Bahar, İstanbula Hep Geç Gelir!
Komşu bahçede dut toplayan kızları görünce çok şaşırdım. Hani bahar, geç gelirdi İstanbula! Ama Doğa, bilir işini..ne bir dakika erken gelir, ne bir dakika geç kalır !!!
Komşu bahçede dut toplayan kızları görünce çok şaşırdım. Hani bahar, geç gelirdi İstanbula! Ama Doğa, bilir işini..ne bir dakika erken gelir, ne bir dakika geç kalır !!!
Geldiğin şehir, geldiğin karmaşa, geldiğin yalnızlık arkanda kalıyor. Çok gerilerde bir yerde... Adını bile anımsayamadığın bir ülkede kalıyor anlamsız iç savaşların.
Şimdi bu sonsuz bahçenin içine birlikte girelim ,görelim neler yaşanılabilir.
Benjaminnin yüzündeki o umutlu gülümseme henüz sönmemişti ki rüzgar yeniden kavradı; silkeledi. Bastığı yerin ayakları altından savrulmasıyla iyice yapıştı bulunduğu dar, sıska dalın ucuna. Kök sapından eğildi, sağa sola sarktı uçuşan başını telaşl
Aysa, hiçbir şey demeden ağaçtan inmiş. Resal’a yüzünün ışığını ve gülümsemesini bırakarak oradan uzaklaşmış. Resal, bu rüyadan çok sonra uyanmış. Gün akşam olmuş. Yol belirsiz, iz kalmaz olmuş.
Denizle elele verdi, kayıklardan pek çoğunun iplerini kopardı, onları, isteseler de istemeseler de, engin sularda özgürce sürüklenecekleri bitmeyecek bir geziye çıkardı.