..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir şey yaşam kadar tatlı değildir. -Euripides
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Bahadır Damatov




11 Şubat 2011
Rusya Steplerinden Anadoluya Esen Rüzgar  
Feodalite'de Sınıflar ve Anadolu Küçük Burjuvalığı Üzerine İnceleme

Bahadır Damatov


Olsufyev Nolyadpiç birden gözlerini açtı. Soluk soluğaydı. Korkuyu iliklerinde hissediyordu....


:BJEB:
Olsufyev Nolyadpiç birden gözlerini açtı. Soluk soluğaydı. Korkuyu iliklerinde hissediyordu. Alnındaki ter bezlerinin lokomotif gibi dinamik şekilde çalışarak ürettiği damlacıklar yanağına doğru akıyordu. Bay Nolyadpiç kafasına sağa çevirdi. Pencereden süzülen güneş göz bebeklerinin kısılmasına neden olmuştu.Kafasını yukarı kaldırdı olup bitenin bir rüyadan ibaret olduğunu anlayarak rahatladı.Ancak Bay Nolyadpiç son zamanlarda bu rüyalardan çok fazla görmeye başlamıştı.Röpdöşambırının koluyla terini sildi.Yatağından kalktı ve pencereye uzanıp camı açtı.Dışarıda oyun oynayan çocuklara baktı. ”Pasaklılar!” diye geçirdi içinden.”Görgüsüz cahiller!Anneleri babaları hiç mi ilgilenmez bunlarla? Nasıl da kabaca konuşuyorlar...”Fakir çocuklarını oldum olası sevmezdi . Olsufyev Peterburg yöresinin en meşhur düklerden biriydi. Bu yüzden kendisini avam mensuplarından daha üstün görüyordu. Uşağına seslendi :“Golyadkov.”Cevap duymadı.Röpdöşambırının kemerini çözüp tekrar bağlayarak yatak odasından çıktı. Merdivenlerden inerek tekrar seslendi: ”Golyadkov yine ne cehennemdesin?”. Golyadkov koşar adımlarla merdivenin başına geldi. Yine azar işiteceğinden korkarak titrek bir sesle “Buyrun efendim” dedi. Bay Nolyadpiç hizmetçisine aşağılar bir bakış atarak sakin ancak iğneleyici bir ses tonuyla “Golyadkov,Golyadkov,Golyadkov.Sabah bu lanet olası fakir çocuklarının sesleriyle uyanmak istemediğimi kaç kere söylemem lazım sana?” Golyadkov Dük’ün bu sözüne çok alınmıştı. Çünkü o çocuklardan biri onun kızıydı. Ancak hizmet verdiği birine itiraz edemezdi elbette “Efendim derhal çocukları göndereceğim. Özür dilerim”.Arkasını dönüp dış kapıya doğru hamle yaptı ve Dük'ün seslenmesiyle kalakaldı: ”Hayır” dedi Bay Nolyadpiç elini merdiven korkuluklarına vurarak. “O çocukları göndermeyeceksin buraya getireceksin ve ben onlara almaları gereken dersi vereceğim. Ailesi hiç mi eğitmez. Ahlak nedir hiç mi göstermez. Bu çocuklara ahlakın ne olduğunu göstereceğim.” Golyadkov koşar adımlarla uzaklaşarak çocukların yanına gitti. Başındaki belanın büyük olduğunun farkındaydı. Çocuklara özür dilemelerini ve uslu durmalarını tembihleyerek onları Bay Nolyadpiçin yanına götürdü. Bay Nolyadpiç çenesi yukarda gözleri aşağıda bir şekilde tek sıraya dizilmiş çocuklarına önünde bir süre dolaştı. Bir kaç kez derin derin tısladı. Kafasını yapmacık bir öfkeyle sağa sola attı. Durdu, ellerini ovuşturdu. Ellerini ovuşturarak tekrar yürümeye başladı. Sonra aniden en soldaki küçük kız çocuğuna bir tokat patlattı. Küçük kızcağız ne olduğunu anlamayarak yere düştü. “Baba” dedi titreke bir sesle.”Babacığımm beni kurtar”. Minik kız yere uzanmış ağlarken, Golyadkovun gözlerinden yaşlar süzülüyordu.

“Eeeeh. M.k. Ne pis adamlarmış lan bunlar.Başlarım düküne de hizmetçisine, uşağına da. Ömrümden ömür gitti be hatuna hava atmak için kültür sahibi olalım diye. Hadi anladık adı üstünde Nolyadpiç adam değil de bre Golyadkov sen ne biçim adamsın! Senin babalığına sıçayım cibiliyetsiz herif.Ulan insanlıktan soğuttunuz be.Başlarım Rus edebiyatına da Gogol'un paltosundan çıkanlara da. Hem böyle tasvir mi olur lan? Yok terini koluna silmiş de, yok tataktan hap yapıp yere atmış da... Sokayım böyle sanata.” diye kendi kendime Rus Edebiyatı eleştirimi sürdürürken tüm bu entelektüel ortamdan habersiz seslenen annemin “ Yavrıııım.Ihlamur içen mi?Getirüyü mü?Hem hastalığına da iyi gelür.” şeklindeki teklifini nazikçe reddettim.

Yazın camiasından bir anda soğumuştum. Edebiyat alternatifim gerçekçiliğini yitirmişti. Melisi etkilemenin başka yollarını yaratma peşindeyken annem elinde bir bardak ıhlamurla çıka geldi. Biraz önceki ıhlamur içirme girişimlerinin başarısızlığı sonucu farklı bir atak geliştirdi. Atak diyorum çünkü yedirmek içirmek Anadolu annesinin yegane amacıdır.”Yer misin? İçer misin?” sorusu formalitedir çünkü nasıl olsa onu içirecektir.Bu formalite sorunun reddedilmesi üzerine annem babamın da içmemi söylediğini aksi halde çok kızacağını söyleyerek beni tehdit etti.Ben de babamın duymayacağı kadar alçak anneme tepkimi gösterecek kadar yüksek bir ses tonuyla başlayıp nefesim tükeninceye kadar“Deli ettin beni kadın deli.!!İçmiyom dedim ya! Madem içirecen niye soruyon?!!.Madem soruyon, niye içiriyon? Hayattan bezdim hayattan... Ruhumu tükettiniz bioenerjimi sömürdünüz be!!” şeklinde bir aristokrata yakışır tepkimi gösterdim.Anneme içten gelen tavrımı koyduktan sonra ıhlamuru içtim ve evden çıktım. Ben artık özgür bir bireydim. Kendi kararlarını kendisi alan, başkası tarafından prangalanmamış bir iradeye sahip olan tam bir birey...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Bahadır Damatov kimdir?

şl


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bahadır Damatov, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.