..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Aþkýn aldý benden beni. -Yunus Emre
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Kültür Çatýþmalarý > Salih Zeki Çavdaroðlu




26 Ekim 2010
Bu Gün "" Baþörtüsü "" Konusunda Yaþananlar, Yýllar Öncesinde "" Türk Musýkîsi" Nde Aynen Yaþanmýþtý.  
Salih Zeki Çavdaroðlu
Türkiye' nin siyasi, sosyal, kültürel yasaklarý içinde musýkinin yeri...


:BDFI:
Türkiye siyasî tarihinin önemli bir bölümünü, devletçe konulmuþ olan sosyal, siyasî ve kültürel yasaklarýn meydana getirdiðini görüyoruz.
Bir anlamda, Cumhuriyetin kuruluþu ile birlikte, ülkede yeni bir devlet düzeni kurulup, bir takým inkýlap uygulamalarýný tek partili siyasi dönem açýsýndan haklý görsek de, 1950 yýlýndan itibaren çoðulcu demokratikleþmeye geçilmesinden bu yana da, yakýn bir geçmiþe kadar yasaklar idarenin vazgeçilmez tercihleri olmuþtur.
Yasaklar, 1923’ da tekke ve zaviyelerin faaliyet yasaðý ile baþlar. Þapka dýþýnda baþlýklarýn giyilmesi, arapça ezan, siyasî parti kurulmasý, Türkçe’ den baþka dilin konuþulmasý, Ankara, Ýstanbul, Ýzmir gibi büyük þehirlerin, bulvar ve ana caddelerine taþralýlarýn girme yasaðý ve Türk Musýkîsi öðretim ve icra yasaklarý ile devam edip gider.
1950’ ye kadar itirazsýz bir þekilde uygulanan bu yasaklar, serbest seçimler sonucunda, milletin mevcut CHP hükümetinin yerine Demokrat Parti’ yi iktidara getirmesinde en önemli unsur, bu yasaklara karþý verdiði tepki olmuþtur.
Demokrat Parti’ nin mevcut yasaklarý kaldýrma konusunda yaptýðý ilk icraat, arapça ezan yasaðýný kaldýrmak olmuþtu. Ýlginçtir bu yasak kaldýrýlýrken, hazýrlanan kanuna muhalefetteki CHP’ nin de oy birliði ile evet demesi olmuþtu.
Ancak, altmýþ küsur yýldýr demokratik bir Cumhuriyet olan Türkiye’ de yasaklar hiç ara vermedi. Baþta askerî darbeler sonucu uzun yýllar sýkýyönetim ile idare edilen ülkede, akþam havanýn kararmasýndan, sabaha kadar sokaða çýkma yasaðý olmak üzere, yine bu darbelerle faaliyetine son verilen TBMM ve dýþýndaki siyasi partilerin mensuplarýna getirilen siyasi faaliyet yasaðý, dinî ve ideolojik kitaplara getirilen yasaklar, sivil toplum faaliyetlerini önleci yasaklar gibi bir dizi kýsýtlamalar hiç eksik olmadý.
Son olarak , Türkiye 28 Þubat 1997’ den bu yana Üniversitelerinde yok baþörtüsü idi, yok türbandý þeklinde anlamsýz polemikler yaþýyor.
Ülkede, öðrenciler bütün üniversitelere dilediði kýyafetlerle girebilirken, sadece baþörtüsüne getirilmiþ olan yasaðýn açýklanabilir hukukî ve sosyolojik gerekçesi de bu güne kadar ortaya konulamamýþtýr.
Ülkenin baþta Parlamentosu olmak üzere, üniversiteleri, yargýsý, kurum ve kuruluþlarý, yýllar yýlý gündemleri ve mesailerinin önemli bir dilimini bu konuya odaklamýþ durumda.
Geçtiðimiz günlerde YÖK’ ün üniversitelere verdiði talimat ile, gerek Anayasal ve gerekse yasal bir hüküm olmaksýzýn bir anlamda keyfi þekilde konmuþ olan bu yasak þimdilik fiilen kaldýrýlmýþ gibi gözüküyor.
Bundan tam 76 sene önce, baþörtüsü yasaðýnýn benzeri bir karar, dönemin hükümetince Türk Musýkisi’ ne konmuþtu. Aynen baþörtüsünde olduðu gibi, yurdun önemli bir kesiminin tercihi olan Türk Musýkisi’ ni, çaðdaþlýk adýna yasakladýlar.
Ýþe 1923’ te Ýstanbul’ da faaliyet gösteren Musiki Encümeni lâðvedilmesiyle baþlanýr. Dârü ’ l Elhân, Maarif Vekâleti ’ nden alýnýp, Ýstanbul Valiliði’ ne baðlanýr. Bunun yanýnda, müfredatýna Batý Müziði dersleri ilâve edilerek yeniden yapýlandýrýlýr. Bir konservatuvarýn Millî Eðitim Bakanlýðý’ndan alýnýp, Valiliðe baðlanmasý bile, teknik bir kurumun, idarî veya asayîþ meselesi mertebesine getirilmesinden baþka bir þey deðildir.
Bu karara karþý, baþta müzikolog Rauf Yekta Bey ile bestekârlar Bimen Þen ve Hakký Süha Gezgin gibi isimler itiraz ederlerse de, kararýn taþeronlarý, bu isnatlarý büyük bir piþkinlikle ve çaðdaþlýk, rasyonallik , Batý Medeniyeti gibi sloganlara sýðýnarak geçiþtireceklerdir.
1934 yýlýnda, Maarif Vekili Abidin Özmen baþkanlýðýnda Türkiye’nin ilk “Musýkî Kongresi”toplanýr.
Kongre’nin toplandýðý yer Ulus’taki Millî Eðitim Bakanlýðý’nýn birinci katýndaki Talim Terbiye Dairesi’nin kitaplýðýdýr. Katýlanlarýn arasýnda en etkili grup kendilerini “ Türk Beþleri ” olarak adlandýran genç müzikçilerdir. Gündemin hemen hemen tek konusu da “ musýkî inkýlâbý ” dýr. Geleneksel musýkinin yasaklanmasý dahil, izlenecek bütün stratejiler bu kongrede belirlenecektir.
Tarih 1 Kasým 1934’ tür, M.Kemal Atatürk TBMM’ nde yeni dönemini açýþ konuþmasý yapmaktadýr. Konu Musiki bahsine geldiðinde :
“…Güzel sanatlarýn hepsinde ulus gençliðinin ne türlü ilerletilmesini istediðinizi bilirim.Bu yapýlmaktadýr.Ancak burada en çabuk,en önde götürülmesi gerekli olan Türk Musýkîsidir.Bir ulusun yeni deðiþikliðine ölçü,musýkîde deðiþikliði alabilmesi,kavrayabilmesidir.Bu gün dinletilmeye yeltenilen musiki yüz aðartacak deðerde olmaktan uzaktýr.Bunu açýkça bilmeliyiz.Ulusal,ince duygularý,düþünceleri anlatan,yüksek deyiþleri,söyleyiþleri toplamak,onlarý bir gün önce genel son musiki kurallarýna göre iþlemek gerekir.Ancak bu yüzeyde Türk Ulusal Musýkîsi yükselebilir,evrensel Musýkîde yerini alabilir.(Hakimiyet-i Milliye,2 Kasým 1934)”
Mustafa Kemâl’in bu nutkunda en dikkati çeken husus,o gün söylediði : “…Bu gün dinletilmeye yeltenilen musiki yüz aðartacak deðerde olmaktan uzaktýr…”cümlesi ile; altý sene öncesinde 1928 Sarayburnu Konseri sonrasýnda deðindiði : “artýk bu basit musiki, Türk’ün çok münkeþif(geliþmiþ) ruh ve hissini tatmine kâfi gelmez…”cümlesi bir arada deðerlendirildiðinde , ifade ettiði hükmün artýk bu “basit musiki” için gereðinin yapýlma vakti geldiðinin habercisiydi.
Atatürk’ün “ basit musýki ” olarak nitelediði Türk Musýkisi’nin açýlýmý da oldukça ilginçtir. Neyzen Kudsi Erguner bunu þöyle ifade ediyor :
“…Atatürk’ ün bir sözü var. Bunu ben kendim uydurmuyorum.Türk Ordusu’ nun yayýmladýðý ‘Atatürk’ ün Düþünceleri ’diye bir kitap var. Bunu o kitapta bulacaksýnýz. Diyor ki : ’Türk’ ün bir tek müziði vardýr, o da köyde çobanlarýn kavalýdýr. ’..” 1
M. K. Atatürk’ ün bir gün önce TBMM’nde yaptýðý konuþma, bu konuda en etkili icra makamý olan Dahiliye Vekâleti (Ýçiþleri Bakanlýðý) ile, o makamda oturan Bakan Þükrü Kaya’ yý hemen harekete geçirir. Dahiliye vekili, iþareti devrin Matbuat Umum Müdürü Vedat Nedim Tör’ den almýþtýr.
Tabiiki Ýttihatçýlýk’ tan gelen bir alýþkanlýkla, “ durumdan vazife çýkartýp “ hemen “ Söyletmen ; Vurun! ” tarzýndaki bir genelge ile: “…Ankara ve Ýstanbul Valilerine radyo programlarýnda alaturka musýkinin yasaklandýðý, sadece Batý müziðinin çalýnabileceði…” 2 emir buyuruluyordu. Bu yasak 6 Eylül 1936’ ya kadar ve aralýksýz olarak 1 sene, 6 ay 4 gün sürecektir.
Bu iþaretten güç ve þevk alan bürokrasi de, her zamanki gibi yangýna körükle gitmeyi becerdi. Meselâ, Cumhuriyet Gazetesi’ nde çýkan 25 Aralýk 1934 tarihli haberde olduðu gibi :
“…Yasaða iliþkin karar o kadar ciddiye alýnmýþtýr ki, o günlerde basýna Ýstanbul Belediye Meclisi üyelerini çalgýlý yerlerde de Türk Musýkîsi’nin kaldýrýlmasý gerektiðine iliþkin bir teklif vereceði …” 3 bildiriliyordu.
O günlerde, devrin Güzel Sanatlar Kurul üyesi Ýsmail Hakký Baltacýoðlu, yazdýðý bir makalede:
”…Alaturka musiki irtica musýkîsidir,ona müdahale etmek lâzýmdý… 4 derken, bu gün bile baþta baþörtüsü olmak üzere, lâikçi kesime aykýrý gelen her türlü fikirler ve eylemlerin bastýrýlmasýnda kullanýlan en kolay argümandan medet umuyorlardý.
Hatta bu yaþananlarýn öncesinde daha 6 Mayýs 1933’ de YEÞÝL HÝLÂL CEMÝYETÝ (Bu gün Yeþilay) Yönetim Kurulu “alaturka musýkînin, toplumu içki içmeye özendirdiði” gerekçesiyle, tamamen yasaklanmasýný bile istemiþlerdi. Bu talepleri, aslýnda Gazi M.Kemal Paþa’ ya karþý affedilmez bir gaftý; ancak umursanmadý bile.
Geleneksel müzik yayýný radyolarda yasaklandýktan sonra, Devlet’ in çeþitli birimleri üzerine düþeni kraldan fazla kralcýlýk misyonu ile bayaðý iyi bir þekilde yaptýlar. Bu amaçla :
“…Halka çok sesli müziði sevdirmek için, gerek radyo yayýnlarýnda, gerekse öteki kamusal alanlarda (deniz hatlarý gemilerinde çalýnan müzikten, Cumhuriyet Balolarýna kadar) çok sesli Batý müziðinin nisbeten hafif örnekleri çalýnmaya baþlanýr…” 5
Bu yasaklama kararýnýn musýkimizdeki vahim sonuçlarý çok deðil yaklaþýk 30 yýl sonra oluþacak “kakafonik” naðmelerle somut bir þekilde görülecekti. Mutlaka bundan en büyük yarayý geleneksel musýkimiz alacaktý; ancak onun yerine ikamesi düþünülen müzik içinde en büyük handikap bu yasak olacaktýr.
Çünkü “…Türkiye’ de Batý Müziði ideolojik bir tercih meselesi haline getirilmemiþ olsaydý , belki Azerbeycan’ da olduðu gibi, Türk Musýkîsi’ nin imkânlarýndan da yararlanýlarak, bu topraklara kök salacak, dolayýsýyla konser salonlarý Batý Müziði’ ni dinlemeleri gerektiðine inandýrýlalar deðil,gerçekten severek dinleyenlerce doldurulacaktý…” 6
DP iktidarýnýn baþladýðý günlerde, toplumun sahip çýkmadýðý inkýlâplar artýk aslýna rücû etmeye baþlar. Ezan’ ýn yeniden aslî þekliyle okunmasýndan sonra , radyoda Mayýs 1950’ de Klâsik Türk Musýkîsi yayýnlarý bütün müzik yayýnlarýna göre %39 iken, Aðustos/1950’ de bu oran % 46 ya çýkar. O zamana kadar Devlet eliyle tekdüze bir müzik oluþturma gayretleri, kesintisiz olarak ve baskýcý bir dayatma ile sürüp gitmiþtir. Hatta Devlet , Batý sistemli müziði kendi korumasýnda tutup, makamsal Türk Müziðini kendi haline býrakýp, þartlarý farklý bir plâtforma dahi beraberliklerine tahammül edemez. Klâsik Musýki ancak gazinolarda yozlaþarak yaþamýný devam ettirmeye çalýþýr. Geleneksel Musýki DP iktidarý ile bir yerde dolaylý da olsa Devletin himayesine alýnýr.
Buna raðmen, bundan sonra, yaklaþýk kýrk sene boyunca Türk musýkisi oligarþik ve bürokratik elitler nezdinde adeta bir cüzzamlý muamelesi görmeye devam edecekti.
Aynen bu gün baþörtüsü meselesinde olduðu gibi, O yýllarda da Türk Musýkîsinin bir “ karþý devrim ” hareketi olduðu gibi absürd bir tanýmlama, temcit pilavý gibi ýsýtýlarak kamuoyunda gündem yapýlýr. Ýtirazlarýnýn tek dayanaðý “Atatürkçülük-Kemalizm” e aykýrýlýktýr. Bu ülke’ nin adý Türkiye’ dir. O’ nun tarihten gelen musýkîsini “alaturka”, “ tek sesli “ gibi tabirlerle aþaðýlarlar. Yerine frenk müziði anlamýna gelen “alafranga” yý alternatif olarak gösterirler. ”Kemalist müzikçiler” tanýmýnýn hiçbir ilmi açýlýmý yoktur Bu argüman safsatadan ibarettir ve hazretler bunun farkýnda deðillerdir. 17. yüzyýlda yaþamýþ J.S.Bach ve onun kilise kökenli müziði çaðdaþtýr da, Dede’ miz Hammaizâde ve Itrî çaðdýþýdýr. Tabii ki bu onlarýn dünyaya kapalý, daracýk ufuklarýnýn teþhisidir.
Onlar için , Itrîler, Dedeler, Sadullah Aðalar,Tanburî Cemiller, 1923’ te fýrlatýp bir kenara attýðýmýz Osmanlý bakiyesinden baþka kiþiler deðildir. Onlarýn sanattaki ecdâdý bir þekilde Brahmslar, Beethovenler, Bela Bartok’ lardýr ya… Aksini iddia eden oldumu hemen yaftasý hazýrdýr Atatürk düþmanlýðý, irtica, tek ses…
Sene 1984’tür; Ýzmir’ de 9 Eylül Üniversitesi’ninde “Ulusal Müzik Bilimleri Sempozyumu” yapýlmaktadýr. Burada Adnan Saygun bir konuþma yapmaktadýr. Bir sürü subjektif görüþ belirttikten sonra, iþin püf noktasýna gelir ve þunlarý söyler:
“Okullarda Türk Musýkisi derslerinin okutulma aþamasýna gelinmiþtir. Bu da irticanýn sarýksýz olarak geri dönmesi anlamýna gelir.”
Tipik Geleneksel Musýki düþmanlarýndan birisi de uzun yýllar CSO Þefliði görevinde bulunan Hikmet Þimþektir. Bu zat, öz musýkimize o kadar iflah olmaz bir kin içindedir ki; Cumhuriyet’ in 73. Yýl kutlamalarý vesilesiyle Kültür Bakanlýðý Klâsik Türk Musýkisi Korosu’ nun konser programýna yönelik insafsýzca suçlamalarda bulunur ve þöyle der :
“…Cumhuriyet konseri adý altýnda 3. Selim’den, Dede Efendi’ den, Þehnaz Makamý’nda eserler çalýnmasý, sanat ve cumhuriyet açýsýndan, skandaldýr! Ýþte müzikte irtica budur! ”
Batýcý bestecilerden Nevit Kodallý, 1988’de Birinci Müzik Kongresi’ne sunduðu tebliðde, Türk musýkisi hakkýnda benzeri anlamsýz tezleri þöyle dile getirir :
“…Atatürk’ün ölümünden sonra O’nun ilkelerine ve devrimlerine ilk ihanetler baþlamýþtýr ve günümüzde en þiddetli devresini yaþamaktadýr.
….Atatürk’ ün daha 1924’den baþlattýðý müzik devrimine ihanet, daha önce de deðindiðimiz gibi 1940’ lý yýllarda baþlamýþtýr. Önceleri saman altýndan sessiz sedasýz yürütülen bu eylem 60’ lý yýllarýn sonunda artýk su yüzüne çýkmýþtýr. Sinsice ve Makyevelist bir sistemle Atatürk’ ün söylev ve demeçleri kasden çarpýtýlarak, müzik devrimini yok etme, belirli tutucu zihniyetteki kimseler tarafýndan programlý bir biçimde yürütülmeye baþlanmýþ ve halen de yürütülmektedir…” 7
Türk Musýkisi hakkýnda bütün bu anlamsýz suçlamalar, Musýkîþinaslarýn 30 sene süren ýsrarlý ve kararlý çabalarý sonucunda, 13 Ekim 1975 günü açýlan “ Türk Musýkisi Devlet Konservatuvarý “ ile anlamsýz kalýr. Türk Musýkisi hakkýnda ileri geri suçlamada bulunan marijinal grup da çârnâçar olmalarý gereken çizgiye çekilirler.
Otuzbeþ senedir öðretimine devam eden ve sayýlarý çoðalan Konservatuvarlar hakkýnda üretilen irtica söyleminin ne kadar paranoyak bir saplantý olduðunu ortaya koyar.
Þu anlaþýlmýþtýr ki, bir müzik türünün, kendini tanýtýp sevdirmekten ziyâde, diðer müzik türünü yok saymasý, aþaðýlamasý, ona hayat hakký tanýnmamasý için yaptýðý çabalar asla netice vermeyecektir.
Bu günlerde kendisinde toplumu dizayn etme hakký gören bir takým çevrelerin, halký kendisi gibi inanmaya, düþünmeye, yaþamaya, giyinmeye, kuþanmaya zorlama gibi anlamsýz þartlanmalardan artýk vazgeçmeleri ülke yararýna olacaktýr.
Temennimiz, bu günlerde çözümüne çok yaklaþýlan, bu yüzden de hakkýnda olumlu, olumsuz bir çok görüþ üretilen baþörtüsü konusunda da, Türk Milletinin kahir ekseriyetinin istediði yönde bir çözüm üretilecek ve bu polemik de tarihe karýþacaktýr.

D Ý P N O T L A R :

1 Ahmet CAN’ýn “ Kudsi Erguner ile Söyleþisi ”, Vakit Gazetesi, 9 Nisan 2008
2 Yasemin DOÐANER, ”Atatürk Dönemi’ nde Radyo”, Türkler, Yeni Türkiye Yayýnlarý, Ankara/2002, s.381
3 Yasemin DOÐANER, ”a.g.e”
4 Füsun ÜSTEL,” Musiki Ýnkýlâbý ve Aydýnlar ”, Tarih ve Toplum Dergisi, 1993/sayý: 13, s.295
5 Orhan TEKELÝOÐLU, ” Ciddî Müzikten Popüler Müziðe Musiki Ýnkýlâbýnýn Sonuçlarý ”, Cumhuriyet’ in Sesleri, Tarih Vakfý Yayýnlarý, Ýstanbul/1999 ,s.147
6 Beþir AYVAZOÐLU, ” Yahya Kemal ve Batý Müziði ”, Zaman Gazetesi, 3 Ocak 2008
7 Nevid KODALLI, ”Günümüzde Millî Müzik Anlayýþýmýz”, Birinci Müzik Kongresi/Ankara 14-18 Haziran 1988, Kültür-Turizm Bakanlýðý Güzel Sanatlar Genel Müdürlüðü Yayýnlarý, Ankara/1988, s. 109,110,111
http://ferahnak.wordpress.com/2010/10/26/153/



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn kültür çatýþmalarý kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Türk Musýkisi' Nin Okullarda Öðretim ve Radyolarda Yayýn Yasaklarý Sonrasýnda Arap Filmlerindeki Müziklerin Müziðimizin Arabeskleþmesine Etkileri
Vefatýnýn 33. Yýlýnda Cemil Meriç Üzerine Hatýrladýklarýmýz
Türk Musýkisinin büyük isimlerinden Cinuçen Tanrýkorur' un besteciliðine dair bir inceleme
Türk Mûsýkîsi" Nin Öðretim ve Yayýn Yasaklarýnýn Arap Filmlerindeki Müziklerin Müziðimizin Arabeskleþmesindeki Etkileri
300. Ölüm Yýldönümünde "" Öz Musýkîmizin Pîr" Ýni "" Hatýrlamak …
Kültür ve Sanatta Önümüze Konaný Kabul Etmek Zorundamýyýz?..
Kültür ve Sanatta Önümüze Konaný Kabul Etmek Zorundamýyýz?..

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Mukaddes Kitabýmýz’daki Âyetler ile Tarihî Veriler Iþýðýnda: Türkiye’de Yahudicilik Hareketleri
Cumhuriyet' Ýn Radikal 'Ýnkilâplarý '' Sürecinde Tarihi Musikimiz de Payýný Almýþtý
Necip Fâzýl" da "Peygamber" Aþký….
2. Adam Ýsmet Ýnönü' Nün Müzik ile Ýliþkisi
Endülüs Ýslam Devleti Medeniyeti Ýçinde Elbette Musýki de Vardý
Bir ‘uç Beyi’ : Münir Nureddin Bey
Osmanlý Düþmanlýðý Cumhuriyet Hükümetine Osmanlý Arþiv Belgelerini Dahi Hurda Kaðýt Deðerinden Sattýrmýþtý
Yazýlýþýnýn 600. Yýlýnda Süleyman Çelebi" Nin "" Mevlîd" Ý
1930’ Lu Yýllarda Musýkimize Yönelik Tasfiye ve Ayar Sonrasý Aralanan Kapý Ýle Tanýþýp Dost Olduðumuz Arap Musýkisi ve Arap Filmleri Maceramýz
Ezan Bundan Tam 70 Sene Önce Tekrar ‘rab’ Ça Okunmaya Baþlanmýþtý.

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Vefatýnýn 67. Yýlýnda Ziya Osman Saba’ Yý Rahmetle Anýyoruz... [Þiir]
Ýki Bedene Tek Ruh [Þiir]
Adý Konulmamýþ Duygular [Þiir]
Aþk Bir Terennüm Ýse [Þiir]
Hayal Bazan Gerçeði Aþar [Þiir]
Sensizlik Beyitleri [Þiir]
Yaðmuru Beklerken [Þiir]
Her Þey Geçmiþte Kaldý [Þiir]
Vesvese [Þiir]
"" Mâzi Kalbimde Yaradýr "" [Þiir]


Salih Zeki Çavdaroðlu kimdir?

Otuz yýldan fazla bir süredir Geleneksel Türk Musýkisi eðitimi aldým. Üsküdar Musýki Cemiyeti' nde 20 yýl korist - solist olarak görev yaptým. Bu güz Türk Musýkisi üzerine makaleler yazýyorum. (bkz. www. musikidergisi. com)

Etkilendiði Yazarlar:
N.Fazýl , C.Meriç, B.Ayvazoðlu,


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Salih Zeki Çavdaroðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.