“Bir çif turna gördüm durur dallarda
Seversen mevlayı kalma yollarda
Sizi bekleyen var bizim ellerde
Doğru bizim ele gidin turnalar”
Önderliği ve yoldaşlığı, vefayı ve sadakatı, sabrı ve aşkı, onuru ve özgürlüğü, eşitliği ve paylaşımı yaşatarak menzile taşıyan turnaların bir beyitiyle başladık…
Siyaseti sanatla, sanatı hayatla, hayatı tabiyatla emzirerek besleyip büyütmek ve dost sofrasına katık etmek ne güzel.
Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan, Başkan, yöneten ve yönetilenlerce, hani kendini akıllı sayan kimilerince “ kuş beyinli “ zannedilen turnalar’dan, dostane bir selam, paha biçilmez bir kelam getirdim sizlere.
O dostane selamın, paha biçilmez kelamın sahibi turnaları, daha yakından tanımak ister misiniz ?
Bir turna kuşu tek başına uçmaya kalkışsa, rüzgara, yer çekimine, tehlikeye ve yalnızlık duygusuna karşı fazla dayanamaz.
Yönünü şaşırır, panik içinde korku ile çarpar kalbi, yalnızlığın mutsuzluğu içinde eşini, katarını ve yönünü aramaktan yorulur.
Oysa turnalar hep birlikte, vakti geldiğinde neşeli çığlıklarla bayram havasında dizilip, bazen tek çizgi olup, bazen V şekli alarak menzile doğru yola çıkınca diyardan diyara ulaşırlar.
En önde giden rehberdir. Rüzgarı yarıp, tehlikeleri atlatarak katara önderlik yapar bir süre.
Kendinden ve ekibinden emindir.
Peşinden gelenler, kanat çırparak hava basıncı oluşturup yer çekimini azaltırlar.
Oluşturdukları hava akımına kendilerini bırakarak daha az enerji ile daha çok yol alırlar.
En arkadaki, hedeften şaşılmasın, sıralama bozulmasın diye çığlık atarak öndekileri yönlendirir.
Önderlik eden rehber, yorulduktan sonra en arkaya geçerek uyarıcı görevini üstlenir, ikinci olan öndekinin yerini alarak yeni bir önder ve rehber olur.
Bu dönüşümü sürekli devam ettirerek, aralarında empatiye ulaşarak, adeta gökyüzünde semah dönerler. Yine beyitle devam edelim…
“Turnam deli öttün derdimi deştin
El vurdun yaremin başını açtın
Eşinden mi ayrıldın yolun mu şaştın
Doğru bir katara gidin turnalar’’
Turnaların hepsi sırasıyla birer önderdir.
Turnaların hepsi birbirini anlayan birer yoldaştır.
Turnaların hepsi birbirini korumak üzere uyaran birer takipçidir.
Turnaların her birinin, uğruna ölümü göze alabileceği sadık olduğu bir eş’i vardır.
Hepsinin tek ortak derdi, sağ selamet hep birlikte menzile erme dermanıdır.
Ya biz “gelişmiş beyinli” insanlar ? Yavan siyasetin yaman çarkında hem kendini hem diğerini öğüterek heder eden, sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan, Başkan, yönetenler ve yönetilenler…
Her ülkenin, her toplumun ve her kurumun başında, içinde ve arkasında olanlar, menzile sadece kendisi sayesinde ulaşılacağına inananlar, koltuklarına sım sıkı sarılarak dönüşümü tıkamaya çalışanlar… başınızı yukarıya çevirir misiniz ?.
Üzerinizden geçen belki o güzel turnalardır.
Duyarsanız avazlarını ruhunuz güzelleşir.
Görürseniz katarlarını, görüşünüz güzelleşir.
Kurtuluruz o zaman hep birlikte bu cendereden ! der-iken…
Turnalar beyitiyle sözü bağlayalım…
“Fazla gitmen bizim ele varınca
Selam söylen eşe dosta sorunca
Sağ selamet menziline varınca
Benden yâre selam edin turnalar”

Durak Arslan - Strasbourg, 11.03.2010