Hiçbir þey insan kadar yükselemez ve alçalamaz. -Hölderlin |
|
||||||||||
|
Ruhu özgür kýlmanýn ve sonsuzluða doðru yol almanýn koþullarýný da hem yaþayacak hem de gösterecek bir tutum almak durumundadýr yazar. Ýnsanlarý dünyaya baðlayan, baðýmlýlýklarýný daha da artýran deðil, onlarý baðýmlýlýktan kurtaracak deðerleri bulup ortaya çýkaran biri olmalýdýr. Ýþte þiir bu. Günümüzde þiirin olmamasý da, þiirin sadece dünyaya indirgenmesi yanýlgýsýndan dolayý þiir meleði, ilham perisi kalmadýðýndan .Samimiyet olmadýðýndan melekler yanaþmýyor yanlarýna, yaklaþamýyor daha doðrusu. Þiir perileri þiir getirmiyorsa, baþka dünyalardan þiiri þiir yapan asýl malzemeler olan koku ve tad getirilmiyorsa ne yapsanýz þiir olmuyor. Olsa olsa “ kapalý þiir safsatasý” olur Ve siz oturup okurlarýn kendilerini eðitmesini ve sizin seviyenize ulaþmasýný beklersiniz. Halkýn da baþka iþi gücü yok bir ömür boyu sizin imgelem dünyanýzýn içinde çýrpýnýp duracak. Evet þair, herkesin göremediðini gören, bunu da þiirlerinde gösteren bir sezgi ustasýdýr. Görmek derken sadece gözle görmek anlamýnda almýyorum elbette. Duymak , bilmek, sezinlemek, fark etmek. Bunlarýn hepsi ve belki de daha çok þey. Gören bir göze, bir üçüncü göze sahip olmak için de þairin çok okumasý ve her þeyden haberi olmasý gerekir. Felsefe , sosyoloji, tarih, biyoloji, coðrafya, fizik ,kimya, mantýk hatta matematik vs..Ve her þeyden önce de bu bilgilerini þiire dönüþtüreceði dili çok iyi bilmelidir. Bu bilgilerini, kendi þairlik duyarlýlýðý ve yeteneðine katarak içinde yaþadýðý toplumu, evreni gözlemleyecek, sorgulayacak ve sezgileriyle keþfettiði ideal olana doðru insanlarý yönlendirmek için bir ýþýk olacaktýr. Bu sözünü ettiðimiz üçüncü göze ister sezgi denilsin, ister kalp gözü, ister ruh gözü, ne denirse denilsin , eþyadaki gizlenmiþ gerçeði ve güzelliði görebilecek bir göz mutlaka olmalýdýr. Bu göze sahip olmak elbette öyle kolay deðil. Þairin düþüncesi ve þiirinde gösterdiði iyi, güzel ve doðru olaný kendi yaþamýnda da bizzat uygulayarak sahip olabilir bu göze. Derler ki þairin yaþamý bizi ilgilendirmez. Yaþamýnda kötü, huysuz sevilmeyen davranýþlar gösteren biri olsa da, onu þiirlerinde deðerlendirmeliyiz. Önemli olan þiirinde verdiði güzellik duygusudur. Kesinlikle hayýr diyorum bu görüþe. Çok eleþtiri geleceðini de biliyorum bazýlarýndan. Ama kendisi, ruhu, davranýþlarý güzel olmayan birisinin þiirlerinde güzellik yaratacaðýna inanmýyorum ben. Bu þiirlerin ruhsuz ve samimiyetten uzak olduklarýna inanýyorum. Þair özü ve sözü bir olmalýdýr. Ve ancak bu þekilde görebilen farklý bir göze sahip olacaðýna inanýyorum. Yani þairin ruhu temiz olmalýdýr ki herkesin göremediðini gören bir göze sahip olabilsin ve þiirlerinde de gösterebilsin bu gördüklerini. Mevlanalar, Yunus Emreler nasýl yaþadýlar ve neler yazdýlar da bu günlere kaldýlar dersiniz? Bugün çokca þahit olduðumuz gibi þiþinmek ve böbürlenmek, her yerde zýrt pýrt kendini ortaya atmak, kimselere söz vermemek sürekli konuþup milleti býktýrmak, bencil bencil davranýþlarda bulunmak iyi þairlerin yapacaðý þeyler deðildir. Þairler televizyon alýcýsý gibi olmalýdýr. Antenlerin yönünü iyi yöne çevirmek lazým. Hem bu antenler sadece þairi göstermeyecek þairin yüzüne çevrilmeyecek þekilde. Sonsuza ayna gibi ama asýl önemli olan þu: antenlerin çevrildiði yönün doðru olmasý demek, þairin yüreðinin bir yerlerindeki tefekkürün de bulunduðu derin bir yer olmalýdýr. Hakikatin göründüðü, özne ile nesnenin iç içe geçtiði o ilahi ve manevi yer. Antenler buraya ayarlý olmalýdýr ki þair hakikati hem görebilsin hem de yaþayabilsin. Bir de antenlerin iyi çekebilmesi için iyi donanýmlý antenler olmasý gerekir. Bu ne demektir? Þairin adam gibi adam olmasý demektir. Sevgi dolu, kýskanç olmayan, kendi çýkarýný deðil insanlýðý düþünen güzel bir insan olmasý gerekir. Bu nedenle de “þairin kendisi , kiþiliði önemli deðil, þiiri önemlidir” saf-satasý bütün geçerliliðini yitiriyor ve kötü þairlerin, bencil þairlerin (þair diyorsam sözüm ona þairler yani) bir yutturmacasý haline geliyor. Böylece þairin de þiirinden ayrý tutulmasý mümkün deðil çünkü þiir þairin tam kendisi hatta o þiir uðruna kendini feda ederek baþtan aþaðýya þiir olmuþtur þair. Þimdi durum böyle olunca; bir þairin neredeyse bütün yaþamýný içine koyduðu ve bir güzellik içinde ürettiði bir þiiri kitlelerle paylaþmasýndan doðal ne olabilir? Neden kimseler anlamasýn diye kuþ diline çevirsin ki? Ve neden geniþ halk kitlelerine deðil de, çok küçük bir elit tabakanýn hizmetine sunmak istesin ki? Daha çok insan þiiri anlasa ve yaþamýna anlam katsa, þairin ne kaybý olabilir ki? Ve çok merak ediyorum: neden bugüne kalmýþ en büyük þairler hep anlaþýlýr olmuþlardýr da deðerlerinden hiçbir þey kaybetmemiþler; tam tersine halen daha en çok okunan onlar olmuþlardýr? Durup düþünmek lazým!.. Demek ki gerçek þairler aynayý ya da kamerayý sonsuzluða, benciller ise kendi yüzlerine tutarlar. Ekranda hep kendi yüzleri belirir de þiþinip dururlar.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Coþkun Karabulut, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |