..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşam hoştur, ölüm rahat ve huzurludur. Zor olan geçiştir. -Asimov
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > Fuat Türker




23 Eylül 2010
"Uyarılanların Yağmuru Ne Kötüdür"  
Fuat Türker
İnsanların deprem, sel, fırtına gibi olaylara karşı tedbir alması oldukça doğaldır; alınan tüm tedbirler fiili birer dua anlamına gelir. Ancak yalnızca tedbirlere güvenerek, Allah’ın sonsuz gücünü görmezden gelmeye çalışmak hata olur. Aldıkları tedbirlere güvenen ve kendilerinde güç gören kavimler, öğüt almak için birer örnektir.


:AAIJ:
Ve üzerlerine bir yağmur yağdırdık. Uyarılanların yağmuru ne kötüdür. (Neml Suresi,58)

İnsan ne zaman nerede doğacağını, nasıl öleceğini bilemez. Dünya koşullarında, başına ne zaman ne geleceği, ne yaşayacağı belli değildir. Belki bir anda yaşamı tamamen değişebilecektir, kontrol edemez; yalnızca tedbir alır. Ancak aldığı tedbirler de kesin güvenilir değildir.

Korunmasız bir varlık olan insan, ummadığı bir anda bir tehlike ile karşılaşabilir; yaşadığı olay sonucunda, bedensel kayba uğrayabilir. Bu yüzden insanın kendisinde güç görerek, Yaratıcı’sına karşı büyüklenmeye kalkışmasının çok akılsızca olacağı açıktır. İnsana sahip olduğu tüm olanakları ve özellikleri veren Yüce Allah’tır ve dilerse tümünü geri alabilir. Ahiretteki sonsuz yaşamın yanında dünya hayatının hiçbir değeri yoktur.

Dünya hayatının örneği, ancak gökten indirdiğimiz, onunla insanların ve hayvanların yediği yeryüzünün bitkisi karışmış olan bir su gibidir. Öyle ki yer, güzelliğini takınıp süslendiği ve ahalisi gerçekten ona güç yetirdiklerini sanmışlarken (işte tam bu sırada) gece veya gündüz ona emrimiz gelmiştir de, dün sanki hiçbir zenginliği yokmuş gibi, onu kökünden biçilip atılmış bir durumda kılmışız. Düşünen bir topluluk için biz ayetleri böyle birer birer açıklarız. (Yunus Suresi, 24)

Bizler yüzlerce tehlikeyle birlikte yaşarız. Göktaşları, karadelikler, kuyruklu yıldızlar, dünyanın derinliklerine inildikçe binlerce derece sıcaklıkta magma tabakası… Ayrıca koruyucu bir tabaka olduğu halde, fırtınalar ve tayfunlar gibi yıkıcı sonuçlara yol açabilen doğa olaylarının gerçekleştiği atmosfer…

Dünyada sık sık can ve mal kaybıyla sonuçlanan depremler, yanardağ patlamaları, seller, dev dalgalar, yangınlar kısa bir süre içinde bir kenti, orada yaşayan tüm canlıları yok edebilir, büyük hasarlara neden olabilir. En önemlisi de insanların bunları engellemeye kesinlikle güç yetirememeleridir.

Her olay sebep-sonuç ilişkisi içinde, akla uygun bir şekilde yaratılır. Tüm doğa olaylarının akla uygun/bilimsel bir nedeni ve açıklaması vardır. Örneğin depremin, fay hatlarının bulunduğu yerde gerçekleşmesi gibi. Allah’ın bu olayları sebepsiz olarak da yaratmaya gücü yeter. İşte olaylar sebep-sonuç ilişkisiyle yaratıldığındandır ki, bazı insanlar yaşananları Allah’a değil, nedenlere bağlarlar.

Oysa her doğal felaketi Allah yaratır ve hepsi gerçekte insanlar için bir uyarı niteliği taşır. Tümü Allah’ın insanlar üzerindeki rahmetindendir. Allah, böylece insanlara acizliklerini ve Kendisi’ni hatırlatır. İnsan bu olaylardaki aczini görüp, üzerinde düşünüp öğüt alabilir.

Yaşananlar, içinde bulundukları gaflet halinden kurtulmaları, büyüklenmekten vazgeçerek Allah’ın dosdoğru yoluna girmeleri ve dünyaya tutkuyla bağlanmamaları için insanlara tanınan birer fırsattır.

İnsan, Allah’ın dilemesi ile gerçekleşen felaketler karşısında, ne kendisine, ne de çevresindekilere yardıma güç yetiremez. Herşey Allah’ın elindedir; O’ndan başka zarar verecek ya da yarar sağlayacak kimse yoktur. Bu gerçek, Kur’an’da, “Şayet Allah sana bir zarar dokunduracak olursa, O’ndan başka bunu giderecek yoktur. Sana bir iyilik dokunduracak olursa da O, herşeye güç yetirendir.” (Enam Suresi, 17) ayetiyle bildirilir.

Tarih, büyük uygarlıklar kurmuş, ancak doğal afetlerle yok edilmiş toplumlarla doludur. Bu kavimler büyüklenmiş, sahip olduklarını Allah’ın vermiş olduğunu kabullenmemiş ve inkarları nedeniyle helak edilmişlerdir.

İnsanların deprem, sel, fırtına gibi olaylara karşı tedbir alması oldukça doğaldır; alınan tüm tedbirler fiili birer dua anlamına gelir. Ancak yalnızca tedbirlere güvenerek, Allah’ın sonsuz gücünü görmezden gelmeye çalışmak hata olur. Aldıkları tedbirlere güvenen ve kendilerinde güç gören kavimler, öğüt almak için birer örnektir.

Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı ki, kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını bir görsünler. Onlar, kendilerinden (sayıca) daha çoktu ve yeryüzünde kuvvet ve eserler bakımından daha üstündüler. Fakat kazandıkları şeyler, (azaba karşı) onlara hiç bir şey sağlayamadı. (Mümin-82)

Ahlâk dışı yaşayan Pompei halkı, limanda tehlike anı için bekletilen gemilerine rağmen, kendilerine gelen ölümden kaçamamış, kimi yemek yerken kimi yatarken aniden yakalanmışlardır. Felaket öylesine ani olmuştur ki, şu an dahi her şey binlerce yıl öncesindeki gibidir. Pompei kalıntılarında, yüzlerinde şaşkınlık ifadesi bulunan taşlaşmış insan cesetleri hiç bozulmadan kalmıştır.

Derken, tan yerinin ağarma vaktine girdiklerinde onları (o korkunç ve dayanılmaz) çığlık yakalayıverdi. Anında (yurtlarının) üstünü altına çevirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş taş yağdırdık. Elbette bunda ’derin bir kavrayışa sahip olanlar’ için gerçekten ayetler vardır. O (şehir de) gerçekten bir yol üstünde (hâlâ) durmaktadır. (Hicr Suresi, 73-76)

İnsana acizliğini ve çaresizliğini gösteren Allah’ın uyarılarından ders çıkaran samimi inananlar ise, Allah’ın büyüklüğünü kavrayıp takdir etmeye çaba gösterirler. İçleri titreyerek Allah’tan korkarlar ve Rabb’leri karşısındaki acizliklerini sık sık vurgularlar. Çünkü ne övünülen servetler, ne hiç bitmeyeceği zannedilen yaşamlar, ne de güç ve servetleri ile övünen insanlar, ne de fısıltıları kalmıştır.

Biz, onlardan önce nice insan nesillerini yıkıma uğrattık; (şimdiyse) onlardan hiçbirini hissediyor veya onların fısıltılarını duyuyor musun? (Meryem Suresi, 98)





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnkârcılar İnananların Sapmasını İsterler
Son Perde
Dinin Çıkarlarını Gözetmek
Anne Babaya İtaat Nasıl Olmalı?
Korkma Ebedi Varsın
Allah Aşkı
Bir Başka Candır Ölüm
Kadere Dair
Kur'an'dan Sorulacaksınız
Her Sabah, Günü Allah'a Adamak

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnsan Neden Kıskanır?
Konuşma Kişiliği Yansıtır
Çocuklar Gibi...
Ne Kadar Aciziz!..
Gerçek Sevgili
Ahirete Hazırlık Kursu
Gerçek Adalet
Duyguları Akıl ve İrade ile Terbiye Etmek
Vakit "Öldürmek" Değil, Kazanmak İçindir
İnsanlar İçin Yaşamak Zordur

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Otobüs Yolculuğu [Öykü]
Köy Anılarım (!) [Öykü]
Artık Oruç Tutuyorum (Çocuklar İçin Ama Büyükler de Okuyabilir :) [Öykü]
Daldaki Armut (Çocuklar, Gençler ve de Çocuk ve Genç Kalanlar İçin :) [Öykü]
Boyun Eğen Kutlu Kadın [Öykü]
Darwinizm, Komünizmin Bilimsel Kılıfıdır [Eleştiri]
Pkk'nın Hedefi; Komünist Toplum [Eleştiri]
"Kahrolsun O Zan ve Tahminle Yalan Söyleyenler" [Eleştiri]
Dünyalık Peşindeki Din Adamları [Eleştiri]
Şeytanın Çift Taraflı Kıskacı: Bir Yanda Ateizm Bir Yanda Yobazlık [Eleştiri]


Fuat Türker kimdir?

6 yıldır insani ve imani konularda makaleler ve çocuk yazıları yazıyorum. Yaklaşık 5 yıldır Haber Vaktim, Cemaat. com, Sayha Dergi, Edebistan, Turuncu Dergi, Körpe Kalemler, Edebiyat Defteri gibi dergi, portal ve haber sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Yazılarımı ve inandıklarımı paylaşmak için İz Edebiyat'dayım. Ayrıca Risale Çocuk, Kalem. biz ve Beyan/İstikamet Dergisi'nde çocuk yazıları yazıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
-


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.