"Yazılarımı okumayanlar, benim için cennete gitmiş gibidirler: huzurlu ve habersiz." – Franz Kafka"

Öykü > Modern

Kırık Kol ve Oda R

Bayram telaşıyla dolu bir hastane koridorunda, kırık koluyla yardım arayan orta yaşlı bir kadının çaresizliği ve ona el uzatan anlatıcının hikâyesi. Sağlık sistemindeki aksaklıkları ve insani duyarlılığı yansıtan bu kısa öykü, acil serviste "R Odası" gizemini ve hastane kargaşasında kaybolmuş bir hastanın dramını çarpıcı biçimde aktarıyor.

üzgün

Karınca...

Aşk ve hayat içinde bulunduğu ülkenin şeklini alır... İnsan ancak başka bir insan varsa vardır... Bir aşktan iki insanın aynı şeyi anlaması mümkün değildir... Zaman, garip huylu bir hayattır...

üzgün

İğne Oyalı Tülbent

Ah Fikri, hiç vazgeçmeyen, müzmin talip. Defalarca ertelediği, reddettiği, terslediği Fikri. Ama aynı zamanda belki o da vardır diye derslerini kütüphanede çalıştığı, onun sınıfından kızlarla sırf o sınıftan diye selamlaştığı, babasından gayri doğum gününü bildiği ama hiç kutlamadığı tek erkek olan Fikri. Sevmişti Fikriyi lakin hazır değildi buna.

karamsar

Filizkıran

Hep kendini düşünen, kendi kendine söylenen, mırıldanan, kuran, uyuyamaz kalbinin çarpıntısından, geceleri ölüm korkusundan. Yükselirken göğe iri beden, iri gözler, iri memeler, iri göktaşları düşer art arda... Bu sonu gelmeyen buz, tunç, taştan suçlar, dualar ve günahlar okyanusunda büyülü halınla yükselirsin...

nostaljik

Soytarı Zaman

Cumartesi akşamları aile için önemli bir gündü. O gün sinema makinesi ve ayaklı
perde büyük bir törenle kurulur, aygıt özenle yağlanır, çaylar, kakaolar, elmalı
pastalar, pandispanyalar hazırlanır, bebekliğimizle ilgili veya gezilerde çekilmiş
siyah beyaz filmler ve çizgi filmler seyrederdik.

karamsar

Eksi̇le Eksi̇le Kalan

Terli elleriyle kağıda düzgün yazı yazamayan, kendini ifade etmekte zorlanan bir adamın, psikiyatristinin verdiği "kendini yazma" göreviyle boğuşmasını anlatan, modern hayatın yalnızlığını ve iletişimsizliğini irdeleyen trajikomik bir öykü.

olumsuz

Hastanedeki Kara Talih

Hastane binalarının karanlık koridorları el ele uzanmış mezar taşlarını andırıyordu. Küçücük bedenlere gizlenmiş hastalıklar o koridora girince kafese tıkılmış bir maymunmuşçasına ürkek ve kararsız davranıyordu. Aylarca orada yaşamak zorunda kalan çaresiz çocuklar adeta güneş görmemiş meyveler gibi eksik ve yaralı olarak olgunlaşmak zorunda kalıyordu.

Yırtılan Roman

Bir yazarın başından geçenler... Eseri bilgisayarında durmalı mıydı? Yoksa yırtılıp kaybolmalı mıydı? Yazar hangisini tercih etme şansı olacaktı? Birçok ünlü edebiyatın bu dikenli yollarından geçmiş miydi?

Başa Dön