Öykü > Yeraltı
Şüpheli Şahıs
Lan dur şüpheli şahıs. Kimsin, necisin nereden geldin, nereye gidiyorsun. Çıkar lan kimliğiniNe iş yapıyorsun hemşerim. Antepten niye geldin İstanbula. Gardiyan mısın? Demek ablanı ziyarete geldin. Al lan kimliğini. Bak oğlum bura Antepe hiç benzemez. Burası İstanbul oğlum. Fazla kalma buralarda başın belaya girer. Adamı yerler, bitirirler oğlum.
Peygamber Devesi Yönelim Kuşağı
Evet adım kemaldi.
Olgun,kuzgun,uygun biriydim.sokaklarda şaraba başlıyordum.
1453\.
İsmet abi düşünceme göre sanırım evrimin en büyük kötülüğü bir erkeğin çiftleşme arzusu ile bir kadına ve ondan üretilen çocuklara bakma zorunluluğu olmuştur. Bu yüzden yine sabahın köründe yola koyulmuştum. Bu yüzden yine o taksi durağına gitmiştim. İşte bu yüzden o taksinin şoför koltuğuna oturmuştum. Şehrin insanlarını taşımak
Tanrının Dönemeci
oklavayla yoğrulan bir bir nesil görüyorum.gözleri kanlı,akılları iltihaplı,düşleri harp malulu.ve kanlı basur kokuyor merdivenler.sansür tuzun üstünde eriyor.
Görünmeyenler...
Benimkisi biraz delilikle varoluşun arasındaki ütopik o dünyayı arayıp bulmaya çalışma, yada yaratma çabası...
Korsan Çıkmazı
uyuşuk elleri cebinde bişeyleri yokluyordu.adam köşede varlığı zor seçilir şekilde duruyor ve yaklaşmakta olduğunu doğaya belli edecek biri ya da birilerini beklediği halinden belli oluyordu.biraz sonra doğaya varlığını belli edecekti o da.
Rıfkı
Rıfkı çok zeki bir çocuktu. Küçük dünyasında bile çevresinde dönen o koca dünyayı merakla izlerdi. Yumurtayı çok severdi. Bir gün komşusunun kümesine izinsiz girdi. Yumurtaların hepsini çalıp diğer çocuklarla beraber yedi. Bu daha sonra onda bir alışkanlık yapacaktı. Mahallesindeki diğer kümeslere de girdi. Kısa bir sürede adı yumurta
Adam ve Kadın
Dostoyevski keşke demenin ağırlığına şöyle değiniyor:"Aslında insanı en çok acıtan şey, hayal kırıklıkları değil. Yaşanması mümkünken, yaşayamadığı mutluluklardır.
Topuklarından Omuzlarına Kadar Kadın
Umarsız yada dalgındı. Belkide bazı şeyleri konuşmaya , düşünmeye , gerek duymadan yapıyordu . Göğüslerini göstererek dolaşıyordu . Güzel ve biçimli göğüsleri ve mahallenin kadınları kin kusardı , ona . Aklını yitirmiş bir kuzgun kadar masumdu aslında. Yarı deli, çok tehlikeliydi. Ne zaman düşünmeyi bıraksa , bedeni tedirgin
Eli Kanlı Toplum
Ön yargılarla ve dogmalarla örülü duvarlar arasındaki, hayata bir anahtar deliğinden daha küçük bir delikten bakan, içleri öfke ve kin yüklü insan yığınlarının çarpıttığı geçmişiyle yüzleşen Y., annesini yıllar sonra yeniden tanıyacaktır...
Süzülüyordu Kente O Karanlık Gece Gibi
Tepeden bakıyordu şehre,beyazlar giyinmiş o yüksek tepeden...Yirmi dört saat o beyaz elbisenin üstünde otururken kenti izliyordu o siyah lekeyle.Kucak açmıştı kimsesiz bir dağ,sarmıştı kollarıyla,unutması için bir daha hatırlamaması için basmıştı sımsıkı bağrına.Kenti dinliyordu kızaran kulaklarına aldırmadan,o kulakları sağır eden insan kalabalığının sesini.Herkes birbirine benziyordu yukarıdan bakınca,aynıydı herkes farklı
Mavi Gül Dalı ve Uçuruma Atılan Taşlar - 3
Yorgundu.Yorgunluğun son-ucu suskunluktu.Sustu.Suskunluğuna boğuldu.Yıldızlara masal anlatırken ama masalın sonunu bir türlü mutlu bitiremezken doldu.Gözleri doldu...
Mavi gül dalları arasındaki gece yürüyüşü bitmişti.Eteklerinde bir yığın yaprak,saçlarında tomurcuğa durmuş erik çiçekleri…Öylesine güzeldi gecenin içinde.Bu sadece düşteydi.Gerçekte neden hep hüzünlerdeydi?
Şehrin Patikalarına
labirent ; Bir yönsüzlüğe doğru ilerleyen ve gözlerinde irileşen dehliz geçitlerinin karanlıklarını gizlemeye çalışan üzgün insanların...
Kümeler
Son Eklenenler
-
01
-
02
-
03
-
04
-
05
-
06
-
07
-
08
-
09
-
10
-
11
-
12
-
13
-
14
-
15
-
16
-
17
-
18
-
19
-
20