Bir insan bir kaplanı öldürmek istediğinde buna spor diyor, kaplan onu öldürmek istediğinde buna vahşet diyor. -Bernard Shaw |
|
||||||||||
|
Kendimde bir Güzin Abla durumu seziyorum zaman zaman. Neden böyle hissetiğimi sorarsanız bir çok örnek verebilirim. Dominant ve anaç görüntümünde bunda faydası var sanırım. Hemen aklıma gelenlerden biri; Spora başladığım dönemlerden birinde spor hocası olan arkadaş henüz ilk dersin sonunda oturmuş dinleniyorken, Sevgilisinden ve sevgilisiyle olan sorunlarından bahsetmeye başladı. Ben şaşkın bir halde dinlemeye başladım ama bir sure sonra anne, baba ayrılığı. Sevgilinin kötü alışkanlıkları. Üvey kardeş zorlukları derken ben bir anda kendimi bu güzel kızın hayatının tam ortasında hatta en mahrem yerlerinde buldum kendimi. Üstelik o kadar içindeyim ki yorum yapıp akıl bile vermeye başlamışım. Kendimi asıl şok eden kendim deki rahatlık ve bilmiş tavır aslında. Ben böyle yorumlarken derdinini beni hiç tanımadan anlatan güzel hocam, ikinci derste teşekkürlerle karşılayıp verdiğim bir tavsiyeyi tuttuğunu ve işe yaradığını anlatmaz mı. Al bana ikinci şok bir verdiğim tavsiye işe yaramış. Oysa ben kendimi tarif ederken dinlemeyi pek bilmem diye anlatırım ama, yanılıyorum sanırım. Zaman içinde öğrendim dinlemeyi. Enteresan olan ikinci bir vaka daha söyleyeyim size. Bu şaşkınlık düzeyinizi biraz daha arttıracak eminim. Şu evlilik öncesi gönderildiğimiz danışmanlar varya. Sizin uygun bir çift olup olmadığınıza karar veriyorlar mış. İşte o tatlı ve genç psikolog arkadaş henüz üçüncü soruyu sormamıştı ki. Kendini anlatmaya başladı sevgilisiyle uzun süredir birlikte olduklarını, fakat kendisinin yaşça büyük olduğu için müstaakbel kayınvalidesinin istemediğini anlatmaya başladı anlatmakla kalmayıp fikirlerizi almaya bizi onaylamaya başladı. Tahmin edersiniz ki fikir veren ve karşımdaki tatlı bayanla konuşan bendim. Müstakbel eşim beni ve onu izlemekle yetindi. Ve yaklaşık bir saat sonra odadan ayrıldığımızda ki bizden once odaya giran çiftin görüşmesi onbeş dakika bile sürmemişti. Müstakbel eşim şöyle bir cümle kurdu –Pes psikologu bile konuşturdun, sen doğal güzin ablasın. Dedi Daha bir çok örnek verebilirim, otobüste tanıştığım avukat emeklisi 75 yaşında ki amca, Ankara İstanbul arası seyahatimizde evinden torunlarına kadar tüm sorun ve mutluluklarını anlatmıştı. Aslında toplumumuzda, hatta her ailenin içinde bir çöpçatan bir de Güzin Abla mutlaka vardır değil mi? Şöyle bir ailenizi tarayın bugüne kadar gözünüze çarpmadıysa da şimdi kesin çarpacaktır. Bazı insanların doğal bir rahatlatıcı etkisi vardır, çenenizi tutamazsınız onların yanında. Bir çok insanın benim anımda tutamadığı gibi. Aslında bir başka sebeb de, çoğu zaman sırlarımızı çok yakınımızdakilere anlatamıyoruz. En önemli sebebi de daha once anlatmış olmamız ne yazık ki. Tabi paylaştığımız sırrımız zaman içinde alehimize delil olarak kullanılmıştır. Bu sebepledir ki bir yabancıya, yüzünü bir daha görmeyeceğimiz insanlara açılmak çok daha kolay ve güvenli bir yoldur. Anlatır, rahatlar bedava psikolojik yardım almış olursunuz. Karşı taraf bu özelliğiyle övünmek için bir sebep daha bulmuş olur, siz rahatlamış olmanın hafifliğiyle yolunuza devam edersiniz. Arada ne bir bağ need bir iletişim olanağı vardır. Birbirinizin telefonunu,adresini yada herhangi bir iletişim bilgisini almazsınız. Kısa bir sure birinin hayatına dokunur, dokunmaktan öte içine girer, oralarda gezinir. Bir kadının yada bir erkeğin en gizli en karanlık odalarında gezinirsiniz. Bu sizde öyle bir haz bırakır ki, bir arkadaşınız akrabanız yada tanıdığınızın anlattıklarında fikir vermek konuya katılmak tehlikelidir. Biraz öncede yazdığım gibi her kelimeniz size kdv’li olarak dönebilir. Oysa bir yabancı size sorumluluk yüklemez, onun tek dileği rahatlamak, kimseyle yapamadığı dertleşmeyi bir yabancıyla yapabilmektir. Bir ağırlık kalmaz omuzlarınızda acı, tatlı, komik bir hikaye dinlersiniz o kadar. Dinlediğim bir çok insanın hikayeleri birer kısa öykü olabilecek şeyler di. Yavaş yavaş hepsini yazacağıma kendime söz verdim. Hatta bir tanesini yazıyorum bugünlerde. İnanın bu hikaye size dudak ısırtacak kadar şaşkınlık uyandırıcı olacak. Bence en acıklısı da gerçek olması. Selvinaz olacak hiyemin adı, Taktir edersiniz ki Selvinaz benim uydurmam. Gerçek adını blmiyorum bile ama onun hakkında bildiklerim bir cinayet sebebi bile olur. Zira üçüncü sayfa haberlerinde okuduklarımız böyle hikayelerin sonları oluyor. Evet Selvinazın hikayesinde görüşmek üzere…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © tugba demır, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |