"Allah’ýn ipine hepiniz sýmsýký sarýlýn. Daðýlýp ayrýlmayýn. Ve Allah’ýn sizin üzerinizdeki nimetini hatýrlayýn. Hani siz düþmanlar idiniz. O kalplerinizin arasýný uzlaþtýrýp ýsýndýrdý ve siz O’nun nimetiyle kardeþler olarak sabahladýnýz. Yine siz tam ateþ çukurunun kýyýsýndayken, oradan sizi kurtardý. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah size ayetlerini böyle açýklar." (Al-i Ýmran Suresi, 103)

Deðiþik ülkelerde, deðiþik kültürlerde ve ailelerde yetiþmiþ, farklý dilleri konuþuyor olsalar da samimi iman edenleri bir araya getiren ve kardeþlik baðýyla baðlayan, Allah’ýn din olarak seçip beðendiði Ýslam dinidir.

Yüce Allah, ‘ Müminler ancak kardeþtirler…’ (Hucurat Suresi, 10) ayetiyle müminlerin kan baðýna gerek olmaksýzýn kardeþ olduklarýný bildirir ve aralarýnda sevgi baðý kýldýðýný buyurur. Ýnanan insanlarýn arasýndaki bu son derece güçlü bað, kaynaðýný Allah aþkýndan alan gerçek sevgidir.

Bu nedenle samimi iman edenlerin birbirlerine duyduklarý sevgi derindir. Müminler, kalplerinde taþýdýklarý Allah korkusu nedeniyle de Allah’ýn hoþnut olacaðý bir yaþam sürmeyi arzu ederler. Aralarýndaki sevgi, Allah sevgisi/korkusu temelleri üzerinde kurulmuþtur ve bu saðlam temeller üzerinde yükselir.

Müminlerin birlikteliðinin önemli özelliklerinden biri de, Allah rýzasý için birbirlerini sevmeleri nedeniyle kazandýklarý güçtür. "…Nice küçük topluluk, daha çok olan bir topluluða Allah’ýn izniyle galib gelmiþtir; Allah sabredenlerle beraberdir." (Bakara Suresi, 249) ayetiyle bildirildiði gibi müminler –sayýlarý az da olsa- kalplerindeki güçlü iman nedeniyle büyük zorluklara karþý galip gelecek güce sahiptirler. Yüce Allah, “…Hani size ordular gelmiþti; böylece Biz de onlarýn üzerine, bir rüzgar ve sizin görmediðiniz ordular göndermiþtik.” (Ahzab Suresi, 9) ve “…Biz iman edenleri düþmanlarýna karþý destekledik, onlar da üstün geldiler. (Saff Suresi, 14) ayetleriyle müminlere üstün güç verdiðini bildirir. Gerçek anlamda güçlü olan ruhtur. Allah’ýn kendi ruhundan üflediði müminin ruhu güçlüdür.

Müminler arasýnda zorlu ve sýkýntýlý durumlar olabilir. Böyle bir durumda samimi mümin, kardeþinin iyi yönlerini ve onun Allah yolunda yaptýðý salih amelleri düþünür; asla kin ve düþmanlýk duymaz, buðz etmez. Çünkü bu duygular, Allah’ýn beðendiði üstün ahlâkla baðdaþmaz. Yüce Allah cennette müminlerin kalplerinde kin ve nefret bulunmadýðýný "Onlarýn göðüslerinde kinden (ne varsa tümünü) sýyýrýp-çektik, kardeþler olarak tahtlar üzerinde karþý karþýyadýrlar." (Hicr Suresi, 47) ayetiyle haber verir.
Yüce Allah, “Þüphesiz Allah, Kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmiþ bir bina gibi saf baðlayarak çarpýþanlarý sever.” (Saf Suresi, 4) hükmüyle iman edenlerin aralarýndaki baðýn nasýl olmasý gerektiðini açýklar.

Ýnsanýn apaçýk düþmaný þeytan ise bu önemli hükmü göz ardý ettirmeye ve müminlerin aralarýndaki baðý yýpratmaya çalýþýr. Bu amacý doðrultusunda müminlerin sözlerini olumsuz yönde etkilemek için büyük çaba harcar. Kur’an’da müminlerin aralarýný açmaya çalýþan bu sinsi düþmana, "Kullarýma, sözün en güzel olanýný söylemelerini söyle. Çünkü þeytan aralarýný açýp bozmaktadýr. Þüphesiz þeytan insanýn açýkça bir düþmanýdýr." (Ýsra Suresi, 53) ifadesiyle dikkat çekilir.

Her konuda kendisinde en güzel örnekleri bulduðumuz Peygamber Efendimiz (sav), müminler arasýndaki kardeþliðin asla bozulmamasýný veda hutbesinde þu sözlerle vasiyet eder:

“Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman Müslümanýn kardeþidir ve böylece bütün Müslümanlar kardeþtirler...”

” Birbirinize hased (çekememezlik) etmeyiniz. Birbirinizle buðz (düþmanlýk) etmeyiniz. Birbirinizle iyi iliþkileri kesmeyiniz. Birbirinizden yüz çevirip küsmeyiniz ve ey Allah’ýn kullarý, kardeþler olunuz. (Mace ,Cilt 10, s. 32)

Ýnsan hata yapabilen bir varlýktýr. Ýmaný kalbine yerleþtirmiþ samimi müminler de hata yapabilirler. Kardeþlerinin hatasýný gören diðer müminler, onun samimiyetini, iyi yönlerini ve Allah yolundaki salih amellerini düþünerek, hatasýný örter, güzel ahlakla ona destek olur, onu uyarýr ve iyiliðe yöneltirler.

Samimi müminler, Kur’an’a iman eden, Allah’ýn buyruklarýna ve Peygamberimiz’in (sav) sünnetine uyanlarý kardeþleri olarak görmeli, bunun gerçek sevginin gereði ve yaþamalarý gereken üstün bir ahlâk olduðunu unutmamalýdýrlar.

Bela ve musibetler müminlerin üstüne yaðmur gibi yaðar ama akar gider. Saðanak yaðacak olursa biraz nem kalýr; ancak güneþ çýktýðýnda o da kurur; çünkü müminler birbirlerine güneþ etkisi oluþtururlar. Hasta insan ayakta duramaz ancak, kurþunla kaynatýlmýþ gibi saf baðlayan sýmsýký kenetlenmiþ müminlerden biri hastalansa kardeþleri onu taþýr.

Kur’an ahlâkýnýn özünde, inanç birliði ve ortak deðerler vardýr. Bizlere düþen bu özü özümsemek ve ayrýlýða düþmekten sakýnmaktýr; Allah’ýn ipine sarýlmaktýr, daðýlýp ayrýlmamaktýr. Bu, Yüce Allah’ýn tüm iman sahiplerine buyruðudur.

Ýnanan insanlarýn merhamet, adalet, hoþgörü, özveri gibi üstün ahlâk özellikleri sergileyerek bu kardeþlik baðlarýný daha da güçlendirme yönünde çabalarýný artýrmalarý gerekir. Çünkü, sonsuz barýnma ve mutluluk yurdundaki kardeþliðin temelleri burada atýlýr. Dünya hayatýnda birbirlerine karþý sevgi dolu olan müminler, nimetlerini de birlikte tadacaklarý cennette, sonsuza dek eþsiz güzellikler içerisinde mutluluk dolu bir yaþamý umut ederler.

“…Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiþ olan kardeþlerimizi baðýþla ve kalplerimizde iman edenlere karþý bir kin býrakma. Rabbimiz, gerçekten Sen, çok þefkatlisin, çok esirgeyicisin.” (Haþr Suresi, 10)