Şiirin Hikâyesi: Vurgulanan Denizin Şiddeti: Serenay Özkan
Vurgulanan Denizin Şiddeti Şiirin Hikâyesi: Serenay Özkan / Kavurucu yaz sıcaklarında her yıl denize gitmek âdettir bir kere. İşte böyle bir güne
"“Edebiyat o kadar ciddiye alınmalıdır ki, kendini hiç ciddiye almamalıdır.” – Umberto Eco"
Vurgulanan Denizin Şiddeti Şiirin Hikâyesi: Serenay Özkan / Kavurucu yaz sıcaklarında her yıl denize gitmek âdettir bir kere. İşte böyle bir güne
Ece dediğin / rastlantı... / Okulunda sonbaharın... / Kızına yol açan mevsime kistik dertler yükle
Sen gittiğinden beri hava daha erken kararıyor, biliyor musun? / Bir bardak çayı demlememle soğuması bir oluyor artık. /
Bir adım bile gelmedin, / ben yolları kendi tenimde yürüdüm. / Ayak izlerim, kalbinin eşiğine değmeden /
bir şarkı paylaştın, / sözlerinde ben vardım. / ama adımı söyleyemedin — / o yüzden sadece
bir sandalye eksikti odamda, / sen gittin — / ve oturacak yer kalmadı bu hayatın içinde bana.
Kedi Gözü Ay / Kefenimden karanfil çalan siyah / Ay gebe senden / Kedi gözü ay
Mezar / Sanmayasınız ki yalnızca mezarda ölü Canlı mezar yok mudur? / Bağırıma, bağırıma bomboş /
Yeşil Saçlı Kadın / Tanrı doğarken hüzünle bağıran tene / Göğüslerine şiir konarmış kadınların / Ve
\*\*Tanrı 'nın Aynası \*\* / Uzuyor dallar, ne de güzeller / Dağları kediler kamçılar, iki patili adımlar
Sarı Ay / Gecelerim de içim gibi / Aysa saçların gibi / Sarı /
Siyah Martı / Kaldırımlardayım, üstte siyah bir martı / Beyazlan eski yağmurda / Maviydi, mavi bulutlar
Yağmur Yağıyor İnce Gönül / Aklar ağlıyor ağır sesiyle / Üşüyorum, yağmur yağıyor ince gönül /
\*\*Viata\*\* / Gece ağaçların dalları kefen sayarmış / Aysa üstte çiçekleri / Ak gül elimde
\*Mavi Ejder\* / Bir tün mehtap çıktı göğe / Saye bir buluttu yelesindeki maviliği yutan /
Ay çok saf, parlak ve yalancı / Parlaklığı çalıyor kan kırmızısına / Kara gecede / Pencerede
Günler geçti, haftalar, aylar geçti ve ben aynı ruh halimdeyim. Değişen sadece mevsim. Şikayet etmiyorum, sızlanmıyorum, zamanı yakalamayı bıraktım. Yani, öyle bir şey.
Yalnızlıklar Efendisi / Ben yalnızlığın efendisi / Geceyi saran benim kara serçemdir / Kaderlidir bahçelerim gecenin gecesinde
bulup kendini / bir kuyunun dibinde / gecenin en karanlık anından / sırtlayıp taşımış yanıbaşına
ve / cesedin / dolanır / tüm evreni / sahibini /
Öyle uzak durma, gel ki gidelim,öyle bir yer var, her mevsim bahar / Kuşlar selam verir, kuzular sorar, orada hasret olmaz, dost,
Belki de saat kursak buluşmak için daha disiplinli olmuş olacağız Sevgili Günlüğüm✍🏻 / Yeni yaşımızın ikinci yazısı ile saygıyla, sevgiyle şükürler olsun
Geçip gitsin istedim, / Boynuma dolanan zamanın; / Hatırlatsın istemedim, / Ölgün duygularını yaşamın. / Kanat çırpışında o son demlerin, /
Ayaklarının altında görmedim cenneti, / Merhametinde gizli. / Şefkatle örülmüş bir hırka gibi / Sarıyor şimdi
Yaşamın iç içe geçtiği vakitlerde, / Sarmal halkalarında umudun, / Gördüğüm ne varsa sana dair, /
Münafıkların günahı, / Müslümanların ödediği bu bedel. / Yıllardır; / Çocuk, genç, yaşlı demeden
Az önce geçti buradan / Buram buram cennet kokan / Burağan bir rüzgâr. / Amber dõktüler,
Merhaba Sevgili Günlüğüm✍🏻 / Ne güzel bir gün, bugün. Bizim için ne kadar özel. / Çiçeği burnunda taze gelin
Biliyorum, / Ne zaman çözülecek bu bilmece. / Bekliyorum, / Oyunun bitmesini. /
Bir kahve bardağı duruyor masada, / eski bir gün gibi, / üzerinde parmak izlerin, / benimkiler
Bir dal kırılır, sessizce, / aşk, göğün omzuna düşer. / Sen bir bahar, ben dalında çiçek, /
Ey mâh-rû-yi dilber, nazarın bir bâde-i nûş, / Gönlümde muhabbet, âteş-i hasretle bir kûş. / Sîne-i virânemde, özlemin bir
Gölgeleşen bir akşamda, sen ve ben, / İki yabancı, iki yolcu, iki dünya arasında. / Senin gözlerin, iki deniz,
Bir mum alevinin titrek ışığında / sana yazılmış harfler görüyorum: / Kelimeler, ne geceye sığar ne gündüze,
Yalnızlık, / Gölgem benim; / Asla kaçamayacağım zindan. / İçinde ne başka mahkûm var,
"Ülkemin kara yazgılı çocuklarına ithafen..." / Ben henüz üç yaşında / Küçük bir kız çocuğuyum; /
Kışın açan bir beyaz gül, / Meydan okur ya soğuğa: / Var olmuştur bir kere; /
Deniz yarılmasa da olur, / Zalimler boğulmasa da. / Tamam, atma asanı yere, / Sihirleri yutmasın.
Her uyandığımda, / İsminle başlıyorum güne. / Yok diyorum kendi kendime: / Gitmemiştir, buralardadır hâlâ.
Bir vapur geçer karanlıklar içinde, / Serdümeni mahir bir kumandan. / Ak mı ak, yiğit mi yiğit,
İki çuval gazoz kapağım vardı, / Dedi adam. / Kimini toplayarak elde etmiştim, / Kimini üterek,
Yorulmadın mı hâlâ? / Koşup durmaktan bıkmadın mı? / Haydi çocuk, gelsene bana. / Bilyeler, gazoz
Hadi!bir şey anlat, durmayalım sessiz, sessiz / Yaşamıyor gibiyim, sanki kaldım nefessiz / Çok zaman oldu, sustun sebebsiz
Bir papatya ile neler yapılabilir ki? / Saksıya dikilebilir mesela... / Kökleriyle sıkıca kavrayıp, / Keyfince
Haydi aç kollarını! / Bak, martılar geliyor. / Dalgalar köpürdü köpürecek, / Bir kayık geçiyor.
Ben seni usul usul değil, / yangınla, / ateşle, / öfkeyle seviyorum. /