"“İyi bir yazar olmak istemiyorsan, kelimelerle kavga etmeyecek kadar iyisin demektir.” – Franz Kafka"

Öykü > Pastorel

karamsar

Karanlık Perdenin Püskülleri

\- Nereye lan dingiller.
\- Eve gidiyoruz oğlum. Sabaha kadar kahvede mi pinekleyeceğiz.
\- Yeme beni şimdi, bi kalem geç bunları...
\- Sana yalın borcum mu var?
\- Tamam, uzun etmeyin, gidin. Kendinize mukayyet olun ama…

heyecanlı

Zemheride Koca Dağ"ın Çağrısına Kulak Vermek!

Gece boyunca lapa lapa yağan kar, ufuk çizgisine dek görebildiği her şeyi bembeyaz bir renge mahkûm etmişti. Doğmakta olan güneşin, yoğun bulutların arasından sıyrılarak çehresini gösterebildiği günün şu ilk ışınları altında köy sakinleri bu canlılıkla tezat oluşturmak istercesine derin bir sessizlik içerisinde geceden kalma uykusuna devam etmekteydi henüz.

karamsar

Yağmur

Endüstri toplumları yağmuru sevmez.Bu hastalık bizim topluma da sirayet etti.Ancak bizler hayatımızın en önemli varlık kaynaklarından bu varlığa hem şükran duyduğumuz ve hem de ihtiyacımız olduğundan,ona asla sırt çeviremeyiz.Ancak genç nesil üzerinde bir istatistik yaparsanız hayal kırıklığına uğrarsınız.

olumlu

Bahar, İstanbula Hep Geç Gelir!

Komşu bahçede dut toplayan kızları görünce çok şaşırdım. Hani bahar, geç gelirdi İstanbula! Ama Doğa, bilir işini..ne bir dakika erken gelir, ne bir dakika geç kalır !!!

olumlu

Sonbaharda Gölcük

Bir göl ! Bir göl ki, masmavi... Sanki insan eliyle yapılmış misali; yemyeşil çam ormanının tam da ortasına bırakılmış bir avuç mavi su gibi... Ellerimin arasına alıyorum gölü; sığmıyor, taşıyor avuçlarımdan... Devlerin gözyaşları mavi mi olur ? Bilmiyorum ama; ayağıyla açtığı çukura, avuçlarında biriktirdiği gözyaşlarını usulca bırakan koca

üzgün

Küresel Kabus

Ormanlar kralının krallığını elinden aldılar. Rengarenk kanatlı güzellerin hava alanını bozdular. Uzun ağaçların uzun kemiricilerinin boyu kısaldı giderek. Çizgi filmlerde izlediğimiz, ağzını açtığında bir adam yutan göl sakinleri görülemedi bir daha. Yeşilin tonları giderek azaldı...

nostaljik

Kedi...

Kirpiklerinden tırmanan bir su damlası süzülüyor aşağıya, içinde salınan bir dünya, dünyadan evrene savrulan kuş sürüleri yayılıyor içime.
Yine bir şey söyleyemiyor, Yine susuyorum

dramatik

Kasabadaki Cinayet Ben ve Aşkım

(Üniversiteli bir genç kızın anılarından)
Kısık sesle konuşmalarımızın arasına, gülüşmelerimiz karışıyor, sesimiz duyulmasın diye, ağızlarımızı ağızlarımızla kapatıyorduk. Dudaklarımla mühürlüyordum aşkımın dudaklarını. Onun, nergisliğim dediği göğüslerimin üzerinde(...)

üzgün

Bir Avuç Rüzgâr

Denizle elele verdi, kayıklardan pek çoğunun iplerini kopardı, onları, isteseler de istemeseler de, engin sularda özgürce sürüklenecekleri bitmeyecek bir geziye çıkardı.

olumlu

Şeftali Çiçekleri

Üzerine bir yıldırım düşmesi tehlikesi vardı elbette. Ne kadar yükseklere çıkarırsa kafasını bu olasılık da o ölçüde artıyordu. Sonuçta yıldırımın da bir yerlere düşmesi gerek, öyle değil mi? Buna karşı kimsenin elinden bir şey gelmez, ağacın bile.

karamsar

Yeniden Bir Küçük Yaprak

Benjaminnin yüzündeki o umutlu gülümseme henüz sönmemişti ki rüzgar yeniden kavradı; silkeledi. Bastığı yerin ayakları altından savrulmasıyla iyice yapıştı bulunduğu dar, sıska dalın ucuna. Kök sapından eğildi, sağa sola sarktı uçuşan başını telaşl

olumlu

Şimdi Düş Zamanıysa...

Geldiğin şehir, geldiğin karmaşa, geldiğin yalnızlık arkanda kalıyor. Çok gerilerde bir yerde... Adını bile anımsayamadığın bir ülkede kalıyor anlamsız iç savaşların.

Başa Dön