Umutlarım her zaman gerçekleşmiyor, ama yine de her zaman umuyorum. -Ovid |
|
||||||||||
|
Yıllardır bir hastalığın dünyasını kararttığı birçok insan, bir doktorun koyduğu doğru teşhis ile bu illetten kolayca kurtulabilmektedir.Terör de bir toplumsal hastalıktır ve toplum da tıpkı bir canlı organizmaya benzer. Teröre konacak doğru bir teşhisten sonra uygun mücadele yöntemleriyle bu illet de tedavi edilebilir.Peki,terör nedir? Terörün üzerinde anlaşılmış uluslararası bir tanımı yok.Aynı ülkenin uzmanları arasında da bu konuda farklı görüşler ortaya çıkabilmektedir. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 1.maddesinde (Değişik-19.07.2003/25173); “Terör; cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasî, hukukî, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devleti, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemlerdir” şeklinde tanımlanmaktadır. Ayrıca, (Değişik İkinci Fıkra:19.07.2003/25173-4928/20 md.) İki veya daha fazla kimsenin birinci fıkrada yazılı terör suçunu işlemek amacıyla birleşmesi halinde bu Kanunda yazılı olan örgüt meydana gelmiş sayılır. Örgüt terimi, Türk Ceza Kanunu ile ceza hükümlerini içeren özel kanunlarda geçen teşekkül, cemiyet, silahlı cemiyet, çete veya silahlı çeteyi de kapsar. Bu yasal tanımlamanın ötesinde olaya Sosyolojik açıdan bakarsak “terör” bir toplumsal olgudur.O zaman hemen akla “peki toplumsal olgu nedir?” sorusu da gelir.Olgu,aynı türden birçok değişikliği ifade eder;soyut ve geneldir. Toplumsal olgu ile birlikte karşımıza bir de toplumsal olay kavramı çıkar.Olay da,toplum içinde meydana gelen tek tek değişmelerdir;olguya göre somut ve özeldir. Kısacası bir toplumda terörist bir eylem olay iken,terör bir olgudur. Bütün bu yasal ve sosyolojik belirlemelerin ötesinde, bana göre terör, toprağa kök salmış,dallı budaklı ve de meyveli koskocaman bir ağaçtır.Bunu kendi ülkemiz için somutlaştırırsak: Toprak:Türkiye’dir. Ağacın kökleri :Ülkenin varlığına yönelik zararlı fikir ve eylemler,ekonomik yoksulluklar,toplumsal değerlerin dejenere olması…vs. Ağacın gövdesi:Türkiye Cumhuriyeti Devletinin “ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak” amacıdır. Ağacın dalları:PKK terörü, Ermeni terörü, kapkaç terörü, gasp terörü, yolsuzluk terörü, rüşvet terörü, trafik terörü,kaçakçılık terörü,mafya terörü….vs. Ağacın meyveleri:Tanımlanmış teröristler ile tanımlanmamış teröristler… Biz terörle mücadele ederken ne yapıyoruz?Ya birkaç terörist yakalayıp hapse atıyoruz yada belli bir terör örgütüne yönelik bazı çalışmalar yapıyoruz.Kısacası ya ağacın meyveleriyle yada dallarından bir tanesi ile uğraşıyoruz.Birkaç meyveyi imha ediyor,birkaç dalı da kesiyoruz.Ama ağaç imha ettiğiniz meyve yerine yeni meyve verirken,kestiğiniz dal bazen eskisinden daha güçlü bir şekilde yeniden uzayabiliyor. Öyleyse ne yapalım?Akla ilk gelen ağacı kesmek düşüncesidir,ama o iş o kadar kolay değildir.Terörün her türlüsünden geçinen iç ve dış güçler sana o ağacı asla kestirtmezler.Ağacın kökünü yavaş yavaş kurutmak en doğru yoldur.Bunun için: -PKK terörü ile tabii ki mücadele edelim,ama bu kadar da ön plana çıkarmayalım.Aksi takdirde ağacı değil bir tek dalını görmüş oluruz ki bu dalı kesseniz bile kök ve diğer dalların yardımıyla , o dal yeniden büyüyecektir. -Terörün her türlüsüne karşı bir toplumsal seferberlik ilan edelim.Mesela,rüşvet terörünün bu ülkeye verdiği zarar PKK’nın verdiğinden daha azdır,diye düşünmeyelim.Belki de daha fazladır. -Yeni yasal düzenlemelere gidelim.Mesela yasalarımıza, vergi kaçıranı yada trafik kuralına uymayanı caydırıcı cezalar koyalım. -Terörle mücadelede güvenlik güçlerinden başka maliyecilerden, müfettişlerden ve de Sosyolog ve Psikologlar’dan da yararlanalım.Binlerce Sosyolog ve Psikolog’u terörü incelemek üzere toplumun içine salalım. -Hepsinden önemlisi Mevlanalar,Hacıbektaşlar,Yunuslar…gibi bu ülkenin topraklarını “sevgi” ile sulayalım.O zaman bir de bakacağız ki “Terör ağacı, uçsuz bucaksız sevgi denizinin ortasında küçücük bir taş adasının üzerinde kalıvermiş…”
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |