Rabia

Bu diyarın mahsulü salgın. Küçük, veba tuttu, babasına dargın.

yazı resimYZ

Boz tepelerle çevrili arazi, tek bağlantı batı yönünde. Tütün gelir o yoldan. Kimselerin uğramadığı gerdeksiz bölge. Yazlar bunak ve tuzlak, kışlar silik ve ıstıraplı. Kısır tarlada sabanı çekiyor. Kat kat büzüşmüş, çelik büken adaleler. Üç beş tane kalmış, Bey’e bile söven dişler. Gırtlağında tortulanmış, vadiden hisara varabilen güzellemeler. Gençliği vadide kaldı, bu kıraçta aksakal. Üç oğlu vardı, üç de atı. Parça tesirli sözler yuvarladılar önceki yıl. Biri savaşta şimdi, biri kaçtı. Biri de mezarda, beklemedi sırasını. Atlar serseri kaldı, gülüyorlar nallarıyla. Sür tarlayı ihtiyar Yahya, sabanın urganı omzunda, sabahın teri alnında.

Deliduman Çepni boyuna uzanıyor soyu. Bahadırlık ve düşmanla biperva savaşma, atadan kalma hassa. Şimdi oğlu öldürüyor, Rum’a karşı siper önü. Babalarından önce ölmeyen nesiller yetişir, utku ebedi kalsa.

Sefillikle el ense Yahya. Kemikli tavuklar yumurtaya kesik. Vadideyken ortanca giderdi ava, çift namlu çapraz, oğlan histerik. Bu çorak verimsiz, geyik çıkmaz, turunç kokmaz. Oğlan taşkın kimse tutamaz. Yahya şaşkın sıksan duymaz.

Küçüğün kılıcı yoktu. Vadideyken bir kayın dikmişti Yahya, 1.70’e varmıştı enikonu. Kayınla birlikte büyüdü çocuk. Vadi ikisine de verirdi suyunu. Küçükle terk ederlerken o yurdu, ağrıdı kayın, kurudu. Bu diyarın mahsulü salgın. Küçük, veba tuttu, babasına dargın.

Öyle bir yurttu, bakire yeşiller rakkase. Atlar o yeşillere teşne, ne yaptınsa gelmediler teskine. Yemenisi alca Rabia karındı o zamanlar, saçlarında yoktu tek bir keçe. Rabia, üç oğlun, üç atın… Ancak Hüma kuşunun erişebileceği bir yerde.

Üç kenar kangren tarla, üç güne bir kor yumurta. Kendini sabitledin kırçıl karartılara. Af ve insaf, kaybedenlerin dilediğidir demiştin. İşitilmeyen işkillenişlerin işi bitirmiş, işte işareti gelmiş, Rabia yetiş. Yemenisi alca Rabia’yı bacın sandın. Zihinsel engellerin ve dokunsal eksiklerin… Ve hasır altı inanç sendelemelerin… Her secdede dua etmiştin. Ortanca döner mi, savaş biter mi, ölü hiç dirilir mi?

Af, kaybedenlerin dilediği, sanırsın bu hale sebep Rum çeliği. Onurun bölüşüldü, her hisseye bir hikaye. Dersin; Tanrı böyle diledi, üç oğlum ondan yok şimdi, ister miydim bırakmayı gökçe vadiyi?

Alışamadın örtülü emirlere yüce kumandandan. Git sen de buradan topla pılı pırtıyı, giderken bağır şöyle: savulun tufan! Dönmek bereketli vadiye, son dilek naçizane. Ölmek doğurgan vadide, yeşerecek kayının altı rahmet. Tütününün sonu gelmiş zavallı geçkin piyade. Yalnız gidemezsin, Rabia, üç oğlun, üç atın… Birleşme batı hattındaki zemheride.

Ortanca dönmez, savaş bitmez, ölen dirilmez. Umut… atlar gibi, gelir mi gelmez mi bilinmez. Kabahatin var Yahya; ben, yemenisi alca Rabia.

Başa Dön