehirde. Anam avradým olsun hepsini görmeye senin ömrün yetmez. Arabalara dikkat et, peþimden ayrýlma, Ýstanbul'un arabalarýna güven olmaz, adamý köpek gibi ezerler vallahi billahi, bak þu gelen de geçsin, koþalým."

Hýzlý adýmlarla caddenin karþýsýna geçerken Mahmut'un nefesini ensesinde hissediyordu. Mahmut'u kolundan çekti. Bir eliyle çevreyi gösterirken anlatýyordu :

"Bak oðlum Mahmut Karaköy'e bu köprüden de geçip sonracýma perþembe pazarý denen bir yer var. Orayý geçtikten sonra da gidebilirdik amma biz ileri ki köprüden geçeceðiz. Oraya da Galata Köprüsü derler anladýn mý?.. Oradan gideceðiz tamam mý?.."

"Tamam Hasan aða, nereden istersen oradan gidelim." diye cevaplarken köprüye dikkatli bir þekilde inceliyordu.

"Oðlum benim istemem önemli deðil, sen iyice öðrenesin diye söylüyom. Ýlerde zorluk çekmeyesin. Bak þu denizin karþýsýnda demin söylediðim perþembe pazarý denen yer ama bildiðin pazarlardan deðil. Orada domates karpuz satýlmýyor, makina, traktör parçasý satýlýyor anladýn mý?.."

"Anladým Hasan aða." dedi bir kaç kez.

"He bak biz onun karþýsýndayýz. Ama sonunda gene oraya çýkacaðýz anladýn mý?.. Öðren bunlarý, Ýstanbul burasý vallahi kaybolursun. Seni de Necati gibi aramayalým sonra, anladýn deðil mi?.."

Mahmut devamlý kafasýný sallýyordu:
"Anladým Hasan aða, sen hiç merak etme. Vallahi billahi anladým."

Sinirleri az da olsa yatýþan Hasan yürümeye baþlayýnca Mahmut da adýmlarýný hýzlandýrdý. Unkapaný köprüsünün altýndan geçtiklerinde bir ses duyuldu. Köprünün altýnda çimenlikte bir gölgede bazý anormal sesler çýkýyordu. Hasan sesin geldiði yönü seçmeye çalýþýrken, bir yeri iþaret etti.

"Bak Hasan aða aha þurada birisi var, vallahi bir adam var orada. Yatýyor mu ne ediyor?.. "

Araçlarýn farlarý köprü altýný aydýnlatýnca, ihtiyar bir adamýn yüzünü ve yardým isteyen elini gördü. Adam hýrlama ve inleme ile karýþýk bir sesler çýkarýyordu. Hasan Ýstanbul tecrübesi ile telaþlandý.

"Boþver bakma oðlum Mahmut, þarapçýdýr bunlar.Ýstanbul'da onlardan çok var. Hadi çabuk geçelim þuradan, köprü altýnda yatar bunlar tehlikelidir."

Adýmlarýný tekrar hýzlandýrdý. Mahmut, telaþla yürüyordu. Ara sýra da baþýný çevirirken korkarak da olsa köprüye bakýyordu.

Giden iki adamýn arkasýndan bakan ihtiyarýn son ümidi de bitmiþti. Güçlükle kaldýrdýðý eli ve kafasý çimene uzandý. Üstü baþý periþan olan adam, yerde can çekiþiyordu. Ölüm ihtiyarý yakalamýþ gibiydi. Ýhtiyar bunu hissediyordu. Ceketinin cebinde duran þarap þiþesinin kapaðý daha açýlmamýþtý. Ýki günden beri bu kapaðý açýp içememiþti. Pantolonunun arka kýsýmý ýslaktý. Altýna kaçýrýyordu ihtiyar adam. Ýki adam'ýn bir an durup bakmasý, bir ümit ýþýðý, bir kurtuluþ olabilirdi ihtiyar için. Son bir gayretle sürünmeye çalýþtý. Eðer kendisini bayýrdan yuvarlayabilirse, caddeye kadar inebilirse bir araba onu görebilirdi. Çimlerden birkaç tutam ot koparabildi...

- 18 Yaþýndan Küçükler Giremez -

Bu önemli uyarý, ikaz tabelasýna bir süre dikkatle baktýlar. Karaköy Genelev'inin giriþ kapýsýnýn üzerindeki bu tabela ve altýnda duran polis yazýlý güvenlik kulübesine korku ile endiþeyle bakýyordu Mahmut. Kalbi þiddetle atýyordu.

"Tatlý yiyelim mi he ne diyon Mahmut?" diye sordu.

Hasanýn konuþmasý Mahmut'u kendine getirtti. Arkasýnda duran tatlýcýlara baktý. Her çeþit tatlý satan seyyar satýcýlar, genelevin önünde hizmete hazýrdý. Kalabalýk insan sürüsü, arý kovaný gibi kaynýyordu. Genelev'in giriþ kapýsý, giren çýkanlar yüzünden neredeyse izdihama neden olacaktý ki, asýk suratlý bir polis ve bir bekçi kulübeden dýþarý fýrladý. Polis'in elinde kalýn bir odun, sopa varken, bekçi de klasik bir jop olduðu halde giriþ kapýsýnda oluþan insan hareketine müdahale ederken iki görevli de baðýrýyordu. Baðýrmak bir yana ellerindeki aletlerle gelen geçene vurdular.

"Bekleme yapmayýn lan, daðýlýn ulan, hadi lan!"

Görevlilerin ikazý, kalabalýðý hizaya getiriyordu. Ýkisi de kargaþadan endiþe içersinde geri çekildi. Bir tatlý arabasýnýn baþýnda durdular. Hasan bir taraftan manzarayý izliyordu.

"Bak oðlum Mahmut görüyon demi, þimdi içeri gireceðiz, benim devamlý gittiðim bir manitam var. Sen de oradan bir karý beðenirsin tamam mý? Eðer oradan istemezsen, diðer yerlere de bakarýz tamam mý lan?"

Mahmut hala korkudan olacakki titremeye baþladý. Aklýna aleti geliyordu, bu iþi nasýl yapacaðýný düþündü. Belkide Hasan aða bu tatlýyý onun için yediriyordu. Mutlaka bir bildiði vardý Hasanýn. Ýçeri girdiklerinde Mahmut afalladý. Maðaza gibi dizili dükkanlar da içlerinde yarý çýplak her yaþtan kadýnlar vardý. Bu maðazalarýn önlerinde ise her yaþtan erkekler, yediden yetmiþe, küme halinde dizilmiþ, vitrinleri seyrediyordu. Þaþýrmýþtý, Mahmut. Korkmuþtu.

"Hasan aða be, ben þey girmesem diyorum. Baþka zaman gelirim." derken sesi titriyordu.

Hasan birden kýzdý. Köpürüyordu:
"Lan Mahmut, ne diyon oðlum sen, ne baþka zamaný, lan erkek deðil misin sen? Beni kýzdýrýyon bak, karýþmam ha."

Tehdit edercesine konuþunca Mahmut yalvarýrcasýna konuþtu:
"Valla aðam yanlýþ anlama, ne oldu bilmiyorum. Halbuki buraya gelmeden evvel, þey yani nasýl desem.."

Hasan Mahmut'un omuzuna vurdu. Kahkahayla güldü:
"Oðlum senin abin de geldi. Muhtar'ýn oðlu da geldi, Necati de, hepsi de ilk baþtan senin gibi oldu ya... Merak etme, karýlar iþi bilir oðlum."

Arkadaþýna moral veriyordu, normaldi bu iþler.Herkesin baþýndan geçmiþti.
"Eþek yapmadýn mý he?.. Aynýsýný yapacan, korkma aslaným, ayný þeydir."

Mahmut'u kolundan tutarak bir eve doðru çekti. Kalabalýðý yararak ön safa geçtiler. Profesyonelce davranýþlarla bu iþi çok iyi yaptýðýný Mahmut'a belli edercesine konuþuyordu:

"Bak oðlum, þu kýrmýzýlý benim karý. Ýki senedir buna gelirim, vallahi çok iyi muamele yapar. Sen de seç birini de hemen girelim."

Mahmut yeniden titremeye baþladý. Dükkanýn önünde duran takým elbiseli, pala býyýklý, iri yarý bir adam kabadayý görüntüsü ile bir yandan baðýrýyordu. O da iþini iyi bilen bir pezevenkti.

"Geç beþ yüz, geç beþ yüz, hadi geç geç, beþ yüz, geç geç bekleme yapma!!!" diye haykýrýyordu adam. Kalýn sesi ile sanki minibüs muavinleri gibi hýzla müþteri çaðýrýyordu.

"Bak içeri de, masadaki adamý görüyon. Ona beþ yüz'ü ver, sana bir marka verecek. Onu da gördüðün kadýnlardan hangisine girmek istersen ona ver. Yukarý çýk diyecek tamam mý. Benim karý beni gördü, bak beni çaðýrýyor ben giriyorum Mahmut."

"Kurbanýn olam Hasan aða, ben girmesem ne olur." derken olduðu yerde durdu.

Sürekli, aðlarcasýna konuþuyordu Mahmut. Hasan yine öfkeyle haykýrdý:
"Allah allah lan buraya gelmek için baþýmýn etini yedin oðlum, þimdi ne oldu lan, ne biçim adamsýn, ödlek misin sen oðlum ?"

Mahmut'un ayaðýna bir tekme vurdu. Caný yanan Mahmut hala yalvarýyordu:
"Tamam Hasan aða bari ben de senin karýya marka vereyim, baþkasýný yapamam aða."

Hasan kudurdu. Mahmutun ayaðýna bir tekme daha salladý.
"Ne diyon lan sen, arkadaþ arkadaþýnýn karýyla iþ bitirir mi? Lan delikanlý adam yapmaz bunu, dua et acemisin, bilmiyorsun bu iþleri, vallahi fena yapardým anam avradým olsun."

Hasan hýþýmla öfke içersinde kapýdan içeri girdi. Markayý alýp, bir kadýna verdiðinde Mahmut da peþinden içeri girerek korku içerisinde bir marka aldý. Elleri titreyerek, bir kadýna markayý verdi. Kadýn da þaþýrmýþtý. Uzun süredir iþ olsun diye dükkan da duran kadýnýn günlerdir beklediði ilk müþteri belki de Mahmut olmuþtu.

"Ýkinci kat, altý numara, geç aslaným benim..." diyordu yeni müþterisine.

Hasan birinci kata çýkýp beklerken Mahmut'a seslendi:

"Altý numara yazan kapýda bekle, karý gelecek sakýn oradan ayrýlma."

Mahmut heyecan içersin de adýmlarýný atarken, suratý, burnu, kulaklarý kýpkýrmýzý oldu. Ýkinci kata çýkýp, kapýnýn önünde durdu. Diðer iki kapýda ise birkaç kiþi sýra bekliyordu. Diðer iki kapýdan kýsa aralýklarla insanlar girip çýkarken, Mahmut tüm hareketleri dikkatle izliyordu. Mahmut'un ayaklarý tekrar titremeye baþladý. Nerede kalmýþtý, daha bekleyecek miydi acaba, yapabilecek miydi?.. Korku, endiþe duygularý bütün vücudunu sarmýþtý. Aniden bir odadan, bir kadýnýn sesi duyuldu, kadýn feryat ediyordu.

Kadýn birden kapýyý açýp baðýrdý: "Çýk ulan orospu çocuðu seni!"

Dazlak kafalý, genç bir adam pantolonunu ilikleyerek çýkarken kadýn bas bas baðýrýyordu.
"Seni gidi , þerefsiz herif seni."

Kadýn çýðlýklarla haykýrýyordu. Merdivenlerden koþar adým çýkan üç pezevenk, kadýnýn yanýna geldi. Az önce kapýda baðýran kabadayý görüntülü adam telaþla baðýrdý:

"Ne oluyor ulan ne diye baðýrýyon lan !"

"Bu orospu çocuðu marka verip iþini bitirdi. Sonra bir marka daha vereyim, devam edeyim dedi. Ulan piç anana ver de o markayý, onu yap!"

Pezevengin yumruðu, dazlak müþterinin suratýnda patladý. Birkaç yumruk daha vurup, müþteriyi yere serdi. Genç adamýn belki de burnu kýrýlmýþtý. Suratý darmadaðýn olmuþ, kan her yere sýçramýþtý. Genç adam zorlukla ayaða kalktý. Tekmelerle adamý merdiveden aþaðý indirdiler. Pezevenkler, adam dövme iþini de çok iyi beceriyordu . Bu gösteriyi dehþet içerisinde seyreden Mahmut'un korkudan nerdeyse spermleri dahi yok oldu. Mahmut'un gözleri yerinden fýrlayacakmýþ gibi büyümüþ, geniþlemiþti.

Nasýl bir yerdi burasý, bu iþler böyle mi oluyordu, niçin, neden olmuþtu?.. Kadýnýn feryatlarý, müþterinin dövülmesi Mahmut'u þaþýrtmýþ, içinden çýkamayacaðý, cevabýný bulamayacaðý sorulara boðdu. Bu sayýsýz sorular Mahmut'un küçük ama saf, temiz beynini sarmýþ, umufak etmiþti artýk. Dayaðý sanki kendisi yemiþti. Merdivenlerden inip kaçarak, bu diyardan, gerekirse Ýstanbul'dan gitmeyi, bir an önce köyüne dönmeyi, yeþil tarlalarýna, mis gibi kokan çiçeklere, ahýrýna, derelerine, tepesine, hayvanlarýna kavuþmak istiyordu. Bütün bunlar bir film fragmaný gibi Mahmut'un gözleri önünde oynadý...

"Yüce mevlam, ya seyit hazretleri" diye sayýklarken adýmlarýný hýzla atarak, merdivenlerin baþýna geldi. Arkasýna bile bakmadan basamaklarý inmeye baþladý. Basamak þeridinin ortasýnda, Mahmut'un marka verdiði kadýnla karþýlaþana kadar indi. Kadýn koca yaðlý, sarkmýþ gövdesiyle zaten dar olan merdivenliði neredeyse kaplamýþtý.

"Geliyordum aslaným, ne sabýrsýzmýþsýn, hadi çýk bakalým." diyordu kadýn.

Mahmut ne diyeceðini bilmiyordu. Konuþmak istiyordu ama yüzüne felç inmiþ gibiydi. Kilitlenmiþ aðzýný dahi açamýyordu. Ya bu kadýn da baðýrýrsa, ya bu kadýn da kýzarsa, baþým belaya girerse diye düþündü. Çaresizce arkasýný döndü..Tekrar merdivenleri çýkmaya baþladý.Odaya önce kadýn, arkasýndan Mahmut girdi. Kadýn kapýnýn anahtarýný çevirip, kilitledikten sonra hemen eteðini çýkardý.

"Muamele istersen koçum, bir beþ yüz daha vericen ona göre koçum."

Sonrada kadýn bezgin bir halde karyolaya oturdu:
"Eee hala soyunmadýn mý, ne bekliyorsun" diye tekrar sordu.

Kadýn þaþkýn bir þekilde Mahmut'a baktý. Mahmut iki elini önünde kavuþturmuþ, yere bakýyordu. Bir ilkokul öðrencisi gibi duruyordu, titriyordu. Yýllarýn tecrübeli kerhane karýsý güldü:

"Koçum ilk defa geliyorsun deðil mi he?

Mahmut yere bakýyordu. Kafasýný evet der gibi iki kere salladý. Kadýnýn caný sýkýldý. Muamele parasý havaya uçmuþtu. Tek markalýk bir iþti bu. Sinirlendi:
"Hadi hadi iþim var, pantolonunu çýkar çabuk."

Mahmut titreyerek pantolonunu çýkardý, önüne baktý. Kadýnýn sinirleri gittikçe artýyordu. Yine de tecrübesi ve bilgisiyle yeniden sordu:

"Oðlum sen hiçbir kadýnla iþ bitirmedin mi, hiç yapmadýn mý, indirsene donunu hadi iþim gücüm var benim seninle uðraþamam."

Sigara almak için sephaya uzandý. Mahmut kadýna bir cevap vermek zorunda olduðunu hissetti.Ne diyeceðini þaþýrdý:

"Þey teyze bir sefer, yani birkaç sefer köyde eþekle yapmýþtýk." diyebildi.

Sigarasýný yakan kýrk yýllýk kerhane karýsýnýn aðzýndan sigara yere düþtü. Öfkeyle baðýrdý:
"Ulan ben senin teyzen miyim ibne, bana teyze falan deme, eþeklen mi yaptýn hayvan herif, nasýl insansýnýz siz."

"Yanlýþ anladýn abla öyle deðil, Cafer emmiye kandýk yaptýk." derken aðlýyordu.

"Hala abla diyor, lan bana abla deme, ablan var mý?.. Var he, onu beceriyor musun puþt! Hadi konuþma, indir donunu hala kafamý bozma benim."

Kadýn yere düþen sigarayý alýrken öfke içinde konuþuyor, sürekli baðýrýyordu.

Mahmut aðlamamak için kendisini zor tuttu. Kadýn ayaða kalkýp eteðini tekrar giydi.
"Tamam hakkýný kaybettin, saatlerce seninle uðraþamam. Pantolonunu giy, siktir ol git!" diyerek kapýnýn kilidini çevirip çýktý.

Mahmut sanki yeniden doðmuþ gibiydi. Sevinçle, süratli bir þekilde pantolonunu giyip kapýdan çýktý. Merdivenlerden koþarak indi. Sokaða çýktýðýnda Hasan karþýsýnda gülümseyerek ona bakýyordu:

"Lan koçum, suratýn da kýpkýrmýzý olmuþ, ne ettin lan iki saat oldu. Ulan az zampara deðilsin Mahmut. Ýlk iþinde bu kadar saat içeri de kaldýn, vallahi köyün en yaman adamý sen çýktýn, helal olsun lan."

Mahmut çok mahçup bir halde gülümsüyordu:
"Karý çok iyiydi be Hasan aða." dedi.

Ýki arkadaþ mutlulukla Galata Köprüsünü geçti. Unkapaný köprüsü altýndan geçerlerken Mahmut bir anda durdu. Hasaný kolundan çekti:

"Hasan aða görüyor musun hani biri baðýrmýþtý ya, o adamýn baþýnda dört beþ kiþi var."

"Lan oðlum her tarafa bakma, bize ne, siktir et."

Ýki arkadaþ hýzla köprünün altýndan geçerek Balat istikametine doðru yürürken karanlýkta kayboldu.

Ertesi gün bir gazetenin iç sayfasýnda ki haber insanlarýn kanýný dondurmuþtu.
"Dün gece Unkapaný köprüsünün altýnda ölmekte olan yetmiþ sekiz yaþýndaki bir adama yedi tinerci tecavüz etti. Tinercilerden dördü yakalandý, üç tinerci çocuk aranýyor."





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn toplumcu kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kurtarýn Beni
Sarýgöl Roman Mahallesi 2
Pavyon Sokaklarý
Gel Abi...
Ýblis Yeryüzünde
Çöp Kamyonu
Ýsyankar Ruhlar
Toplum Düþmaný
Midyeci Raci
Emret Ölelim

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Hýrsýzlar Kralý
Güzel Ýstanbul
Ýdam Ýsteriz
Dilenciler Köyü
Emret Baþkaným
Cafer Kalfanýn Ýsyaný 2
Düttürü Düüüttt
Þairler Çýkmazý Sokaðý
Ayþe Aþk Arýyor
Köpekler Sokaðý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kurtlar Sürüsü [Þiir]
Ego - [Þiir]
Çingeneler Zamaný [Þiir]
Açým Ben [Þiir]
Olmalý [Þiir]
Zaman Geçsin [Þiir]
Hani [Þiir]
Konstantin Aðlýyor... [Þiir]
Kuyu [Þiir]
Sen Gidersen [Þiir]


þenol durmuþ kimdir?



Etkilendiði Yazarlar:
CERVANTES


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © þenol durmuþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.