Çocukların eğitimi, zaman kazanmak için nasıl zaman yitireceğimizi bilmemiz gereken bir meslektir. -Rousseau |
|
||||||||||
|
Sanatçı Sen Bizim Her Şeyimizsin!!! Ben aslında uzun zamandır aşk yazacaktım. Benden yaptığım seni, senden bana yepyeni bir dilden, ilk kez anlatacaktım. Aşk anlatacaktım kelimeler düşlerden sızıp, sesler denizinde boğulana, şişmiş bedenlerinden sıyrılıp, yeniden doğana kadar. Ben aslında aşk tapınağımın kuytularında demirbaşı sayıp dökecek, yoklama yapacaktım. Ben aslında kapanmaya yüz tutarken hep aynı yere saplanan bir bıçağın dermansız yarasından akan sene tuz basacaktım. Hudutsuz bir yakınlığa inat, sonsuza kadar muamma bir aşkın uzak, sessiz çığlıklarında titreşen özlemin tınısından bir masal anlatacaktım. Ben aslında bir bene…neyse ne… Ünlü düş_ün, Top_lum ve san_at adamı Yarkan “Yarkan sen bizim her şeyyimizsin” çığlıkları, ıslıklar ve alkışlar arasında adliyeden ayrıldı. O muhteşem sesiyle bülbül gibi öterek On beş dakikada mahkeme heyetini pürü pak olduğuna ikna eden bülbülümüzün ışık hızıyla nihayetlenen mahkemesi yıllardır haklarında iddianame hazırlanmasını bekleyen yazar, çizer, bilim adamı, gazeteci, savcı, asker, her nevi tutuklu suçsuza da umut vermiştir herhalde. Yüzlerce hayranının endişe içinde yollarını gözlediği Yarkan’ın çıkışta döktüğü gözyaşlarını dert edinip onla birlikte gözyaşı döken ve paçalarından bilgi, kültür, sanat, akıl, fikir akan gençlerimizin duyarlılığı karşısında, bendeniz de karşı konulmaz bir ağlama isteği duydum doğrusu. Bu müstesna gençlik tablosu geleceğe daha bir umutla bakmama vesile oldu. Berhudar oldum. Bu hale gelmelerinde zerre kadar katkım ve emeğim varsa hepsini helal ettim.Aynanın karşısına geçip kendimi alnımdan öptüm. Bir de Türkiye de sanata, sanatçıya gereken değeri vermediğimizden yakınıp dururlar. Kendine sanatçı diyen yazar, çizer, çalgıcı, oyuncu, şarkıcı ve bilumum diğer zerzevat utansın. İddia ediyorum bu ülke halkı kadar sanata sanatçıya değer veren bir topluluk yoktur. Yarattıkları eserlerle evrensel değerlerimize değer katan Yarkan ve benzerlerine gösterdiğimiz özen bir yana, ampul konservatuarından mezun irrecebim serisi oyuncularına da çürük yumurta atmadığımız gibi ayakta alkışlayabiliyoruz. Bu örnek tek başına savımın kanıtıdır. Benim halkım sanatçıyı sever. Yeter ki sanatçı da ebesini sevmeyi becerebilsin. Tabi bazı kendini bilmezler sanatçı kimliği taşıyanlar daha sorumlu olmalıymış, büyükyaldıza yakışıyormuymuşş türünden cins cins laflar etmiş olabilirler? Bana kalırsa onlar Yarkan şahsında Türkiye de ki tüm ünlü ve paralı san_atçılar olmazsa, halimizin nasıl harap olacağını bilmeyen bir avuç cahil ve tehlikeli tayfadır. Mesela Yarkan olmasa ekonominin iflas edebileceğinden haberi bile yoktur bu aklıevvellerin. Abartma dediğinizi duyar gibiyim. Abartmıyorum. Bir konserle kaldırdığı bir ton parayı Amerika da tüketmeden önce, bir gece dahi olsa kimin bankasında tutuyor bu adamlar? Tabi ki ülkelerinin! Niye? Ekonomimiz başımıza çökmesin diye. Belki sizin bizim haberimiz yok, kim bilir o paralarla ne okullar yapıp, kaç binlerce çocuk okutuyor. Kıl olduğu, çorabı kaçmış, kimlere çorap alıyor kim bilir? Az gelişmiş bölgelerimizi gizli saklı ziyaret edip, kız çocuklarının maruz kaldığı onca açlık, onca cahillik, onca tecavüz, onca töre cinayeti, dağlarca haksızlık, derinlerce dert karşısında isyana gelip kimlere; “ Kız hepsi senin mi, dağ mısın, taş mısın?” diyerek, acılarını paylaşıyor. Halkın anasını ağlattıktan sonra zil takıp oynayan şer odaklarına cesaretle “Oynama şıkıdım şıkıdım lan , fırıldak!” diyerek ne postalar atıyor kim bilir? Sanatçı olmak kolay mı? Sonra ne yapmış yani ! Cumhuriyet değerlerine ve Atatürk ilkelerine bağlılığını mı beyan etmiş? Terörle mücadeleye destek mi vermiş? Toplumun direği cemaatlere savaş mı açmış? Muktedirler aleyhine yazı mı yazmış, çizi mi çizmiş? Çoluk çocuğunun nafakası için çırpınan terorist Tekel İşçilerinin yanında mı durmuş? Her gün televizyon ekranlarında meddahlık yapan siyasetçilere siz aşsızlıkla, işsizlikle, yoksullukla uğraşın mı demiş? Yoooook. Alt tarafı şoförü kokain içmiş. Kolay mı Yarkan olmak? Sezen olmak, Cem olmak, Bülent, Orhan, İbrahim, Feda ve kocaları, niceleri ve Ali, Veli, Kırk dokuz, Elli olmak? Kolay mı? Tüm bunların ışığında hala “Kendimi hayat damarlarımdan biri kopmuş gibi hissediyorum” diyen varsa onları çok kınıyorum, çoook. Sanat dediğin özgür ortamlarda yetişen yabani bir ottur. Özgürlük verelim ki üresin yeşersin, bir derdimize merhem olsun, bir büyük karanlığımıza bir nefes duman tütsün kardeşim. Ben aslında bu gece aşk yazacaktım. Penceresi aralanmamış bir perdeden yüreğime akacaktım. Seçilmiş bir karanlığa ışık saçacak, bir sır kuyusunun başında suya bakacak seni görecektim. Ben aslında sana kadar... Aşk keşke... Sen de belki… Artık güzel ve değerli, en olasılından hülyalı, gerçek ederiyle manalı hiç bir şey … Anlayamayacağım, anlatamayacağım kadar… Getirin şurdan bir nefescik bana da, bir gram sanat yapacak kadar… Bir nefescik! Uyandığımda ne yazdığımı ve neden yazmak zorunda hissettiğimi hatırlayamayacak kadar... Arzu Kulaç Sevimli 03/03/2010
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Arzu Kulaç Sevimli, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |