Bir Gidiş Gittin Ki
Ne yana dönsem, ne yapsam, ne etsem bilemiyorum; yalnızlığın derin izini silemiyorum. ERDEN ERKİN...
Ne yana dönsem, ne yapsam, ne etsem bilemiyorum; yalnızlığın derin izini silemiyorum. ERDEN ERKİN...
SİMİTÇİ ÇOCUK
1970 yılının mayıs ayının bir öğleye doğru vaktinde herkes kendi alemindedir. Büyük soğukların hüküm sürdüğü, kar yağışının manzarayı beyaza boyadığı, tipinin, fırtınanın bol olduğu bir kış mevsimi etkisini kaybetmiştir. Yaz gelmiştir. Ağaçlar dallanmış, kovanlar ballanmıştır. Yemyeşil çimenler bitmiştir. Tomurcuklar ilk nefeslerini derin derin içlerine
Bu öyküyü İhsan Oktay Anar'ın vermiş olduğu ödev üzerine yazmıştım ve o öykümü yeterli görmemişti; çünkü öyküm bir Dede Korkut öyküsüne yeterince benzemiyor.
Bütün avlara umutla başlanır. Hiç av’ a gidip te elim boş döneyim diyen birine rastlamadım, ya da bana denk gelmedi böyle biri. İşte bizde bu umutla yola koyulduk.
Fırtınalı gecelerde kıyıya vuran dalgalarda bir sevdanın sesi yankılanır hala: “Ah Tamara! ”...
-Kim var orada?
-Bir keşiş, kimseye zararı dokunmayan yaşlı bir adam, karnımı doyurabilmem için bana bir metelik verebilir misin?
-Üzgünüm bende de hiç yok.
-O zaman çalışmalısın.
-Bunu bana sen mi söylüyorsun, dileneceğine sen çalışsana.
Benim Gözyaşlarımı Kimse Görmemeli diyorum çünki ağlamayı zaten sevmez oldum ama...Gülümseyebilmeli ağlar iken dahi...
toplumun değer yargılarını hiçe sayan bir çocuk.sçedrin'lik bir kahraman. o bir lider.insanların acı çekmesi onu sadistçe eğlendiriyor.uslanmaz, akıllanmaz karakteriyle çevresindekilere kan kusturuyor.