..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Herkesin derdi baþka. -Orhan Veli
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Mehmet Önder




22 Kasým 2009
Zorlu Yolculuk  
Mehmet Önder
Son dakikada benden üç beþ yýl önce doðmuþ görünümlü biri, soluk soluða geldi, yanýma oturdu: - Selamünaleyküm.


:BCAH:

ZORLU YOLCULUK



      Ýkramlar daðýtýrken titrek bir ses duyuldu : “Arýza arýza. Kemerlerinizi baðlayýn.”

      Bir an hostese baktýk, yan koltuktakilerle birbirimize bakýþtýk; herkes korku içinde. Saða sola yatan uçak, gürültüyle düþtü. Sol kolumda þiddetli bir aðrý, hatta acý. Ama hissettiðime göre yaþýyordum, þanslýydým…
          
     ...

      Uzun otobüs yolculuklarýný çok severim. Gazeteler, dergiler, kitaplar bulundurulur; kitaptan birkaç sayfa okur, dergiye, gazetelere geçer ilginç bulduðunuz haberleri, makaleleri okursunuz. Sonra biraz kestirirsiniz. Uyur uyanýr, bir þeyler atýþtýrýrsýnýz. Camdan köyleri, kentleri doðayý seyredersiniz. Gece ise daha deðiþik bir keyiftir; örneðin sekiz on saat uzaklýktaki bir yere iþ gereði yapýlan olaðan bir yolculuðun tadýna doyamazsýnýz.

      Bunlar zevkli ve keyif alýnacak þeyler. Ancak kimi olumsuzluklarýn yaþanmamasý koþuluyla. Örneðin: Hani elektronik aygýtlarda, üzerinde volüme yazan bir düðme vardýr ya, o düðme sesi açýp kapamak, azaltýp çoðaltmak içindir. Ýþte, o düðmesi arýzalý bir yol arkadaþýnýzýn olmamasý gerekiyor. Bu düðmenin saðlýðý, yolculuk keyfinizin olmazsa olmazdýr.

     Kimi insanlarda bu basit ama önemli parça arýzalý olabiliyor. Bu kiþiler sesli söylenmesi gerekeni de, içten düþünülmesi gerekeni de, baþkasýný ilgilendireni de ilgilendirmeyeni de dünyanýn en önemli haberiymiþ gibi, baðýra baðýra anlatýrlar. Hatta, anlattýklarý gereksiz þeylerin can kulaðýyla dinlenmemesine çok fazla üzülürler, sinirlenirler.
     



      Ýzmir garajýnda, saat yirmi onbeþ otobüsündeyim. Hareket etmek üzereyiz. Yanýmdaki koltuk hala boþ. Ben cam kýyýsýndayým. Yol arkadaþým, þöyle okumayý, uyumayý seven biri olsun, diye geçiyor içimden. Önceki gece uyku tutmadýðý için, çeneli birine katlanmam, sanýrým.

      Son dakikada benden üç beþ yýl önce doðmuþ görünümlü biri, soluk soluða gelip, yanýma oturdu:

      - Selamünaleyküm.

- Aleykümselam.

      Birkaç nezaket tümcesi daha, sanýrým yeter… Gerisi rahat bir yolculuk.



     
      On beþ yirmi dakika baþka bir þey konuþmayan yol arkadaþýmý çok sessiz biri sanmýþtým, oysa yorgunluktanmýþ, dinleniyormuþ. Dinlenme ve ýsýnma döneminden sonra ne denli hoþsohbet, hatta hoþuna da gerek yok, yalnýzca sohbet olduðu, onun da açýlýmýný yaparsak yalnýzca “çene” olduðu anlaþýlýyordu.

      Baþladý, anlatýyor. Susacak gibi de deðil. Dakikalar ilerledikçe üstümde bir aðýrlýk; adam sanki ninni söylüyor. Her iki göz kapaðýmýn üstüne de birer þiþman adam oturmuþ. Önceki geceden kalan uykusuzluðumdan yararlanýp keyif çatýyorlar. Çabalýyorum, olmuyor; kýllarýný bile kýpýrdatmýyorlar. Arada bir sendeleyip kendime geliyorum; adamlar serpilip gidiyorlar. Ama baþým koltuðun arkalýðýna deðerken zýplayýp yine çýkýyorlar.     

      Uyur uyanýk anladýðým kadarýyla, çiftçi bir aileden. Çiftçilikte hiç bir þey para etmez olunca kente göç etmiþler. Köydeyken çok varlýklýlarmýþ. Anlaþýlan atadan zengin, zamanýnda paraya para demeyen kiþilerden. Hatta bunu açýk açýk söylüyor: “Benim tarlalarým dokuz köpeði doyurur” dermiþ, babasý . “Hatta o yüzden okula bile yollamadý” diyor. Kim sahip çýkacakmýþ onca mala mülke ? Kim yiyecekmiþ o kadar þeyi ?

     …

      O öyle tekrar tekrar, ballandýra ballandýra anlatýyor ki, uyku aralarýnda bile bir þeyler anlayabiliyorum. O anlattýkça benim “Bal yemeyeceðim “ dercesine isyan edip kapanan gözlerim karþýlýk vermeme engel oluyor.

      Ama onun susmaya hiç mi hiç niyeti yok. Ýlgilenmediðini göstermeye çalýþýyorum; gözlerimi yumup ona dönüyorum “Bak iþte seni dinlemiyorum, boþuna anlatýyorsun” demeye çalýþýyorum ama, olmuyor. Anlattýklarýnýn bana mutlaka anlatýlmasý gereken þeyler olduðunu düþünüyor olmalý. Sýradan bir insanýn saygýsýzlýk sayacaðý davranýþlar bile onu hiç etkilemiyor. Hatta o denli etkilemiyor ki, bir anlýk kendimden geçiþlerimi fark ediyor “Sen beni dinlemiyor musun ?” der gibi eðilip yüzüme bakýyor. Yarý açýk gözlerimin içine içine, az önce söylediklerini, sesini daha da yükselterek yineliyor. Bununla da dinlediðimden emin olmazsa iþaret parmaðý ile dürtüyor. O da olmazsa, koluma bir çimdik atýyor. Ýyice uykuya daldýðýmý anlarsa “Uyan saygýsýz herif !” der gibi, etimi burkuþturduðu bile oluyor.

      Peki bu adamýn hiç soluklandýðý olmuyor mu, diyeceksiniz. Arada üç beþ dakika oluyor tabi; ama ben tam “Tamam anlatacaklarý bitti. Artýk rahatça uyuyabilirim” dediðim anda, sanki sözlerine karþý çýkmýþým, hatta saçma bir laf etmiþim gibi “Enkölü demeee !” diye tepki gösterip kaldýðý yerden devam ediyor.
      ...

      Beþ altý saat uyuma umuduyla baþladýðým gece yolculuðunda, uykuda geçen sürem taþ çatlasa yarým saat. Bu da dalýþýmla çimdiklenmem arasýnda geçen anlarýn genel toplamý.
     Sözlerine hiç bir karþýlýk vermediðim halde, nasýl oluyor da o kadar yanýtý bulabiliyor, þaþýrýyorum.

     Ankara’ya gidiþ sebebi, ortanca oðlunun askerliði. Oðlunun, komutaný ile arasý pek iyi deðilmiþ. Bir ara kolumdan bir parça kopmuþ gibi acýyla irkildiðimde onu anlatýyordu. Ne anlayýþsýz, ne vicdansýn bir adammýþ o öyle. Hiç rahat býrakmazmýþ, hatta uyku bile uyutmazmýþ oðluna. Çimdiðin acýsýyla, “Umarým komutanýn tayini filan çýkmamýþtýr da, seni de bir güzel çimdikler” diyesim geliyor.
     
     O anlatýyor :

- Büyük oðlumun sorunu da büyük.

Komþunun kýzý ile anlaþýyormuþ. Kýzýn ailesini beðenmiyor bizimki, biraz yeðni buluyor: “O ailenin þar þorluðu bizim aile terbiyemize, ahlakýmýza uymaz” diyor. Ýçimden “Nedenmiþ o ?” dediðimi de duymuþ gibi örnek veriyor: Babasý kýza “Yemek hazýr mý ?“ demiþ de, kýz dilini çýkarýp “Böö !” yapmýþ. “Al iþte “ diyor. Yine yüzüme eðiliyor: “Böyle gelin bizim kariyerimize yakýþýr mý muhterem ?” Çenesi iyice açýlmasýn, diye yanýt vermiyorum.

Ýçimden “Ýnþallah sana ‘Böö’ yaparken eliyle de “Al al” eden bir gelin düþer” diyorum yalnýzca.



      Anlatcaklarý hiç bitmiyor dedim ya, karýsý ile de sorunlarý var. Ýlle de babamdan gelen tarlayý satýp hacca gidecem” diye tutturuyormuþ. Oysa ihtiyaçtan fazla paralarý yokmuþ. Üstelik karýsý bazý çok bilmiþlerin telkinleri ile öcü gibi örtünmüþ, bununla kalsa iyiymiþ, eline ne geçerse götürüp onlara teslim ediyormuþ. “Bizi onlar kurtaracak, senin gibi þarapçýlar, deðil” diye de hakaret ediyormuþ.

Halbuki yýlbaþýndan yýlbaþýna içiyormuþ. Uykusuzluðumu bir yana koyup, yol arkadaþýmýn derdine düþtüm þimdi de: “Be kadýn, çocuklar büyüdü, elimizde yok avucumuzda yok. Yedirme paralarý lüpçü takýmýna. Bu durumda hac da caiz deðil; çok istiyorsan umreye git. Hem daha ucuz, hem bak sosyete öyle yapýyor” de, diye kendisine destek vereceðim ama, olmaz. Bunu yaparsam deðil Ankara ‘ya, gidilecek olsam, Kars’a kadar uyutmaz.
     
      ...

      Yolculuðun son birbuçuk saatine girmiþ olmalýyýz. Bundan sonra da uyuyamazsam yarýným zehir olur. Hayalet gibi dolaþýrým Ankara sokaklarýnda.

Bu arada yol arkadaþýmýn, üç beþ dakikadýr sesi çýkmýyor. Ýçimden: “Tabii o da insan, can taþýyor, uyuyacaktýr” diye düþünürken, “Sen öyle san !” dercesine yeni bombasýný patlatýverdi:

- Yahu birader, ne olacak bizim kýzýn durumu ?

     Tam her þeyi sýnava girecek kadar öðrenmiþken, bu son soru her þeyi altüst etti. Þaþkýnlýk içinde bu kez ben onun gözlerinin içine baktým. Günün selamlaþmadan sonra ikinci grup sözcükleri döküldü dilimden:

- Senin kýzýn da mý var ?

Sanki bilmem gerekiyormuþ da bir kusur iþlemiþim gibi tepkili:

- Olmaz mý amcasý ? Fatma var ya !

Nerden bileyim ! Dayýmýn kýzý deðil ki. Ama bu son darbede bütün kabahat Fatma’da. Ahh Fatma, senin doðduðun güne lanet olsun !

Yolculuðun son dakikalarýnda uyumuþum. Ne kadar uyudum bilemiyorum. Bir el omzuma dokunup uyandýrdý. “Geldiik” dedi.




Saðýma soluma baktým, bir ben bir de görevli:

- Uçak buraya mý düþtü ?

Görevli, alaylý alaylý:

- Evet, tam da buraya düþtü. Haydi sen de düþ, iþimize bakalým. Uçaðý bakýma alacaðýz.

Ben hala ne olup bittiðini anlamaya çalýþýyorum:

- Hani uçak düþtüydü. Çok kayýp var mý ? Ben de sol kolumdan yaralýyým sanýrým, çok aðrýyor.

Görevli önce þaka yaparken, sorular, artýnca sertleþmeye baþladý :

- Nedendir bilmem, bütün çenesi düþükler beni bulur. Pes…




     

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Test yorumu
Gönderen: Diren Yardýmlý / , Türkiye
27 Kasým 2009
test yoruu




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.



Mehmet Önder kimdir?

30. 11. 1959'da Ýzmir'in Bayýndýr ilçesine baðlý Furunlu Köyü'nde doðdum. Ýlkokulu köyde, lortaokulu Çýrpý Mustafa Adanýr Ortaokulu'da okudum. Bayýndýr Lisesi'nde bir dönem okuduysam da devam edemedim. Sonra radyo tamirciliði baþta olmak üzere birçok iþte çalýþtým. Ege Týp Fakültesi'nde memur olarak iþe baþladým. Buradaki on bir yýla yakýn çalýþmam süresinde önce Ýzmir Namýk Kemal Akþam Lisesi'ni, ardýndan Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdim. Ýlk Beþ yýlýný Ýzmr merkezde, kalanýný Bayýndýr'da olmak üzere yirmi iki yýla yakýn bir süredir serbest avukatlýk yapmaktayým. Evliyim, Alp Deniz adýnda sekizinci sýnýf öðrencisi bir oðlum var.

Etkilendiði Yazarlar:
Aziz Nesin, Rýfat Ilgaz, Muzaffer Ýzgü


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.