..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sevgi dünyadaki yaşam ırmağıdır. -Henry Ward Beecher
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İlişkiler > Didem Duruöz




10 Ocak 2010
Duru Sohbetler 1  
Sabahın Beşi

Didem Duruöz


İçimdeki küçük kızın adı Duru. Bazen canım sıkkın olduğunda, kafama bir şeyler takıldığında birbirimizle konuşmak ikimize de iyi geliyor. Bana hatırlattığı bazı basit ve önemli farkındalıkları sizlerle paylaşmak istedim. Okuyan herkese çok teşekkür ederim. - Kendini nasıl hissediyorsun? -Şu an kendimi gergin, üzgün, çaresiz hissediyorum. Eleştirmenim bana korkak olduğumu söylüyor. Ve bende bunun doğru olduğunu biliyorum. -Eleştirmeninin senin içindeki olumsuz yanın olduğunu hatırlıyor musun? -Evet, benim çevremde dönerek korkak korkak diye mırıldanıyor. - Ona nasıl karşı çıkacağını da hatırlıyor musun? -Evet -Yap o zaman. -Kes şunu ben korkak değilim. Sustu, ama yine başlamak için güç topladığını düşünüyorum. - Onu seninle el ele vererek yenebiliriz. Şunu bil ki ; her ne yaparsan yap ya da yapmazsan yapma ben seni çok seviyorum. Söylediğin, düşündüğün, yaptığın ve yapmadığın hiçbirşey bu gerçeği değiştirmez. Üstelik yalnız da değilim, eşin, annen, baban, ablan ve can dostlarında benimle aynı fikirde ve hiçbirimiz de fikrimizi değiştirmeyeceğiz.


:CDEF:
Saat sabahın beşi, gözlerimi açamıyorum ama uykuya da dalamıyorum. Yarım saat önce birden uyandım ve yatakta dönüp durmaktan usandım.

-Duru bana söylemek istediğin birşeyler mi var? Yanıt gelmiyor anlaşılan bizimki uykuda iyi de ben niye uyanığım.
-Bilmem.
-Uyandın mı, hoşgeldin
-Hoşbulduk da sohbet için biraz erken değil mi?
-Bence de ama uyuyamadım.

-Canını sıkan bir durum mu var?
-Aslında var, sen sorunca aklıma geldi.Geçen gün durup dururken aklımdan yaşamayı beceremiyorum cümlesi geçti. Söylediğim kelimelerin zararını görüp cümleyi : “ Ben yaşıyoruma.” çevirdim ama cümlenin içi boş kaldı. Şimdi onu doldurma zamanı. Yapılması gerekenler var ve ben adım atmayı başaramıyorum. Oyuncak odasında ve atölyesinde hem üretken hem mutluydum artık o günler geride kaldı. Çalışma zamanım geldi ama nerde nasıl? Amacımla ihtiyacım çelişiyor. İhtiyacı karşılamak için amacıma hizmet etmeyen bir işe başvurmak zor geliyor.

- Amacın ne?
- Aslında o da net değil. Bireylerin ruh sağlığının önemini anlamalarına katkıda bulunmak istiyorum. Özellikle çocukların ruhlarının büyük darbeler almadan büyüyebilmeleri ve yetişkin olduklarında kendi ayaklarının üstünde suçluluk duymadan durabilmeleri, özsaygı ve özgüvenleri ile kendileriyle ve dünyayla barışık olabilmelerine katkıda bulunmak istiyorum.

-Bunu nasıl yapabileceğini düşünüyorsun?
-Duygu ve düşüncelerimi yazarak paylaşarak ve çocuklarla bire bir iletişim kurup, onlara sağlıklı örnek model olarak.
- Kendini sağlıklı örnek model olarak benimsiyor musun?
- Tam olarak değil ama olabilmek için çaba sarf ediyorum. Karakterim ve yaşam deneyimlerim nedeniyle, olumsuza yönelmeye meyilli olduğumun bilincindeyim. Tecrübelerim sayesinde olumsuzun bana verdiği zararın da farkındayım. Hangi anlarda gitmek istediğim yolun tersine yöneldiğimi anlayıp durup doğru yöne gitmek için çabaladığımın da bilincindeyim.

- Peki, ihtiyacın ne?
- Maddi, manevi kazanç. Çalışacağım işin getireceği gelir yol, yemek gibi giderler çıktıktan sonra ev için bazı giderleri karşılamalı. Yaptığım iş bana kendimi üretken ve başarılı hissettirmeli. Çalışma ortamımdaki kişilerle sağlıklı iletişim kurabilmeliyim.
- Bu cümleler bana şu an okuduğum Özgüven kitabındaki zorunluluklar bölümünü anımsattı.
- Ama bunlar gerçekler, kaçınılmazlar.

-Çalıştığın zaman bu ihtiyaçlarını karşılayabileceğine inanıyor musun?
- İnanmak istiyorum ama korkuyorum.
- Seni en çok korkutan ne?
-İnsanlarla sağlıklı iletişim kuramamak, hak ve sorumluluklarımı birbirinden ayıramamak, kendim olmak ya da olamamak, işimde başarısız olmak, duygu ve düşüncelerimi uygun zaman ve şekillerde ifade edememek, arkadaş bulamamak, arkadaş bulup kaybetmek.

- Kendini nasıl hissediyorsun?
-Şu an kendimi gergin, üzgün, çaresiz hissediyorum. Eleştirmenim bana korkak olduğumu söylüyor. Ve bende bunun doğru olduğunu biliyorum.
-Eleştirmeninin senin içindeki olumsuz yanın olduğunu hatırlıyor musun?
-Evet, benim çevremde dönerek korkak korkak diye mırıldanıyor.
- Ona nasıl karşı çıkacağını da hatırlıyor musun?
-Evet
-Yap o zaman.
-Kes şunu ben korkak değilim. Sustu, ama yine başlamak için güç topladığını düşünüyorum.

- Onu seninle el ele vererek yenebiliriz. Şunu bil ki ; her ne yaparsan yap ya da yapmazsan yapma ben seni çok seviyorum. Söylediğin, düşündüğün, yaptığın ve yapmadığın hiçbirşey bu gerçeği değiştirmez. Üstelik yalnız da değilim, eşin, annen, baban, ablan ve can dostlarında benimle aynı fikirde ve hiçbirimiz de fikrimizi değiştirmeyeceğiz. Seni seviyoruz sana duygularına, düşüncelerine saygı duyuyoruz ve bunu sana kendi yöntemlerimizle gösteriyoruz. Duygu ve düşüncelerimizi sana her zaman yeteri kadar hissettirememiş olsak da sana olan saygı ve sevgimizin sadece senin var oluşundan kaynaklandığını, seni tanıdığımız ve hayatımızın bir parçası olduğun için kendimizi şanslı saydığımızı bil.

-Tüm söylediklerini içimde hissediyorum ve sana güvenip, inanıyorum. Seni dinledikçe anlattıklarının benim içimdekilerle aynı olduğunu görüyorum. Bazen korkak davranışlarda bulunmamın doğal olduğunu ve bunun benim karakteristik bir özelliğim olmadığını, sadece bir durum ve o an için doğru gelen bir tercih olduğunun farkına varıyorum.

- Evet işte bu. Benim ve diğerlerinin sana sevgi ve saygı duymamızın ana nedeni senin de bizler gibi, anın koşullarına ve farkındalıklarına göre yapabildiğin en iyi şekilde yaşamaya çalıştığını bilmemiz.

- İşte şimdi huzurlu bir uyku uyuyabilirim, rüyamda bana katılır mısın?
-Neden olmasın, hem ben, sen bazen hissetmesende, her zaman her yerde seninleyim.

   

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Çok güzeldi...
Gönderen: Müşerref özdaş / , Türkiye
10 Ocak 2010
Hepimizin içinde sakladığı başka birisi, genellikle de küçük ve narin,sevmeyi seven, sevmeyi bilen, sevilmeyi seven, kırılgan ama bir o kadar da inatçı bir çocuk vardır. O ve siz zaman zaman karşı karşıya gelirsiniz.En umarsız anlarınızda yine en iyi destek o içteki "Duru çocuk " tan gelir.Siz surat asarsınız, o size ve yaşama güler geçer.Siz miskin miskin yatarken o güler oynar, capcanlı gezer.Sizin benziniz sapsarıyken onunki gülpembedir.Ne güzeldir o duru çocukla birlikte yaşamak ve onun gözleriyle dünyaya bakmak. Teşekkürler Didem Hanım. Güzel bir iç sohbet okudum. Nazik ve içten yorumunuz için çok teşekkür ederim Müşerref Hanım,içimizdeki çocuğu ne kadar doğru tanımlamışsınız, yorumunuzla beni çok mutlu ettiniz.Sevgi ve Saygılarımla.Didem




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın İlişkiler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Anlamlandırma Arayışı
Bir Aldanışın Ardından
Gündüz Düşleri 1
İyi ki Var Can Dostlar
Yıkıcı Eleştiriler
Mutluluk Anahtarlarına Örnekler

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Cem Mumcu - Kendine Bakma Kitabı
Duru Sohbetler 2
Korkuların; Engellerindir Yaşam Sevinçlerinin!
Sarmaşık Sakal Yansımaları
Hayal Kafesi
Gündüz Düşlerim 2
Sekiz Saniye Yansımalarım B
Gözlem Yansımalarım2
Kısalara Selam
Kendimi Kaybettim, Hükümsüzdür!

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Kırılmak [Şiir]
Yaşam yakında yakala [Şiir]
Sanatla Soluklanmak [Şiir]
Haykırmak İstiyorum [Şiir]
Anne Çocuk Eğitim Vakfı - Anne Destek Semineri [Öykü]
Gelen Gülüş [Öykü]


Didem Duruöz kimdir?

Kendini arayan, dünyayı ,hayatı anlamlandırmaya ve onun içinde etkin olarak var olmaya çalışan, suskunlar ordusundan ayrılmaya çabalayan biriyim. Yazılarımda bazen; aklımdan, yüreğimden, içimden geçenleri, bazende farklı kişilikleri deneyimleme örneklerimi görebilirsiniz.

Etkilendiği Yazarlar:
Doğan Cüceloğlu, Jülide Sevim, Üstün Dökmen, Louise Hay,Allice Miller,Leyla Navaro,Emre Kongar,Kemal Sayar, Milan Kundera, Engin Geçtan,Türkay Demir, Gabriel Garcia Marquez, J.R.R.Tolkien,


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Didem Duruöz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.