Dışarda Sonbahar İçerde Bitmeyen İşler
Bazen herşey bunaltırya insanı işte tam o zamanda ne yapmalı bence.
Bazen herşey bunaltırya insanı işte tam o zamanda ne yapmalı bence.
Geldiğin şehir, geldiğin karmaşa, geldiğin yalnızlık arkanda kalıyor. Çok gerilerde bir yerde... Adını bile anımsayamadığın bir ülkede kalıyor anlamsız iç savaşların.
(Üniversiteli bir genç kızın anılarından)
Kısık sesle konuşmalarımızın arasına, gülüşmelerimiz karışıyor, sesimiz duyulmasın diye, ağızlarımızı ağızlarımızla kapatıyorduk. Dudaklarımla mühürlüyordum aşkımın dudaklarını. Onun, nergisliğim dediği göğüslerimin üzerinde(...)
Gece boyunca lapa lapa yağan kar, ufuk çizgisine dek görebildiği her şeyi bembeyaz bir renge mahkûm etmişti. Doğmakta olan güneşin, yoğun bulutların arasından sıyrılarak çehresini gösterebildiği günün şu ilk ışınları altında köy sakinleri bu canlılıkla tezat oluşturmak istercesine derin bir sessizlik içerisinde geceden kalma uykusuna devam etmekteydi henüz.
Dünyanın benden haberi var mı bakalım? En azından şu anda kimsenin benden haberi yok, bu kadarı kesin.
Ne kadar geniş bir otlaktı burası. Neredeyse diz kapaklarına dek yükselen otlar arasında iki kardeş, bir birlerine baka kaldılar. Vakit bir hayli geç olmuştu. Çiftlik evine dönmekle, önlerinde güneşin battığı yöne doğru uzayıp giden çayırlığı keşfetmek arasında ikilemde kalmışlardı. Gittikçe kuvvetlenen esinti, yemyeşil çimenleri bir oraya bir buraya