Türlü Yaptım Türlü
uy anam, uyu!..bu ne pahalılık böyle!..ey uçuyor hayat!..saklandığın yerden çık gel artık beh!..
"Yılbaşı gecesi, tüm iyi niyetlerin bir yıl sonra tekrar çöpe atılacağı o büyülü andır." – Oscar Wilde"
"Yılbaşı gecesi, tüm iyi niyetlerin bir yıl sonra tekrar çöpe atılacağı o büyülü andır." – Oscar Wilde"
uy anam, uyu!..bu ne pahalılık böyle!..ey uçuyor hayat!..saklandığın yerden çık gel artık beh!..
Borç, sessizce hayatımıza sızan ve zamanla bizi esir alan bir misafir gibidir. Bu metin, borçla mücadelenin aslında büyük bir savaş değil, küçük ama kararlı adımların toplamı olduğunu anlatıyor. Kredi kartının cazip tekliflerine kanmak yerine, nakitle yaşamanın dürüstlüğünü vurguluyor. Borçtan kurtulmanın ilk adımı, içimizdeki "Bu yükü indireceğim" diyen sesi
YZ
her ne varsa dünyada; bizim içindir, unutma!..
Kemal Tahir
"Hayat Üstüne..." yaşamın kısalığı ve zorluğu üzerine düşündüren samimi bir iç döküş. Yazar, hayat yolculuğundaki dönüşümünü anlatıyor: utangaç bir gençlikten özgüvenli yetişkinliğe, sonra iflas sonrası içine kapanmaya. Zaman kavramı, bekleme sanatı ve beklentilerin tehlikeleri üzerine derinlemesine bir düşünce akışı sunan, hayatın karmaşık doğasını sorgulayan içten bir metin.
Zaman ve ölüm algımızı sorgulayan, felaket filmlerindeki paradoksal duygularımızı irdeleyen düşündürücü bir metin. İstatistiklerin soğukluğu karşısında bireysel hikâyelere duyduğumuz empatiyi, kitlesel ölümlere karşı geliştirdiğimiz duyarsızlığı ve "bana olmaz" yanılgısını eleştirel bir bakışla ele alıyor. İnsanın kendine ve dünyaya bakışındaki çelişkileri ustaca özetliyor.
Merhum Recep Yazıcıoğlunun halleri şahsına münhasırdı. Çok kere güleçti, fakat bazen yaşadıkları onu sertleştirirdi. Anadolu insanının doğal ve sıradan duruşu onda da vardı. Gösteriş meraklısı değildi. Halkla bürokrasi arasındaki uçurumları sevgi köprüleriyle birleştirmişti. O sadece Tokatın, Erzincanın, Aydının, Denizlinin değil, bütün Türkiyenin valisiydi. Onun uygulamaları halkla devlet arasındaki
"Kalabalıkların Yanıltıcı Gücü" - Bu metin, toplumda yaygın kabul gören fikirlerin mutlak doğru olmayabileceğini vurguluyor. Çoğunluğun bir şeye inanması onu gerçek kılmaz, sadece yaygın bir kanaat haline getirir. Hakikat, kalabalıkların oylarıyla değil, eleştirel düşünce ve sorgulamayla ortaya çıkar. Toplumlar sorgulama yeteneğini kaybettiğinde, milyonlarca insan aynı anda yanılabilir.
Bu metin, modern hayatın acımasızlığı karşısında insanın yalnızlığını ve iç dünyasını anlatıyor. Düşüncelerin, söyleyemediklerimizin ve içimizde tuttuklarımızın ağırlığını vurguluyor. Sahte dostluklara kanmamayı, düştüğünde kalkıp devam etmeyi ve en önemlisi kimseyi kendimiz gibi bilmemeyi öğütleyen, hayatın gerçeklerine dair derin bir düşünce akışı sunuyor.
Alman Emekli vatandaşları her sene değişik ülkeleri ki bunun içinde bizim ülkemizde mevcut, yaz tatillerinde gezebilmektedir. Türk Emeklileri ise ancak kendi köy ve kasabalarına ya da şehirlerine gidecek maddi imkanlara sahiptir. Bu nedenle alman emeklilerinin ayakkabıları çok gezdikleri için Türk Emeklilerinin ayakkabılarından daha çabuk ve daha fazla yıpranmaktadır...
Yüreği Türklük için çarpan şair Hüseyin Nihal ATSIZ "Kahramanlık" adlı şiirinde gerçek kahramanın portresini bakın nasıl portresini çizmişti: "Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir,/Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmemektir./Ölmezliği düşünmek boşuna bir emektir;/Kahramanlık: Saldırıp bir daha dönmemektir.//Sızlasa da gönüller düşenlerin yasından/Koşaradım gitmeli onların arkasından./Kahramanlık: İçerek acı ölüm tasından/İleriye
Maraş Dondurmacısından dondurma alacak arkadaşlar kulak verin ve beni iyi dinleyin şimdi. İki kişi eğer Maraş Dondurması alacaksanız dondurmacının size varyete yapmaması için birbirinize amirim ya da komutanım filan diye hitap edin ki dondurmacı da bunlar ''Ya asker ya da polis.'' diye düşünüp artistlik yapmasın size ve yanınızdakine...
Faruk Duman