"Anka kuşu gibi yalnızlığı adet edin! Öyle hareket et ki, adın daima dillerde dolaşsın ama seni görmek olanaksız olsun." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
Gece yarısı olmak üzere... Birkaç yıl sonra genç kız olacak bir gurup kapı önüne oturmuş, kah fısıldayarak, kah gülerek, bir şeyler anlatıyorlar. Arada bir de kahkahayı basıyorlar tabii. Gece yarısı olmak üzere... Burası yine çok sıcak, rüzgarın, camdan içeri girmeye çalışan sarmaşık kadar mecali yok sanki, umurunda bile değil, içeri girmek gibi bir derdi yok, kapı önüne dizilmiş çocuklar gibi dışarıda kalmaya niyetli. Gece yarısı olmak üzere... Bir türkü dinliyorum, "kirpiğin kaşına değdiği zaman" diyor sanatçı. "bekletme sevdiğim vur beni beni... " diye devam ediyor, elimde olmadan, plansızca, belkide hiç gereği yokken ağlamaya başlıyorum. Türkü biterken sanki beni de bitiriyor. Gece yarısı olmak üzere... Gözlerim acıyor, uykum geliyor, bir an önce uyumak istiyorum, ben kıvrılıp uyumaya çalıştıkça sıcak iyice yerleşecek odanın içine. açık perdeye rağmen rüzgar sarmaşıklardan bile utanıp içeri girmeye çalışmayacak, rüzgar nasıl yandığıma bakmayacak rüzgar beni umursamayacak bile. Gece yarısı olmak üzere... Geceye inat ay ışıl ışıl, toplamış yıldızları etrafına, var olmanın, kendini "var" hissetmenin muhteşem tadını çıkarıyor saki. Sanki şehrin bütün ışıklarına nispet edercesine göz kırpıyor. Sanki ben hep vardım ve hep var olmaya devam edeceğim" diyor. Gece yarısı... Bir türkü daha dinliyorum. "Hazan ile geçti şu benim ömrüm" diyor başka bir sanatçı. nasıl içten söyleyiştir bu. Aslında ağlamak gibi bir derdim yok, aslında ağlamak gibi bir niyetim de yok, ama türkü bana inat "Hançerin ucu içerde durmadan kanıyor ciğerde" diye aynı içtenlikle söyleyince yapacak başka bir şey kalmıyor. Gece yarısı... Bu daha ne kadar sürecek Hattat söylesene, daha ne kadar? Bir zamanı var mı? Zamanı var ise benim mecalim var mı peki? Daha ne kadar dayanırım sence? Bir çözümsüzlük yumağı ki sorma be hattat. Ne çözülür gibi, ne açılır, ne de bitecek gibi. Gece yarısı... Hem sorulardan da yoruldum hem verilemeyecek cevapları aramaktan... Yoruldum artık... İyi geceler Hattat
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Adsız, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |