..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Matematiğe, yalnızca yaratıcı bir sanat olduğu sürece ilgi duyarım. -Godfrey Hardy
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Toplumsal Olaylar > Salih Zeki Çavdaroğlu




5 Şubat 2011
Mısır" Daki Halk İsyanının Geçmişi, Bu Günü ve Geleceğinde Müslüman Kardeşler '' İn Yeri  
Salih Zeki Çavdaroğlu
Mısır' da yaşanan halk isyanının arka plânında MÜSLÜMAN KARDEŞLER' in yeri...


:BAJD:

17 Ocak 2011 günü bir anda Tunus’ ta başlayan ve 23 senedir ülkesini demir bir yumrukla yöneten Devlet Başkanı Zeynel Âbidin bin Ali’ nin ülkesini terketmesine sebep olan halk isyanı, on gün kadar kısa bir süre içinde Mısır’ da etkisini gösterdi. Mısır halkı Kahire’ nin merkezinde, kendilerini otuz yıldır yöneten diktatörleri Hüsnü Mübarek’ e 28 Ocak’ ta isyan bayrağını açtı.
Her ne kadar liderleri ortaya çıkmasa da bu isyanın ekseninde ve ateşlenmesinde “ Müslüman Kardeşler” in inkâr edilmez bir payı var.
Zaten başta Mısır olmak üzere, hemen hemen bütün Arap coğrafyasında geçmişten bu güne ne kadar muhalefet hareketi var ise, bunun arka plânında hep onların, ya da onlardan doğan başka isim taşıyan örgütlerin olduğunu görüyoruz.
Mısırın siyasi tarihine baktığımızda, özellikle 1930’ lardan sonraki bütün kırılma noktalarında en önemli aktör olarak bir şekilde “Müslüman Kardeşler “ in varlığını gözlemliyoruz.
Mısır, büyük Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim Han’ ın 1516 yılında Memlûklülerin elinden alıp imparatorluk topraklarına katılmış ve aralıksız olarak 1882’ ye kadar 366 sene Osmanlı idaresinde kalır.
Bilindiği gibi, İttihat Terakkî Hükümeti’ nin yanlış politikaları ve İngiliz casusu Lawrens’ in Arap Halkları içinde çevirdiği entrikalar sonucunda Birinci Dünya Savaşı sonrasında İngiliz Hakimiyeti’ ne geçer.
İkinci Dünya Savaşı’ nın son günlerinde bağımsızlığını ilân ederek BM üyesi olur.
Kral Faruk’ un yönettiği ülkede, Hasan El Benna (1906 - 1949 ) nın 1929 ‘ da İsmailiye kentinde kurduğu ve hemen hemen bütün Arap coğrafyasına yayılan Müslüman Kardeşler ( İhvân’ül Müslimîn ) hareketi 1940'ların sonunda Mısır'daki monarşi ve iktidardaki Vafd Partisi'ne karşı tehdit oluşturmaya başlamıştı.
1948'de Başbakan Mahmud Fehmi el Nokraşî Müslüman Kardeşler tarafından öldürülürken, Hasan El Bennâ’ da Yahudilere karşı cihaddan söz edince İhvan-ı Müslümin yasa dışı ilan edildi ve kapatıldı İngilizler onu kara listeye aldılar Ondan sonra teşkilât faaliyetlerine "Müslüman Gençler" adıyla devam etti Bennâ ve beraberindekiler büyük bir sindirmeye maruz kaldılar Sevenleri grup grup tutuklandı
Bir konuşmasında şöyle diyordu :
" Ben bu gece rüyamda Hz Ömer'i gördüm Bana, ' Hasan öldürüleceksin ' dedi Ben de kalktım sabaha kadar teheccüd kıldım "

Rüyası gerçekleşmişti. 1949 yılının şubat ayında özel aracına el kondu Ruhsatlı silahı alındı Yanında korumalığını yapan iki öz kardeşi tutuklandı Çevresindekiler, araçlarla bilinmeyen yerlere götürüldü 12 Şubat günü bir koferansından çıkarken, silahlı saldırıya uğradı Hastaneye kaldırıldı Polis hastaneye müdahale etti, tedavi görmesini engelledi Orada ruhunu teslim etti
Hasan el-Benna'nın şehadetinden sonra Kahire'de camiler kapatıldı Hareketin hemen hemen bütün erkek mesupları tutuklandı Cenazesini mezarlığa götürecek erkek bulunamadığı için, kız kardeşleri ve hanımı ve o zaman 90 yaşında olan babası tarafından mezarlığa götürüldü Namazını sadece kadınlar ve babası kıldı ve kabre de sadece onlar tarafından indirildi

Bu olaylar gittikçe büyüyecek bir halk hareketini gösteriyordu. Bunu farkeden askerî ve sivil bürokrasi, iç isyanlar,dış borçlar, açlık, yoksulluk, Süveyş Kanalı gibi çeşitli sorunları çözmek adına, 23 Temmuz 1952’ de General Necib’ in yönettiği askeri darbe ile Askerî bir diktatörlük rejimi hayata geçer.
Necib Cumhuriyet’ i ilân etmiştir ama, Ocak/1954’ de ülkedeki bütün siyasi partiler de kapatılır. Müslüman Kardeşler örgütü de yeraltına çekilmek mecburiyetinde kalır.
24 Kasım 1954’ te Askerî cuntanın güçlü albayı Cemal Abdülnâsır yaptığı bir darbe ile General Necib’ i görevden alacak, darbe içinde bir darbe hareketi olan bu eyleminde Müslüman Kardeşler’ in önemli bir desteğini almasına rağmen, Nâsır’ ın idareyi ele aldıktan sonra ilk yaptığı uygulama bu harekete karşı acımasız bir baskı uygulamak olacaktır.
Bu sıralarda ülkede Müslüman Kardeşler ‘ in altı lideri, öğrenciler arasında huzursuzluk çıkardıkları ve Cemal Abdülnâsır'a yönelik suikast ve vatana ihanet gerekçesiyle suçlanarak idam edilirler. İdamlara karşı ayaklanan hareket şiddet yoluyla bastırılır.
Ayaklanma içinde ileride hareketin başında olacak Seyyid Kutub’ da bulunmaktadır. Bir çok Müslüman Kardeşler grubu üyesi gibi o da tutuklanır ve mahkemece on yıl ağır hapis cezasına mâhkum edilir. Cezaevinde iken, ileride İslâmî literatürde önemli bir yeri olacak Kur’ an tefsiri Fi zilâl-il-Kur'an’ ı ve siyâsi ve fikrî görüşlerinin manifestosu olan Yoldaki İşaretler` i yazar.
Seyyid Kutub 1968’ de serbest bıraklıdıysa da, 1965’ de yeniden yine darbe girişimi iddiasıyla tutuklanır. Mahkeme 22 Ağustos 1966’ da kendisini idama mâhkum edecek ve hüküm 29 Ağustos 1967’ de infaz edilecektir.
Yüzüne karşı okunan idam hükmüne Kutup :
“ Eğer Allah kanunu ile mahkûm edilmişsem ben Hakk'ın hükmüne razıyım. Eğer batıl kanunlarla mahkûm olmuşsam ondan çok daha üstün bir düşünceye sahip olduğum için batıldan ve münafıklardan merhamet dilemem. Allah'a şükürler olsun ki on beş sene cihad ettikten sonra bu mertebeye ulaştım. Ben Allah yolunda yaptığım iş için asla özür dilemem. Namazda Allah'ın birliğine şehadet eden parmağım asla bir tağutun hükmünü onaylayan tek bir harf bile yazmayacaktır.” cümleleriyle cevap veririr.
Nâsır ülke dış politikasını ABD ekseninden çıkararak, Sovyetler Birliği rotasına yerleştirir ve Sovyet politbürosundan esinlenerek yönetimine yeni bir format verir. Bu modelin adı da Baas Partisidir.
Ülkede o kadar despot bir yönetim vardır ki Arap dünyasını ukluslararası musıkî camiasında temsil eden büyük ses Ümmü Gülsüm’ ün, içinde “ Sabrın da bir sınırı var “ sözleri geçen şarkısı dahi, rejim açısından tehlike arzettiği gerekçesiyle yasaklanır.
Nâsır’ ın demir yumrukla yönettiği ülkede 1967’ yılına kadar gelinmiş, o yıl Süveyş Kanalı’ nı İsrail gemilerine kapatılması sebebiyle ilişkileri gerilen İsrail ile Mısır arasında “Altı Gün Savaşı“ olarak isimlendirilecek büyük bir savaş yaşanır.
Bu savaşla birlikte Mısır Hava Kuvvetleri İsrail tarafından tamamen imha edilir.
28 Eylül 1970 günü Nâsır ölür ve devlet başkanı olarak yerine parti hiyerarşisi gereği yardımcısı Enver Sedat getirilir.
Askerî harcamalar devasa büyümüş, nüfus hızla artmış, halkın geçim düzeyi yaşanan savaş ve adaletsiz gelir dağılımlarıyla iyiden iyiye bozulmuştur. Kısacası, Enver Sedat devlet başkanlığına geçtiğinde Nâsır’ dan çok ağır bir miras devralmıştır.
Enver Sedat işe başlar başlamaz, ülkede Genel Af ilân eder. Bu af işe birlikte binlerce Müslüman Kardeşler lider ve taraftarı da özgürlüklerine kavuşurlar.
Sedat, ülkesini Sovyetler Birliği etki alanından çıkararak ABD’ ye yanaşır .
17 Nisan 1971’ de Mısır-Suriye ve Libya’ nın bir araya gelmesi ile kurulan Arap Cumhuriyetleri Birliği 6 Ekim 1973’ te İsrail’ e saldırdı ve geçici bir zafer kazandılarsa da, daha sonra izlediği strateji sebebiyle bölgede dengenin İsrail lehine kuvvet bulmasına sebep olur.
17 Eylül 1978 günü Camp David’ de İsrail ile imzaladığı barış sözleşmesi ve bunun sonrasında 26 Mart 1979’ da Washington’ da nihai bir barış anlaşmasına attığı imza sebebiyle Arap halkları, özellikle de Filistinliler nezdinde şiddetli tepkilere muhatap olur ve İsrail lehine bir statükonun oluşmasına yardım eder. Onun bu eylemleri sonucu Mısır’ ın Arap Dünyası nezdindeki liderliğini iyiden iyiye tartışılır hale getirir.
Enver Sedat, 6 Ekim 1981’ de yapılan askeri geçit töreninde bir yüzbaşı tarafından gerçekleştirilen suikast ile öldürülür. Yerine, onun altı senedir yardımcılığını yapan Hüsnü Mübarek devlet başkanlığı görevine getirilir. Enver Sedat suikastına katıldıkları iddiasıyla ülkede 5000 civarında insan tutuklanaran cezaevlerine konur.
Hüsnü Mübarek, başkanlığı yıllarında selefi Sedat’ ın ülke içi ve dışındaki politikalarını daha da katı bir şekilde devam ettirecektir.
1985 yılı Şubat ayında aldıkları ücretten memnun olmayan polisler ayaklanır. Bu ayaklanma 107 kişinin öldürülmesiyle kanlı bir şekilde bastırılır.
12 Nisan 2008’ de, tam 31 yıl önceki “ Ekmek isyanı “ aynı gerekçelerle yeniden yaşanacaktır.
Tahıl ihtiyacının çoğunu dışalım ile karşılayan 84 milyon nüfuslu Mısır’ da , un sıkıntısı sebebiyle halkın Şubat 2008’ den bu yana kuyruklarda ekmek almak için bekliyordu.
Bu kuyruklarda en az 11 kişinin öldüğünü öne süren Mısır halkı yönetime yine isyan ediyordu. Bu isyanda halk ile polis arasında çıkan çatışmada 2 kişi ölüyor ve 100’ den fazla kişi yaralanıyordu.
Mübarek, daha isyanın ilk günlerinde bir daha aday olmayacağını, ancak yeni döneme geçiş için Eylül ayına kadar süre istemesine rağmen Mısır halkı bunu kabul etmiyor ve gidene kadar sokaklardan çekilmeyeceğini söylüyor.
Her ne kadar ABD onun gitmesini istiyorsa da, bölgede himaye ettiği İsrail’ in güvenliği açısından, eski yönetim anlayışını sürdürecek, özellikle Mısır’ ın İsrail ile müttefikliğini sürdürecek yeni bir yüzün Devlet Başkanlığına getirilmesini ve onun paralelinde bir hükümet kurulmasını gerektirecek siyasi manevralara girişiyor.
ABD, onun Ortadoğu’ daki görüntüsü İsrail ve AB ülkelerinin bugün en büyük korkuları, Müslüman Kardeşler zihniyetini taşıyan bir yönetimin, kendi çıkarlarını nasıl hasâra uğratacağını gayet iyi bilmektedirler.
Hatta Mübarek, isyanın başladığı günlerde Mısır halkına :
“ Beni istemediğinizi söylüyorsunuz, ancak ben gidersem benim yerime Müslüman Kardeşler’ in geleceğini biliyormusunuz ? “
sözleri, bu korkunun en belirgin göstergesidir.
Nüfusunun yüzde 20 ’sinin günde 2 dolar’ ın altında bir gelirle yaşamaya çalıştığı, gıda kuyruklarının günden güne arttığı, 10 Milyon kişinin “ mezar ev “ olarak isimlendirildiği izbelerde yaşayan Mısır’ da artık cin şişeden çıkmış durumda. Halk kararlı bir şekilde Hüsnü Mübârek’ e yeter artık, çek-git diyor.
Mısır’ daki isyan hareketin en ana damarını teşkil eden Müslüman Kardeşler 2005 yılında yapılan Genel Seçim’ de parlamentoya 88 kişi gönderirken, geçtiğimiz yılki seçimlerin ikinci turunda yaptığı seçim boykotu, herhalde gelecek olanbu günleri sezmesinden kaynaklanıyordu.
Nitekim bu gün Tahrir Meydanı’ ndaki kitleleri hareketlendiren ve sayısal olarak bu isyanın ağırlık merkezini, liderleri ortada gözükmeseler de Müslman Kardeşler’ in yaptığı biliniyor.
Bugünkü politikaları da Hüsnü Mübarek gitmeden, bu konudaki siyasi tavırlarını ortaya koymayacaklarını söylüyorlar. Bu tutumlarını da gerek ülke, gerekse dünya kamuoyuna yeni bir İran imajı vermemek açısından yaptıkları ortada.
Netice itibariyle, istese de istemese de Hüsnü Mübârek’ in günleri sayılı. Devlet Başkanlığı sıfatı kalmayıp, üstelik bir de “ hain “ sıfatı tescil edildiğinde, Mısır’ da kurulacak koalisyonun en kuvvetli kısmını Müslüman Kardeşler teşkil edecektir.
http://ferahnak.wordpress.com/2011/02/05/misir%e2%80%99-daki-halk-isyaninin-gecmisi-bu-gunu-ve-geleceginde-%e2%80%9c-musluman-kardesler-%e2%80%9c-in-yeri/



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplumsal olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
İki Yıllık Başkanlık Sistemi Uygulamalarını Nasıl Değerlendirebiliriz?
Cumhuriyet İle Birlikte Osmanlı Mûsıkîsi de Artık Yeni Rejimin "İnlılâp" Ajandasındadır
‘ Üstad’ 37 Sene Önce Bugün Hakk’ A Yürümüştü
‘başkanlık Sistemi’ne Geçmeseydik, Ne Pkk, Ne Fetö, Ne de Corona Virüs İle Baş Edebilirdik!..

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Mukaddes Kitabımız’daki Âyetler ile Tarihî Veriler Işığında: Türkiye’de Yahudicilik Hareketleri
Cumhuriyet' İn Radikal 'İnkilâpları '' Sürecinde Tarihi Musikimiz de Payını Almıştı
Necip Fâzıl" da "Peygamber" Aşkı….
2. Adam İsmet İnönü' Nün Müzik ile İlişkisi
Bir ‘uç Beyi’ : Münir Nureddin Bey
Endülüs İslam Devleti Medeniyeti İçinde Elbette Musıki de Vardı
Osmanlı Düşmanlığı Cumhuriyet Hükümetine Osmanlı Arşiv Belgelerini Dahi Hurda Kağıt Değerinden Sattırmıştı
Yazılışının 600. Yılında Süleyman Çelebi" Nin "" Mevlîd" İ
1930’ Lu Yıllarda Musıkimize Yönelik Tasfiye ve Ayar Sonrası Aralanan Kapı İle Tanışıp Dost Olduğumuz Arap Musıkisi ve Arap Filmleri Maceramız
Ezan Bundan Tam 70 Sene Önce Tekrar ‘rab’ Ça Okunmaya Başlanmıştı.

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Vefatının 67. Yılında Ziya Osman Saba’ Yı Rahmetle Anıyoruz... [Şiir]
İki Bedene Tek Ruh [Şiir]
Adı Konulmamış Duygular [Şiir]
Aşk Bir Terennüm İse [Şiir]
Hayal Bazan Gerçeği Aşar [Şiir]
Sensizlik Beyitleri [Şiir]
Yağmuru Beklerken [Şiir]
Her Şey Geçmişte Kaldı [Şiir]
Vesvese [Şiir]
"" Mâzi Kalbimde Yaradır "" [Şiir]


Salih Zeki Çavdaroğlu kimdir?

Otuz yıldan fazla bir süredir Geleneksel Türk Musıkisi eğitimi aldım. Üsküdar Musıki Cemiyeti' nde 20 yıl korist - solist olarak görev yaptım. Bu güz Türk Musıkisi üzerine makaleler yazıyorum. (bkz. www. musikidergisi. com)

Etkilendiği Yazarlar:
N.Fazıl , C.Meriç, B.Ayvazoğlu,


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Salih Zeki Çavdaroğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.