Türlü Yaptım Türlü
uy anam, uyu!..bu ne pahalılık böyle!..ey uçuyor hayat!..saklandığın yerden çık gel artık beh!..
"Yazmak, aslında, 'Ben burada değilim' demenin en dolaylı yoludur." – Franz Kafka"
"Yazmak, aslında, 'Ben burada değilim' demenin en dolaylı yoludur." – Franz Kafka"
uy anam, uyu!..bu ne pahalılık böyle!..ey uçuyor hayat!..saklandığın yerden çık gel artık beh!..
Merhum Recep Yazıcıoğlunun halleri şahsına münhasırdı. Çok kere güleçti, fakat bazen yaşadıkları onu sertleştirirdi. Anadolu insanının doğal ve sıradan duruşu onda da vardı. Gösteriş meraklısı değildi. Halkla bürokrasi arasındaki uçurumları sevgi köprüleriyle birleştirmişti. O sadece Tokatın, Erzincanın, Aydının, Denizlinin değil, bütün Türkiyenin valisiydi. Onun uygulamaları halkla devlet arasındaki
YZ
ne çok pahalanmış bu evler beh:)))
Kerem Eksen
Onu tanıdığımda 12 yaşında bir çocuktum. Güneşli Köyü İlkokulu'nu bitirmiş, Köprübaşı Ortaokulu'na yeni başlamıştım. Gerçi o zamanlar ortaokulla lise tek çatı altındaydı. Okulun adı Köprübaşı Lisesi olarak geçiyordu. Ortaokul da onun bir parçası olarak eğitim öğretim hayatına devam ediyordu. Köyden geldiğim için ilk günler biraz çekingendim. Ne de
Maraş Dondurmacısından dondurma alacak arkadaşlar kulak verin ve beni iyi dinleyin şimdi. İki kişi eğer Maraş Dondurması alacaksanız dondurmacının size varyete yapmaması için birbirinize amirim ya da komutanım filan diye hitap edin ki dondurmacı da bunlar ''Ya asker ya da polis.'' diye düşünüp artistlik yapmasın size ve yanınızdakine...
Gümülcine ve onun yanı başındaki İskeçe, İstanbul'dan çok daha evvel Türk-İslâm yurdu olma şerefine nail olmuştur. Türk-İslâm kültürüne ait unsurlarla tezyin edilen ve Türk kokan Eski Cami ve İstanbul'un kadim sokaklarından farksız olan Gümülcine sokakları bunun canlı şahididir. Şehrin muhtelif yerlerinde elif gibi dik duran çınarlar Osmanlı yadigârıdır.
Eveeet sayın vatandaşlar gele gele memleketimizin en önemli sorunlarından birisi olan Erken Boş Alma Sorunlarını irdelemeye ve incelemeye, parça pinçik yapmaya hatta bunun üzerinde tartışmaya, fikir teatisinde bulunmaya, panel manel yapmaya, konferans vermeye var mısınız? Özellikle gençler bu konuda çok dertli ve sıkıntılı...
Bu metin, modern hayatın acımasızlığı karşısında insanın yalnızlığını ve iç dünyasını anlatıyor. Düşüncelerin, söyleyemediklerimizin ve içimizde tuttuklarımızın ağırlığını vurguluyor. Sahte dostluklara kanmamayı, düştüğünde kalkıp devam etmeyi ve en önemlisi kimseyi kendimiz gibi bilmemeyi öğütleyen, hayatın gerçeklerine dair derin bir düşünce akışı sunuyor.
Doğduğu zamanlarda tebessüm ediyordu Doğu, Batı ise hiçbir zaman vazgeçmedi kahkahadan. Sırf bu yüzden perdeler diktirdi kahkahaları giydirmek için ve alkışlattı onu. Ciddiyet kadar komik bir şey yoktu! Ciddi Olmanın Önemi adlı oyunu seyredenler kırıldı kahkahadan...
Varoluşun yarattığı sıkıntıları, problemleri, acıları, soruları çözümlemenin tek bir yolu var: Varoluşçuluk. Özgür düşünceye dayanan, her türlü otoriteyi reddeden, insana varoluşunun farkında olmasını sağlayan bir varoluşçu anlayış.
ben ele almış olduğum bu konuyu siz değerli okurlarımın bilgilendirilmesi amacı ile satırlara dökmüş bulunuyorum.
görüyorum ki insanlar bir başkasına hükmetmeyi marifet sayıyor bunun hoş bir durum olmadığını anlatmak istiyorum.
Selim İleri