Yar (15 Şubat Şiiri)
Ömrümden ömür geçti, kavuşamadık bir türlü be yar. / Kozlarımdan kozlar geçti, gerçeklerden hep kaçtım ah yar. / Öngördüklerim
Ömrümden ömür geçti, kavuşamadık bir türlü be yar. / Kozlarımdan kozlar geçti, gerçeklerden hep kaçtım ah yar. / Öngördüklerim
Çakıldın kalbime sanki mıh gibi, söküp atamadım, yerin orada / Bir selam gönder, bazı hatır sor, dost, dostu sorar, bazı arada
Böyle düşündükçe de tam sırasıydı aslında… O’nu dahi anlayan birileri vardı… Rabb’inin O’nu tekrar hak ettiği yere koyması için sadece sen haklıydın demesi yeterliydi ama…
Bu dünyanın kuralı bu: / Gelen gider, giden gelmez / Iskalamaz, sıralı bu / Gelen gider,
Bu öyküyü Gülabi aşiretine ithaf etmiş.
Kör sandın gözlerimi, / Tanrı değilim! / Rüzgara göre de eğilmez başım, / Yaradanın bana üflediği
Ne kadar bomboş olduğunuzu sizlerin yüzüne vurmak istiyorum ya da ne kadar alkolü sevdiğimden akıl oyunları yapıyorum… Hangisi doğru? Hangisi yanlış? Bilemezsin… Bilsen dahi… Ne
Çok hazindir ki, kendisini devlet zanneden ve devletin başına çöreklenen çoğunluğu cahil, sözde politikacı ve devlet adamları, Platon’un adını bile duymamışlardır…
Ey aynadan yansıyan / / Cesaretin var mı yüzleşmeye / / Bu ayna sahte değil / / Hakikat aynası
yalnızlığını / örtemedi / bir türlü / satır / satır /
uçurumdan / attı / insanlığını / nehrin denize / karıştığı yerde
şu endâm / boy pos / salına salına / basıp üzerime / geçip
hapsettim / içime / benliği / kapattım / sımsıkı /
Rüzgar neredeyse fırtınaya çevirmiş, havada artık yalnızca yapraklar değil küçük dallar, at kestaneleri uçuşuyor. Her yandan sesler geliyor. Ağaçların gevezeliği tutmuş yine. Birbirlerine sesleniyor, birlikte
5 Dolar / Kısa sakallı, 70-75 yaşlarında; yılların yüzünde bıraktığı derin çizgilerle, etrafına kendinden emin bakışlarıyla, düzgün temiz giyimli,elinde ki bastonla yaşama
bineği / rüzgâr olan / kuşlar gibi / bir vâsıta / arar gönül /
zamanı kalmamış bir hastaydım, / acımın önündeydi istencim. / soru sormazdım, / yardım almazdım,
O siyah içeceğin / ne lüzumsuz bir şey olduğunu / bilmezdik anlamazdık / çocuktuk...
Geldim yine / İçimde kopan fırtınalarla yanına/ / Parçalandı yüreğim / Dağıldım ben baba/ / Mezarının başında çocukluğum geldi
Ağacın özü, / yiğidin sözü, / sevdanın közü- / dür yârin gözü. /
Her şey güzel bir abimin mesajlaşmasına salça olmamla başladı. Hayırdır ya, o parmaklar bir türlü durmuyor, manita işleri falan mı dedim. Çelik çıkıyor Fogo’da, onun
Deli oldum bunu bitirmek için, otobiyografik bir metindir, saçma bulabilirsiniz; değil!!!! SİTE SÜPER OLMUŞ!
açsam / mı / açmasam / mı / okusam /
delik / kadifeden / kesesi / döker / durur /
Hele dur; / Acaba bugün ne olacak? / Mutlaka olacak / Kötü olacak... / Deme öyle deme; /
Neydi olacağı? Otuzunuzu geçtikten sonra hala elinizde dahi kalmayan bedeniniz ile arzulanmanız mı? Öyleyse ne güzel... Allah yolunuzu açık etsin ne diyeyim.
siz değerli okurlarıma hayatın iki kelimeden ibaret olmadığını anlatmak istediğim kısa ve öz bir yazı yazma gayretinde oldum.
fiziksel / bir / taklit / bir / taklit ki /
Gün sonunda ise; konu bizim ne düşündüğümüz değil. Konu şu. Fanusu kontrol eden ne istediyse o oluyor... Bunu mesela yeni yeni fark eden portakal renkli
Hayat koca bir dağ gibi ağır / Yükü omuzlarımda / Sevdan bir alev gibi / Yanar
gün / gelir / dôner / geceye / aydınlıkta /
yaptın / yapacağını / dahası da / beklenmezdi / senden /
tanımadı / önce / umursamadı / sonra / bir /
sessiz / sedâsız / usulca / geçtim / gibi /
ölçü / kaçar / ve / sorar / insan /
en / ücrâ / köşende / sobelendiğinde / biter /
oysa / iş / çok / ciddîydi / inan /
Hani diyorlar ya... Ben lafa değil icraata bakarım diye... Ben de bu kafadayımdır mesela.
Bir çürük ipliğe hülya dizmişiz ; uzun, umutlu, hülyalı bir yolun menziline yaklaşırken bunu anlamanın yorgunluğunu taşıyorum şimdi üzerimde... Zaferlerim zafer, sevinçlerim sevinç değil ki
Kafiyelerle mi saklanır şiirler, / Her dörtlükte bir boşluk, / Satır arası bir yaşam, / Çamur kar kış, / Güneş çıkana
Denizin o derin mavisinde / Bir ormanın yeşil gölgesinde / Güle aşık bülbüllerin sesinde / Cemalin aşikar oldu
Evrim teorisi, Charles Darwin'in 19. yüzyılda geliştirdiği, canlıların ortak bir atadan türediğini savunan bir masalsı kuramdır. Ancak, bu teorinin en zayıf noktalarından biri, fosil kayıtlarının
değerli okurlarım bu yazımda da sizler için kaleme aldığım bu yazımda bilgiyi kısa bir şekilde anlatmak istedim sizler için kaleme aldığım bu yazımla umarım faydalı
Vaktiyle Sakaryaspor; kendisinin yıllar sonra en iyi seviyesindeyken, arkasını toparlayacak düzgün bir kaleciyi bir türlü bulamadı... Niye? Kalecileri hep falsoydu... Kah bilekleri burkuluyor, kah topa
Ne güzel söylemiş Şeyh Edebali / "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın!" / Hiç kimse taşlamaz meyvesiz dalı / "İnsanı yaşat ki devlet
İnsanoğlu, varoluşunun ve çevresindeki her şeyin bir amacı olduğunu derinlemesine düşündüğünde, bu gerçeği hem inançları hem de bilimsel bulgular aracılığıyla kavrayabilir. Kuran'da bu tema birçok
Evrim teorisi, insanın kökeni ve evrimi hakkında çok sayıda farklı görüş sunmuş, bilimsel tartışmalara yol açmıştır. Ancak, bu teori özellikle insanın maymunlarla ortak bir atadan
İnsan vücudunun anne karnındaki gelişimi, insanın yaratılışındaki en büyük mucizelerden biridir. Bu süreç, her yönüyle bir inşaatın adım adım ilerlemesi gibi dikkatli bir plan ve
İnsan vücudu, yaratılışındaki kusursuz düzenle her zaman dikkat çeken bir mucizeyi barındırır. Bu mükemmel düzen, genellikle günlük yaşamın koşuşturması içinde fark edilmeyebilir. Ancak, hastalıklar ve
Türk şiirinin tartışmasız yaşayan en büyük ustalarından biridir Arif EREN. Bu büyük söz ustasıyla ilgili bugüne kadar çeşitli araştırma-inceleme çalışmaları yapılmıştır. Fakat bunlara yeni halkalar
Dünya hakkında bildiğimiz her şey duyularımız aracılığıyla bize ulaşır. Görme, işitme, dokunma, tatma ve koklama, çevremizdeki dünyayla bağlantımızı sağlayan temel araçlardır. Duyularımız, bize çevremizdeki her
yıldızları / görebilmek / için / ellerimle / söndürdüm /