Doðru þeritte olsanýz bile, olduðunuz yerde kalýrsanýz er geç ezilirsiniz. -Will Rogers |
|
||||||||||
|
Giþe yapmasa, kâr getirmese, onca masraf neden yapýlsýn ? Siz isteseniz de istemeseniz de ben kýsaca özetleyeceðim bu filmi. Genç kuþaklar, yeni bir film sanmasýnlar diye...Çünkü, her sahnesinin nasýl acýlara, yok oluþlara neden olduðunu, geleceðimizi nasýl yok ettiðini biliyorum ve ola ki duyan olur, elbirliðiyle önlem alýnýr, diyorum. Genç kuþaklar da yalnýzca yeni bir versiyonla karþýlaþtýlarýný anlarlar. Daha þafak sökmeden, “Gül parmaklý uyku” okþarken bizi, korku salan sirenler, homurtulu motor sesleri, evlerin önüne yýðýlan polis arabalarý ve askeri araçlar, postal sesleri... Üstüne tiril tiril, kaliteli kumaþtan yapýlmýþ pantolon parçalarýnýn, ince güzel derili mokasen ayakkabýlara döküldüðü sorgucu ayaklarýnýn, halýlarý çiðneyiþi, göðüslere dayanan silahlar... Fotoðraf çercevelerinin kýrýlýp dökülüþü, evlerdeki her nenin darmadaðýnýk ediliþi, hallaç pamuðu gibi attýrýlýþ... Koli koli yüzlerce kitabýn, boyunlarýný büküp soran bakýþlarla kamyonlara hoyratça atýlýþý... Aðlamayý unutacak kadar donmuþ ve büyümüþ gözlerle ana babalarýnýn bacaklarýna sarýlan, oradan, konu komþunun zorlukla koparýp götürdüðü çocuklar...Elleriyle, göðüslerine oyuncaklarý gibi bastýrdýklarý ana-baba yüreðiyle, aile büyüklerine ya da komþulara emanet edilmiþ küçücük çocuklar... Morarýp buza kesmiþ, artýk yýllarca birbirine deðmeyecek dudaklarýn birbirlerine, gizlice, kýsacýk, orada hep donup kalacak, hep anýmsanacak veda öpücükleri... Neden gündüz gelmezler? Neden hep karanlýða sýðýnýrlar? Neyse...Þimdilik, anlý þanlý adlarý ziyaret ettiklerinden sanýrým, yeni yeni öðreniyorlar, þafaðýn sökmesini beklemeyi. Sýradan insanlara karþý da bu nezaketi gösteriyorlar mý acaba ? Neden, yazan, bilinen, tanýnan düþünen kiþilerin, aileleriyle yaþadýðý evlere, arabalar dolusu görevliyle ve otomatik silahlarla gelirler? Komþu evlerin küçücük küçücük aralanan perdelerinden içeriye kocaman kocaman korkular sýzsýn diye mi? Teknolojinin bugünkü olanaklarý yoktu bir zamanlar. Uzaydan telefonlara yüklemeler, bilgisayarlara sýzmalar vs... Cep telefonlarý yoktu. Telefon bile her evde bulunmazdý. Bilgisayar dediðinse henüz yeni doðmuþ dev bir bebekti. Ne garip...Canlýlarýn yavrularý küçücük doðuyor, sonra büyüyor. Teknolojinin yavrularý ise kocaman doðup sonra küçülüyorlar, görünmez bile oluyorlar deðil mi? Kimi evlerden, orada yaþayanlarýn hiç görmediði silah çýkýverirdi bazen. Kimi evlerden, orada yaþayanlarýn hiç bilmediði kâðýtlar, belgeler, isim listeleri, defterler, yayýnlar... Bildikleri de vardý elbette. Okuduklarý kitaplar, el altýndan ulaþtýrýlmýþ yasaklý yayýnlar da vardý ama çok þey de yasaktý doðrusu. Üstelik bunlardan alýnacak ceza, öðrenmekten vazgeçmeðe deðer, gözealýnmaz türden deðildi ki... Görmedikleri, bilmedikleri KANITLARIN, evlerine sokuþturulup týkýþtýrýlmasýndaki amaç, CEZAYI ARTTIRMAK ÝÇÝNDÝ. Bakýn, ne kadar çok suçlarý var, demek için. Ceyhun Atuf Kansu’nun “Baðýmsýzlýk Gülü” adlý güzelim þiir kitabý “Baðýmsýzlýk” sözcüðünden ötürü suç kanýtý sayýlýrdý da Sovyet devrimini anlatan “Saat On Üçte Generalim” kitabý, “general” sözcüðüne hürmeten rafta kalýrdý. Böyle bilgiliydiler (!)... Filmin ilk sahnelerinde az sayýda oyuncu görülürdü. Emekçilerin haklarýný arayan demokratik örgütlerin yöneticileri olurdu bunlar. Filmin makarasý ileri doðru sardýkça, sokaklar, vapur iskeleleri, terminaller, garlar, üstünde iri puntolarla “Aranýyor” yazýlý fotoðraflarla donanýr, radyo ve TV’den (O zaman TV’ler yoktu) bitmek tükenmek bilmez künyeler okunurdu. Bir yandan, doksan günlük gözaltý süresince durmaksýzýn çalýþan iþkencehaneler, dolup taþan mahpushaneler, bazýlarý onlarca yýl bitmeyen mahkemeler, daraðaçlarý... Sonra görülmemiþ bir yaðmur...Kapkara bir KÝLLE iyice yoðrulmuþ “ölü topraðý”ný yeryüzüne indiren bir yaðmur. Bardaktan boþanýrcasýna... O güne deðin uyanmaya çabalayan, Hanya’yý Konya’yý anlamaya çalýþan toplum, artýk iyice bulanmýþ, sarýlýp sarmalanmýþtýr bu yapýþkan ve kazýnmasý ZOR olan kile. Bu kil, arka planý görmeyi engeller. Arka planda yoðun bir çalýþma vardýr. Anamal (Kapital) büyür ve karanlýðý seven ellerde yoðunlaþýr, el deðiþtirir, yeni ortaklýklar kurulur. Topraklarýmýza, arazilerimize, ulusal servetimize bir þeyler olur. Kil öyle yoðundur ki biz, olan biteni göremeyiz. Yýllar yýllar yýllar gelir, geçer... Sonra... Ben, zorla, sürekli ve kaç kez seyrettirilen bu filmi izlemekten býktým.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Vildan Sevil, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |