..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Kötü insan korkuya itaat eder, iyi insan sevgiye. -Aristoteles
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Aþk Romaný > Can




4 Þubat 2011
Perþembe  
Can
Bir aþk hikayesi anlatýyoruz size, ama uyaralým eðer 'mutlu son' meraklýsýysanýz aman okumayýn, çünkü burada anlatýlanlar hep gerçekler üzerine kurulu yani, arabeskimsi bir yazý okumaktasýnýz þuan, o yüzden bilin isterim...


:BCAC:
Bir adam düþünün ki, bütün hayatýný hayallere adamýþ ancak hayallerinden baþka elinde hiçbir þey kalmamýþ... ne yapardýnýz öyle bir adamýn yerinde olsaydýnýz? Bir aþk hikayesi anlatýyoruz size, ama uyaralým eðer 'mutlu son' meraklýsýysanýz aman okumayýn, çünkü burada anlatýlanlar hep gerçekler üzerine kurulu yani, arabeskimsi bir yazý okumaktasýnýz þuan, o yüzden bilin isterim...

     Uzun uzun iþ kuyruklarý, emekli kuyruklarý, hastane kuyruklarý, halk ekmeði kuyruklarý... bunlarýn yer aldýðý bir semtte, sanýyorum ki; mutluluktan pek söz edildiði söylenilemez! Oysaki adil yaklaþýrsak, bazen fakir semtler, çalýþmýþ eller, yorgun vücutlar, yarý kapalý gözler belkide daha fazla mutludur, insanlar hayatlarýný kötü yaþadýklarý için olsa ki yüzlerinde bir asýklýk görülür, sanki yeni açýlmýþ hazýr yemekler gibi bir ekþime vardýr, bakarsanýz aslýnda onlar sadece pencere arkasýnda bitik bir hayat yaþamazlar. Nereden mi biliyorum? Kendimden caným! Anlatacaðýmýz bu öykü, kurgusal olabilir, yazarýn kendi yarattýðý bir dünya olabilir ama Tanrý yazara öyle bir hayat vermiþ olsa ki yazarda yarattýðý karaktere böyle bir hayat yüklemiþ olsa gerek, yazarda kendi dünyasýný, gerçek dünyayý yansýtacak þekilde ayarlamýþ olsa gerek. Abartý olabilir belki ama olsun, biz bir þeyler yazmak, sizde yaklaþýk bir saatinizi geçirmek istiyorsunuz, o halde ne yazarsak yazalým buraya pek bir kýsýtlama gereði ihtiyaç duyulmasa gerek.

     Perþembe ile vurduk mürekkebi öykümüzün baþlýðýna, iþte bir perþembe akþamý, perþembe periþan demiþler bir yerde, kim demiþ böyle bir efsane? Bilemem. Ama Orhan bey için perþembeleri pek bir önemlidir. Perþembe, her perþembe ayný yeþil vadinin altýna gider, insanlarý izler iþten çýkan, kuyruklara bakar hastaneden dýþarý saçan, Orhan bey dertlenir, gözleri yaþlanýr, elleri, son baharda solmuþ yapraðýn rüzgarla temasý gibi hafif bir titreme alýr ki, bunu çay bardaðýnýn içinde içten baþlayýp etrafa yayýlan dalgalar belli eder. Üç þeker atar, eski günleri hatýrlatýr bu ona, burada bir þey aramayýn, bu Orhan beyin her perþembe yaptýðý hacettir, bizi ilgilendiren Orhan beyin iç dünyasý, hatýralarý, fakirliði, neydi ne oldu bu adam? Biz bunu arýyoruz bu yazýda. Ben bir yerde susacaðým mecburen, artýk benlik bir iþ kalmadý çünkü her þeyi size Orhan bey anlatacak, Orhan bey aslýnda size anlatacak ama size doðrudan anlatamayacaðý için öykümüze birazdan katýlacak olan Þevket üzerinden anlatacak her þeyi.

...

     Orhan bey yine gözlerini dikmiþ iþ çýkýþýna seyrediyordu, yorgun düþmüþ saat yediyi gösteriyordu, kimi genç, kimi yaþlý, kimi aðýr, kimi hýzlý adýmlarla iniyordu merdivenlerden insanlar. Hava soðuk, hüzün ve neþe birbirine karýþmýþ birazda tarçýn kokulu parfümler raks ediyordu havada. Heyecanlý insanlarýn, gülüþmeleri duyuluyordu kulaklarda, ne bir korku vardý, ne bir titreme seslerinde, hüzün yoktu henüz iþten çýkan insanlarýn aralarýndaki gençlerinde, yaþlýlar zaten konuþmuyor, çantalarýný, ceplerini yoklamýþ, her þey tam deyip bir günü daha geçirmenin verdiði huzur ile evlerine gidiyorlardý. Takvimlerden bir perþembe daha silinmiþti nede olsa. Orhan bey, çayýný almýþ yudumlarken, hafif esen rüzgarýn kulaðýnda mýrýldadýðý ezgiye vermiþti kendini. Yorgun, genç ve çýplak bir kadýnýn kemanýndan çýkan ses gibiydi adeta bu ezgi. Ýþten eve giden bir tek onlar deðildi, batan güneþte adeta mesaisini aya býrakýyordu. Ýçeriye yirmi beþli yaþlarda, idealleri, hayalleri olduðu gözlerinden okunan bir genç girdi. Bir su istedi dolaptan, anlaþýlan serinletmek istiyordu kendini. Bir yere girdiðinizde ister istemez etrafa bakarsýnýz, o da öyle yaptý. Etrafýna baktýðýnda, mutlu bir çift, tavla oynayan gençler, iki üç arkadaþ topluluðu ve Orhan beyi gördü. Görmekle yetinmedi, gözlemledi, baktý, tanýmaya çalýþtý, anlamaya çalýþtý, ancak gözleri en çok Orhan beyin üzerinde kaldý. Herkesi hýzlý hýzlý baktý, kafasýný çevirirken görmüþtü ancak Orhan beyde niye takýlý kaldý? Suyu alýp parasýný verir vermez, Orhan beyin yanýna geldi, sandalyeyi kendine doðru çekip, “boþ mu?” dedi; Orhan bey “hayýr boþ deðil” diyerek tersledi, adam sinirlenip dýþarý çýktý ve son!

     Hoo hooo, hayýr öyle bir þey olmadý tabi! Eðer öyle bir þey olsaydý, biz nasýl öðrenebilirdik Orhan beyin yaþadýklarýný? Kibar bir ses ile sorusunu yönelten genç adama, þefkatli bir gülümseme ile baþ sallama eþlik etti. Cevabý alan genç adam oturdu yanýna Orhan beyin. Elini uzatarak “merhaba ben Þevket” dedi. El sýkýþtý Orhan bey ile. Bir müddet sessizlik yaþandý, normal bir sessizlikti bu. Birbirini hiç tanýmayan iki adam, karþý karþýya oturuyor. Birbirlerinin yaþýtlarý deðiller, ortak ne yönleri olabilir ki? Ama vardý ortak bir yönleri, ayný iþ yerinde ter akýtmýþlardý. Orhan bey emeklerini vermiþ, ayrýlmýþtý oradan, genç adamsa yeni koymuþtu baþýný o yola. Elbette deðiþen teknoloji ile yaptýklarý iþlerde deðiþmiþti. Fabrika dedikleri yer, þirket adýný almýþ, logosu markasý deðiþmiþ ama ismi ayný kalmýþ, mekaný ayný kalmýþtý. Genç adam sordu, “burada mý çalýþýyordunuz Orhan bey?”, Orhan bey “Evet Þevket bey, burada çalýþýyordum.” genç adam gülümseyerek, “anlamýþtým gözleriniz adeta duvara görüntü yansýtan bir makine gibi geçmiþinizi ortaya koyuyor.”

-devam edecek-



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Deli Gömleði [Þiir]
Vabahat Tüneli [Öykü]


Can kimdir?

Ýzin verin saklý kalsýn bende.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Can, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.