"Yumuþak olma ezilirsin, sert olma kýrýlýrsýn." -Victor Hugo |
![]() |
|
||||||||||
|
![]() - Nasýlým? - Süper ötesi… Sana kýz vermeyecek ailenin alnýný karýþlarým. - Eyvallah Kanki. Rabbim lütfediyordu da insanlarýn içinden geçirdiklerini kendilerinden baþkalarý göremiyordu. Ah güzel huylu arkadaþým Süleyman! Gerçek þu ki sen tipten kaybediyorsun. Ama paran pulun var. Koskoca organize sanayisinin arabalarýnýn yýkama-yaðlama iþini sen yapýyorsun. Namaz, abdestti zaten sormuyorlar. Gerisi angarya! Tamam, kýz istemeye gidiyorsun, tamam annen baban trafik kazasýnda vefat ettiler. Ve tamam, büyüklerin olarak amcalarýný ve halalarýný yanýnda getiriyorsun da ben ne alakaya maydanozum kýz istemeye giderken? Anlýyorum, heyecanýna yeniliyorsun ve benden yardým talep ediyorsun. Sanki ben bu iþte çok profesyonel birisiyim de… Biz de bekârýz be Süleyman. Bizde ne tip var ne de para. Namaz, abdest var; ama bu iþlerde pek de nazý geçmiyor bunlarýn. Þanslýsýn yine arkadaþým! Hadi yine iyisin… Dediðim gibi biz de bekârýz; ama madem sen istedin, bir çaresine bakarýz. Zilin üzerinden elini çeksene Süleyman! Ýçerdekiler þimdi küfürler saydýracak sana. Bu kadar heyecanlanacak ne var ki caným? Sanki þu koskoca dünyada kýz istemeye bir tek sen gidiyorsun. Bak okuyuculardan çoðu bile bu iþlerde ter dökeli yýl-lar olmuþ. Sen de dökeceksin terini Süleyman! Bu, oto yýkama-yaðlama iþine benzemez! Evin içi çok güzel ve tertemiz. Güzel bir dekorasyona ev sahipliði yapan Süleyman’ýn müstakbel kayýnpederinin ahþap dekorasyonu ustasý olmasý, bize evin içerisine giriþte her þeyi anlatýyor. Her tarafta dantellere, örgülere rastlýyorsunuz. Televizyonun, radyonun, dolaplarýn hatta sürahinin üzerinde bile danteller var. Üzerinde dantel olmayan tek þey bardak. Onun da üzerini peçeteyle kapamýþlar. Bu nasýl bir süsleme sanatý veya dekorasyon anlayýþý anlamýþ deðilim. Gerçi sevgili okuyucu, zevkler ve renkler tartýþýlmaz deðil mi? Sanýrým müstakbel gelinimiz ev hanýmý… Düþündüm de ev hanýmlarý yemek iþinde de oldukça maharetliler. Vay Süleyman vay! Durdun durdun turnayý gözünden vurdun. Dört ayak üstüne düþtün be dostum! Zaten biz de þans yok ki… Bize denk gelmez böyleleri. Þans olsaydý zaten anamýzdan kýz doðardýk. Ama neyse… Ýyi ki kýz doðmamýþým be Süleyman! Yoksa bu tiple evde kalýrdým büyük bir ihtimal. Gelin adayýmýzýn babasý uzun uzun bana bakýyor. Bu durumdan oldukça iþkillendim. Allah kahretsin! Hay akýlsýz kafam! Ben niye takým elbiseyle geldim ki kýz istemeye. Kýzý isteyecek olan Süleyman. Takým elbise senin neyine ileri zekâlý? Hoþ beþ sohbetin ardýndan, Süleyman’ýn müstakbel kayýnpederinin açýl susam açýl demesinin hemen sonrasýnda kapý açýlmýþ ve içeri yenge haným hazretleri ellerinde tepsi ve üzerinde malumunuz kahveleriyle içeriye aðýr adýmlarla girmiþ bulunuyorlardý. Süleyman’ýn amcalarýna, halalarýna ve Süleyman’ýn kendisine kahvelerini uzattýktan sonra sýra bana gelmiþti. Yenge Haným, Süleyman’ýn müstakbel kayýnpederinin beni süzerek bakýþýnýn ayný temposuyla bana kýsa vadeyle bakmaya baþladý. Ben de ne yapacaðýný þaþýrmýþ halde gözlerimi bir aþaðý, bir yukarý, saða, sola gezindirmeye baþladým. Ulan Süleyman araya girsene… Bir karýþýklýða kurban gideceðim. Damat adayýnýn kendinin olduðunu söylesene… Sen benden de ileri zekâlýsýn Süleyman! Yenge Haným hazretleri, kahveleri daðýttýktan sonra benim tam çaprazýmdaki koltuða oturarak baþýný aþaðýya eðdi ve konuþulanlarý dinlemeye koyuldu. Ara sýra gözaltýndan beni süzüyor, konuþulanlarý dinliyor gibi görünüyor, söylenenlere hafiften hafiften tebessüm ediyordu. Süleyman garibimde ne yapacaðýný bilmediðinden saða sola bakýnýyor, ahþap iþlemeleri izlermiþ gibi görünerek gözaltýndan Yenge Haným Hazretlerine bakýyordu. Derken Süleyman’ýn büyük amcasý iki hamleyle –bir saða bir sola doðru- kendini toparlayarak konuþmaya baþladý. - Efendim buraya asýl geliþ nedenimiz sizin de bildiðiniz üzere hayýrlý bir iþ için… Kýzýnýz Emine’yi gördük beðendik. Uzun laflar sarf etmeden diyorum ki: Allah’ýn Emri Peygamberin Kavli ile kýzýnýz Emine’yi – Süleyman’ý da eliyle göstererek – oðlumuz Süleyman’a istiyoruz. Ortalýðý aniden bir sessizlik kapladý. Sanki birkaç dakika sonra fýrtýnalar kopacak gibi… Müstakbel kayýnpederin ve Yenge Haným Hazretleri’nin gözleri fal taþý gibi açýlmýþtý. Ne yapsýn garipler? Damat adayýný ben zannetmiþlerdi. Hayal kýrýklýðý mý içine düþtükleri yoksa ufaktan ufaða sevinç mi bilemiyordum. Derken, kayýnpeder bir iki yudum öksürdükten – Öhö, Öhö’den- sonra kelimeleri aðýr adýmlarla boðazýndan çýkarmaya baþladý. Fatih KAYABAÞI
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
![]() | Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2023 | © Fatih KAYABAÞI, 2023
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |