Öykü > Varoluşçuluk

heyecanlı

Naturel

...O evreni yaratan tanrı gibi yalnız ve sancılı, sağa sola ateşler bırakmış; o ateşler güneşlere dönüşmüş, soğumuş taşa, kayaya buza dönüşmüş ama yok. O yarattığı mavi gezegene ilk düşen yağmur damlası gibi; ardından yıllarca suya dönüşmüş fırtınalarla kayaları dövmüş, kayayı balçığa çevirmiş yine de yokluğunu var edememiş, dönüştüğü

üzgün

Difenbahya

Rüyanda zilyon tane porselen saksı, düştüğünde başının etrafında şarkılar söyleyip arp çalan küçük mavi melekler gibi. Yerçekimi halt yesin, uçuşuyorlar.

karamsar

Acının Çağrısı

Kapıyı çekti ve son anda, anahtarlarının içeride kaldığını fark etti. Kapıya bir tekme savurdu ancak kapı daha hızlıydı. Kapandı. Kapının hızına paralel olarak sağlam bir küfür savurdu.

düşündürücü

Kediler

Kendisi anne olamamıştı ama anne olan sokak kedisine iyilik yapmıştı hiç değilse!..O’da bir tanrı sayılabilirdi artık!..

karamsar

Dışarıda Herşey Aynı...

Aklıma Schopenhauer'ın bir sözü geliyor o dakikalarda; " Toplum ateştir." diyor
Ve bir diğer filozof Niezsche şöyle diyor! " Toplum hastalıktır."
Ve bir diğeri, Satre şöyle diyor; " Toplum yaradır."
Ve loke devam ediyor sözlerine; " Toplum sıradanlıktır."
Platon ise

endişeli

Görünmeyenler - Bölüm 17

Gözlerimi tam anlamıyla açamadığım gibi, bilinç yönündende başka dünyalardaydım sanki. İçimden zaman zaman, yerimden kalkıp pencereyi kapatmam gerektiğini belki yüz kere tekrar etmiştim, ama uyku daha ağır basıyordu gibi. Arada sırada göz kapaklarımı bir açıyor bir kapatıyordum, işte tamda o esnada Anna'nın karşımda duruyor olduğunu fark ettim.

olumsuz

Kapela

İteklemesiyle açılıyor kapı. Eve uzanan yolda ıhlamur kokusu, çok sever. Çayını değil de kendisini. Koca birer ağaç olmuşlar şimdi. Dolgun tanelerde dolaşan elleri “ Haticeee!” haykırışıyla utanıp kavrıyor valizi. Yüksek topuklar zeminde sendeleniyor. “ Patlama geliyorum.” Baş başa vermişte gelişinden habersiz çekişip duruyorlar. İnatçı iki keçi gibiler. Anası

nötr

Hayatın Anlamı

Kendi ölümümüz; hayatımızın nihayeti, yeni bir hayatın alâmeti, veya yalnızca bir merhale, teşekkül, transformasyon olacaksa... başkalarının ölümü bizim için ne ifade eder?

üzgün

Kömür Karasıydı Elleri

Adımları hızlanırken, nedir çilesi şu kadının diye düşündü. İlle de ütülü olacakmış giysileri. Ütüye kömür doldururken solgun parmakları sımsıkı kavrardı kırık ahşap sapı. Nasırlaşan avuçları bazı geceler yüzüne kapanırdı. Evden uzakta koca iki yıl. Neler değişmişti yokluğunda kim bilir? Topuk sesleri zeminde yankı bulurken vızıltılar bahçenin her yanında.

karışık

Dilemma 6. 45

İçsel bir kavga.
İkilem ve tereddüt olarak bireyin zihninde vücut bulmuş bir kavga.
Öyle ki, gündelik ve küçük bir detaymış gibi görünen bu kavga, çoktan Mr. Ticktock'un yaşam konsepti haline gelmiştir.

karışık

Duymuyorum

O duymuyorduBu sorunu daha çocukluk yıllarında fark edilmişti. Yakın çevresine göre Adnan o yaşlarda bile sağırdı. Ailesi de aynı düşüncede sayılırdı. Evet o kesinlikle duymuyordu. Çocukluk arkadaşları ise bu durumu farklı yorumluyordu.Onlara göre o işine geleni duyan, işine gelmeyeni de duymayan bir insandı.

karışık

Kriz Ortamında Ekonomik Garantili Konuk Ağırlama Önerileri

Dumanı üstünde susamlı, çörekotlu güzelim ekmeklerden yayılan kokular konukların aklını başından alacaktır. Oraya karakol da kursanız, konuklarınızı kuru ekmek yemekten alıkoyamazsınız. Ama, yanılıp şaşıp da, masayı değme yemeklerle donattığınız halde, ekmekleri masaya koymamış olsaydınız, yemeklere kimse banmazdı… Zira, ekmek bizim soframızın ana direğidir. O nedenle, soframızdaki katıklar her

karamsar

Baştan Karaymış Baştankaralar

Ne kadar çok anlatacak şeyi de varmış diye geçti aklından. Çocuklarına mı anlatıyordu bu hikâyeleri yoksa içinde o yaşına dek bir yerlerde sakladığı çocuksuluğa mı? Neşeyle gülüyor, burnunu, kulağını yakalamak için uzanan solucan parmaklardan bir türlü sakınamıyor kendini. Bir vakitler saçlarına düşen aklara takılırdı bakışları, şakaklarının üzerinde gençliğinin

Başa Dön